Zimmetsel mevzulara dair bir analiz

Bu çok ağır bir durum aslında, ar ve haya sahibi insanlar için. Yani ne bileyim, böyle bir suçlama, dürüstlükten taviz vermeyen, yetim hakkını kutsal bilen, kamu malına ilişmeyi vatana millete ihanet belleyen bir insana çok ağır gelir, bu yükle yaşayamaz, hasta olur, insan içine çıkamaz, kimselerin yüzüne bakamaz. Kendini savunacak derman da bulamaz! Hem zaten bir kez o yafta asılmışsa boynuna, sayfalar dolusu kitap yazsan, milyon tane cümle kursan, derdini anlatamazsın. Dinlemez kimse!

zimmetsel-mevzulara-dair

 

BİZİM eski Büyükşehir Başkanı Yücel Yılmaz’a ve dahi o dönemin bazı bürokratlarına zimmet çıkmış.

Kimisi 2 milyon diyor, kimisi 70 milyon, kimisi 200 milyon.

Rakamın çok önemi yok; zimmet çıkmış mı, çıkmış.

Kim çıkarmış?

Sayıştay.

Yücel Yılmaz, “bunlar rutin işler, suyu bulandırmayın, hesabını veremeyecek hiçbir işimiz yok” demiş.

Rutin işler!

Doğru tabi; Sayıştay gelir, denetler, didik didik eder, hesabı kitabı kontrol eder; eksik gedik varsa tespit eder, rapor tutar, muhatap kurumlara bildirir.

Onlar da gereğini yaparlar.

Rutini budur.

Rutin olmayanı, zimmetle suçlanmak!

Bu çok ağır bir durum aslında, ar ve haya sahibi insanlar için.

Yani ne bileyim, böyle bir suçlama, dürüstlükten taviz vermeyen, yetim hakkını kutsal bilen, kamu malına ilişmeyi vatana millete ihanet belleyen bir insana çok ağır gelir, bu yükle yaşayamaz, hasta olur, insan içine çıkamaz, kimselerin yüzüne bakamaz.

Kendini savunacak derman da bulamaz! Hem zaten bir kez o yafta asılmışsa boynuna, sayfalar dolusu kitap yazsan, milyon tane cümle kursan, derdini anlatamazsın. Dinlemez kimse!

 

***

ŞU anda hali hazırda zimmet yaftası boynunda, Büyükşehir’in koridorlarında dolaşan arkadaşların ruh halini merak ediyorum.

Başkan talimatıyla attıkları imzanın karşılığıdır bu zimmet olayı.

Büyükşehir Meclisi’ndeki bir konuşmasında topu bürokratlara atmıştı Yücel Yılmaz.

Ne demişti:

“Benim bir sorumluluğum yok, tüm sorumluluk imza atan bürokratların…”

Zimmetle sonuçlanabilecek bir işleme imza atan sorumlu…

Attırana giren çıkan yok öyle mi?

Gerçi kendisine de zimmet çıkmış; payına düşeni ödemiş.

Yani ödediğini söylediler.

“Biz bunu nasıl ödeyelim, imzaları sen attırdın” diye diklense şimdi zimmetle suçlananlar..

“Atmasaydın kardeşim, bak başının çaresine” şeklinde bir karşılık alacaklar neticede.

“Ben bu dosyaya imza atmam” deme şansları var mıydı?

Mevkiyi, koltuğu, makamı, kazancı önceleyenin “imza atmam” diyebilecek cesareti olmaz.

Ne olacak; sen atmazsan, atacak biri bulunur!

 

***

BALIKESİR bu zimmet olayını konuşuyor şimdi. Sosyal medyadaki paylaşımları görüyorsunuzdur. Yapılan yorumlara bakılırsa, herkes bir tarafından çekiştiriyor.

Mevzu, tüm şehrin diline düşünce, zimmet olayının öznesi de açıklama yapmak zorunda kalıyor.

Sıradan bir olay gibi göstermeye çalışıyor; “rutin işler” diyor, “suyu bulandırmayın” diyor, “hesabını veremeyeceğimiz hiçbir işimiz yok” diyor.

Bir de şu cümleyi kuruyor:

“Balıkesir’deki malum çevreler, hizmet ve yatırım üretme konusundaki kapasitesizliklerinin her geçen gün daha da ayyuka çıkmasını bir türlü engelleyemediklerinden bu şekilde manipülatif gündemlerle suyu bulandırıyorlar.”

Kimi kastediyor?

Ahmet Akın’ı!

“Hizmet ve yatırım üretme konusundaki kapasitesizlikleri” ifadesinden kasıt, Ahmet Akın ve O’nun yönettiği Büyükşehir Belediyesi.

Yani, bu zimmet manşetleri, sosyal medya paylaşımları falan, Ahmet Akın’ın ekibiyle bağlantılı olduğunu söylüyor bir anlamda.

Kendileri de böyle algı – çalgı işlerini çok güzel yaparlardı; gazete manşetlerinden itibarsızlaştırma operasyonları, sosyal medyadan çamur atmalar, sahte hesaplar üzerinden falan, neler neler yaptılar.

İşi gücü bırakıp herkese, her şeye salça olan sahte fenomenler bile yarattılar!

Şimdi de mevcut Büyükşehir yönetiminin algı – çalgı ekibi aynı formatta yola devam ediyor.

Aslında değişen bir şey olmadı; yalnızca isimler değişti.. İşleyiş, sistem aynı.

Meselâ başsayfadan ibaret, adına ‘gazete’ dedikleri, fotoğraf ve büyük puntolu başlıklarla herkesin gözüne sokulan dijital şeyler var.. Ahmet Akın’ın medya ekibinin elinden çıktığı söyleniyor.

Hemen hergün yeni bir spekülatif manşetle sosyal medyada karşımıza çıkan bu dijital şeyin yegane görevi, Büyükşehir’in önceki yönetimini çamursuz bırakmamak!

Yücel Yılmaz bu tür algı çalgı işlerine çok para harcıyordu; feysbuklarda bilgi paylaşanlara ‘gazeteci’ payesi verip besliyor, destekliyordu.

Şehrin gazetelerini de hem algı işleri, hem propaganda maksatlı çok kullandı.

Bu işlere hem zaman, hem kaynak ayırabiliyorlardı.

Şimdikiler de öncekilerin yolunda yürüyor!

Somut bir icraat yok; ama algı faaliyetleriyle memleketi çok güzel idare ediyorlar.

Değişen bir şey yok yani kıymetli hemşehrilerim.

 

Herkeslere selam ederim.

Exit mobile version