Yetmişli yıllarda yapılan çiçek aşılarının koruyuculuğu var mı?

Önceki yıllarda yapılan çiçek aşılarının, özellikle de M çiçeği virüsü (Maymun çiçeği) olarak bilinen virüse karşı koruyuculuğu hakkında yapılan araştırmalar, önemli bilgiler sunuyor.

m-çiçeği-virüsü

Önceki yıllarda yapılan çiçek aşılarının, özellikle de M çiçeği virüsü (Maymun çiçeği) olarak bilinen virüse karşı koruyuculuğu hakkında yapılan araştırmalar, önemli bilgiler sunuyor.

Çiçek Aşısı ve M Çiçeği (Monkeypox) Koruyuculuğu

Çiçek Aşısı ve Monkeypox: Geleneksel çiçek aşıları, Variola virüsüne karşı geliştirilmiştir. Variola virüsü, insanlarda çiçek hastalığına neden olan virüstür. Monkeypox virüsü (M çiçeği virüsü), çiçek virüsüne oldukça benzeyen bir ortopoksvirüstür. Bu nedenle, çiçek aşıları, Monkeypox virüsüne karşı çapraz koruma sağlayabilir.

Koruyuculuk Derecesi: Araştırmalar, daha önce çiçek aşısı olmuş bireylerin Monkeypox virüsüne karşı belirli bir koruyuculuğa sahip olabileceğini göstermektedir. Çalışmalar, çiçek aşısının Monkeypox virüsüne karşı yaklaşık %85 oranında koruma sağlayabileceğini öne sürmektedir. Bu koruma, aşının yapılmasından geçen süreye, bireyin yaşı ve bağışıklık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Aşının Uzun Süreli Etkisi: Çiçek aşısının koruyuculuğu zamanla azalabilir. Ancak, bazı bireylerde onlarca yıl sonra bile belirli bir düzeyde koruyuculuğun devam edebildiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle, daha önce çiçek aşısı olmuş bireylerin Monkeypox enfeksiyonuna karşı tamamen korunmasalar bile, hastalığı daha hafif geçirme olasılıkları olabilir.

Yeni Aşılar ve Stratejiler: Monkeypox salgınları karşısında, geçmişte çiçek aşısı yapılmış bireylerin korunması için yeni nesil çiçek aşıları (Modified Vaccinia Ankara, MVA gibi) geliştirilmiştir. Bu yeni aşılar, hem Variola virüsüne hem de Monkeypox virüsüne karşı daha spesifik ve güvenli bir koruma sağlamak amacıyla tasarlanmıştır.

Sonuç olarak, önceki yıllarda yapılan çiçek aşıları, M çiçeği virüsüne karşı belirli bir çapraz koruma sağlayabilir, ancak bu korumanın etkinliği kişiden kişiye ve zamanla azalabileceği için yeni aşılar ve koruma stratejileri önemlidir.

 

TÜRKİYE’NİN ÇİÇEK AŞISI GEÇMİŞİ

Türkiye’nin çiçek aşısı geçmişi, Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanan köklü bir tarihe sahiptir. Çiçek hastalığı, tarihin en ölümcül ve yaygın hastalıklarından biri olarak bilinir. 18. yüzyılın başlarında, Osmanlı topraklarında bu hastalığa karşı bağışıklık kazandırma yöntemleri uygulanmaya başlamıştır.

Variolasyon (Aşılamanın İlk Adımları):

Osmanlı İmparatorluğu’nda, çiçek hastalığına karşı geliştirilen ilk yöntemlerden biri “variolasyon” olarak bilinir. Bu yöntemde, hafif çiçek hastalığı geçirmiş bir kişiden alınan irin, sağlıklı bireylerin derisine sürülerek hastalığın daha hafif bir şekilde geçirilmesi sağlanmaya çalışılırdı. Bu teknik, Avrupa’ya Osmanlı İmparatorluğu’ndan yayılmıştır.

Lady Mary Montagu ve Aşılama Yöntemi:

  1. yüzyılın başlarında, İngiltere’nin İstanbul büyükelçisinin eşi Lady Mary Montagu, Osmanlı kadınlarının çocuklarına bu yöntemle çiçek aşısı yaptıklarını görmüş ve bu bilgiyi Avrupa’ya taşımıştır. Lady Montagu, çiçek aşısı yönteminin Avrupa’da yaygınlaşmasına önemli katkılarda bulunmuştur.

