YİRMİ YIL ÖNCE KIRILAN TELEFONUN HESABINI SORMUŞTU

Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU

 

VEFATINDAN iki üç ay kadar önce Faruk Kula’yı ziyarete gitmiştik.

Bizim sektörden O’na giden gelen çok olurdu malum. En uzun aralıklı ziyaretçisi benimdir muhtemelen. İki üç yılda bir!

Rahmetli, senelerce bu şehre ayar verdi.. Medyaya da ayar verirdi.

Sevdiğini sever, sevmediğini açık açık belli ederdi.

Şu günlerde hapishaneyle hastane arasında gidip gelen Emin Buldan’ı meselâ.. Hiç sevmezdi.

Davalıklardı zaten.

Kula’nın açtığı davalar neticesinde içerde şimdi.

(Ama içerden de her yere yetiyor adam…)

 

***

NEYSE efendim, son ziyarete gelelim.

Faruk Abi fabrika idarehanesinin giriş katındaki odasında her zamanki gibi.

Öyle randevuya, saate bakmaz, çat kapı gelene zaman ayırırdı.. Kimileri gibi günler sonraya randevu verip atlatmazdı yani.

Bizim oğlanla beraber gittik.

Hoş geldin beş gittin faslından sonra bizimkine döndü, “sen bana borçlusun” dedi sert sert.

Şaşırdık tabi; ne borcu ki?

Bundan aşağı yukarı yirmi sene önce Borsa Lokali’nde rastlaşmışız. Bizim oğlan o zaman üç beş yaşlarında. Yaramaz, fıldır fıldır bir çocuk. Masaları dolaşıp kendini tanıtıyor; o derece girişken aynı zamanda.

Faruk Abi oynasın diye elindeki tuşlu cep telefonunu vermiş bizimkine.

Bu da düşürmüş mü yere…

Kırılmış telefon.

Unutmamış; “borcunu öde artık” diye takıldı!

Bizimki şaşkın şaşkın bakıyor.

“Para kazanmaya başlayınca telefon borcunu öde” dedi.

Ne desin çocuk?

“Öderiz Faruk Amca…”

 

***

BORSA dedim de.. Eskiden çok giderdik lokale. Şimdilerde uğramaz olduk.

O bina Kula’nın eseridir. Zahire Borsası da öyle.

Lokale haftada bir iki gidiyordu.. Gün grubu vardı; Balıkesir’in ekabiri, yöneteni, ununu elemişi, emekli müdürü, taciri, esnafı… Çarşamba mı, Perşembe mi, öyle bir şeydi adı.

Yuvarlak masalarda memleket mevzuları konuşulurdu.

Bu şehirde çok azdır, her şeyden haberdar olan insan.

Kula onların başında geliyordu.

 

***

TİCARETE de, siyasete de ayar vermek gibi bir işlev yüklemişti kendine. Bu belki isteyerek yapılan bir şey değil; koşullar, denge politikaları, gücü koruma gibi zorunlulukların tezahürü.

Kimileri vardır, parasına, çevresine, varlığına güvenip kendini şehrin sahibi falan zanneder.

Kula için ‘zannetmek’ değildi bu.

Hani, egemen olmak önemlidir ama, bunu zorla sağlayamazsın.

Bu şehir O’nu egemenleştirdi. Belki bir görev tanımı, belki başka bir şey.

Sonuçta Faruk Kula Balıkesir’in egemeniydi.

Şehri yönetenlere bile ayar verecek kadar egemen.

 

***

HANİ başkalarının egemenlik mücadelesi olmasa, belki öyle bir görev tanımı da olmazdı bir ihtimal.

Büyükşehir’in eski Başkanı Edip Uğur’la olan kavgalarını düşünün meselâ.

Eski zamandan gelen karşılıklı güç mücadelesinin tavan yaptığı bir süreç oldu, yaşadığımız son üç beş yıl.

Bu şehir, egemenlik kavgası veren iki ismi konuştu uzun uzun.

Taraflar keskinleşti. Kavga sertleşti. Kula, kolay alt edilir bir karakter değildi; aksine güçlüydü.

Edip Uğur da aynısı. Bu durumda şehir neredeyse ikiye ayrıldı.

Zaten olanı biteni biliyorsunuz az çok; uzun uzun anlatmaya gerek yok.

Sonuçta ne oldu?

Kula, onca hengameden galip çıktı kendince.

Edip Uğur, yaşam enerjisinin ana kaynağı siyaset sahnesinden indi; kendi köşesine çekildi.

Yine de boş durmuyor, ara sıra görüntü yapıyor ama, başrolde yok artık.

 

***

“BEN ticaret adamıyım, sanayiciyim, siyasetle işim olmaz” derdi hep.

Ne ki, siyaseti dizayn etmekten geri durmadı.

Ne zaman yerel seçim olsa, CHP’de Kula’nın ismi ilkin gündeme gelirdi meselâ.

Sayısız partili, “Kula aday olursa kesin kazanırız” modunda, O’nun adaylığına onay verirdi ama..

Kula’nın asıl hesabı adaylık değil, isminin her yerde telaffuz edilmesiydi elbet.

Yani bir anlamda “şehir beni seviyor mu” sorusuna yanıt aramak gibi.

 

***

KAFASINDA kırk tilki dolaşan, ama kırkının kuyruğunu birbirine değdirmeyenlerdendi Faruk Abi.

Yirmi yıl önce kırılan telefonun hesabını unutmayacak kadar sağlam hafızalı.

 

***

ÖYLE veya böyle Balıkesir’i sırtında taşıyanlardandı.

Kapısından mutsuz dönen var mıdır bilmem.

Bu şehir O’nu unutmayacaktır.

Exit mobile version