Cumhuriyet Dönemi ve Modern Aşı Uygulamaları:

Cumhuriyetin ilanından sonra, Türkiye’de modern aşı uygulamaları yaygınlaşmıştır. Sağlık Bakanlığı, çiçek hastalığına karşı aşılama kampanyaları başlatmış ve bu hastalığın ülke genelinde kontrol altına alınması için yoğun çaba sarf etmiştir. 1970’lerin başında, Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel çiçek hastalığını yok etme çabalarına Türkiye de aktif olarak katılmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

Çiçek Hastalığının Eradikasyonu:

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) çiçek hastalığının eradikasyonu için başlattığı küresel kampanyalar sonucunda, Türkiye’de de bu hastalık tamamen ortadan kaldırılmıştır. 1980 yılında WHO, çiçek hastalığının dünya genelinde tamamen yok edildiğini ilan etmiştir.

Türkiye’nin çiçek aşısı geçmişi, hem Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlayan yerel uygulamalar hem de Cumhuriyet dönemi modern aşılamalarla, halk sağlığının korunmasında önemli bir rol oynamıştır.

 

M. ÇİÇEĞİ VİRÜSÜNDEN NASIL KORUNACAĞIZ?

M Çiçeği virüsünden (Monkeypox) korunmak için birkaç önlem almak önemlidir. Bu virüs, genellikle enfekte hayvanlardan veya insanlardan bulaşabilir. İşte korunma yolları:

Kişisel Hijyen ve Temizlik:

  • Ellerin Yıkanması: Eller, özellikle hayvanlarla temas ettikten sonra su ve sabunla iyice yıkanmalıdır. Sabun ve su bulunmadığında alkol bazlı el dezenfektanları kullanılabilir.
  • Yüzeylerin Temizliği: Enfekte olma riski bulunan yüzeyler, sık sık dezenfekte edilmelidir.

Doğrudan Temastan Kaçınma:

  • Enfekte Kişilerle Temastan Kaçınma: M çiçeği olan kişilerle doğrudan temas etmekten kaçının. Bu, virüsün cilt lezyonları, vücut sıvıları veya kontamine eşyalar yoluyla yayılmasını önlemek için önemlidir.
  • Hayvan Teması: Özellikle Afrika kökenli yabani hayvanlarla temas etmekten kaçınılmalıdır. Bu hayvanlar virüsü taşıyabilir.

Koruyucu Kıyafetler:

  • Maske ve Eldiven Kullanımı: Enfekte bir kişiyle veya potansiyel olarak virüs taşıyan hayvanlarla temas halinde maske ve eldiven kullanımı önerilir.

Aşılar:

  • Çiçek Aşısı: Çiçek aşısı (Smallpox vaccine), Monkeypox virüsüne karşı çapraz koruma sağlayabilir. Bu nedenle, yüksek riskli gruplara veya Monkeypox hastalığının yaygın olduğu bölgelere seyahat edenlere çiçek aşısı önerilebilir.
  • Yeni Nesil Aşılar: Monkeypox için özel olarak geliştirilen yeni nesil aşılar (MVA-BN gibi) da mevcuttur ve bu aşılar, Monkeypox virüsüne karşı daha etkili bir koruma sağlayabilir.

Hasta İzolasyonu:

  • Enfekte Kişilerin İzolasyonu: Enfekte olan kişiler, bulaşma riskini en aza indirmek için izolasyona alınmalıdır. Enfekte kişinin eşyaları, giysileri ve yatak takımları da dikkatlice temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.

Bilgi ve Farkındalık:

  • Semptomları Tanıma: M çiçeği virüsünün belirtilerini (ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, lenf bezlerinde şişlik ve döküntüler) bilmek ve bu belirtileri gösteren kişilerle temastan kaçınmak önemlidir.
  • Riskli Bölgelere Seyahatten Kaçınma: M çiçeği virüsünün yaygın olduğu bölgelere seyahat ederken önlemlerin artırılması ve gerekirse seyahatten kaçınılması önerilir.

Tıbbi Yardım Arama:

  • Belirti Gelişirse: Eğer M çiçeği belirtileri gelişirse, hemen tıbbi yardım alınmalı ve sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır. Erken teşhis ve izolasyon, virüsün yayılmasını önlemek açısından kritiktir.

Bu önlemler, M çiçeği virüsünün yayılmasını ve bulaşmasını önlemeye yardımcı olabilir. Özellikle salgın dönemlerinde, sağlık otoritelerinin tavsiyelerine uymak önemlidir.

 

 

Exit mobile version