BU güzel memleketin türlü çeşitli çevre sorununa dair yazar çizeriz yıllardır.
Biz yazarız, ilgili kurumlar susar!
Yetkili ve etkili kişiler sessizliğe bürünür.
Sorumluluk mevkiindekiler idare-i maslahatçıdır; işlerine gelmezse geçiştirirler, görmezden gelirler. Konjönktürel takılırlar; duruma, zamana, zemine göre hareket ederler.
Varsın öyle olsun!
Biz yazalım.. Geleceğe not bırakalım.
Sonraki nesil kıyamet distopyasıyla boğuşurken, tozun toprağın altında kalmış gazete parçalarını bulur çıkarır; belki o yazılanları okur, “vatandaş gerekli uyarıları yapmış, zamanın sorumluları oralı olmamış” der.. Bize değil, o sorumluların yedi ceddine rahmet okur!
Neyse efendim, girizgâhı kısa tutalım, asıl mevzudan sapmayalım, hemen durum özeti yapalım.
BALIKESİR Büyükşehir Belediyesi’ne ait vilayetin birkaç noktasında asfalt plenti ve taş ocağı tesisleri var malum.
Bunlardan biri de Karesi’ye bağlı Üçpınar ve Ziyaretli köyleri arasında bir yerde.
Köy yolu üzerinde geniş bir alana yayılmış halde, taş ve asfalt malzemesi üretiyorlar.
Büyükşehir’in Yol Bakım Onarım Dairesi’ne bağlı tesisler bunlar. Yoldaki tabelada Büyükşehir adresi var.
Bu tesisten kara dumanlar yükseliyor.
Diğer ilçelerde kurulan tesislerde de durum aynıdır muhtemelen.
Havaya saldıkları zehirli duman, bölgede yaşayanlar için büyük sorun.
***
MÜSİLAJ diyorlar; Marmara Denizi’nin dibinde başlayıp yüzeyine ulaşan köpükleşmeyle güya mücadele ediyorlar… Müsilaj, denizin kurdu! Su altındaki yaşamı kemir kemir kemiriyor.
Bacalardan çıkan zehirli duman da havayı kemiriyor!
Vahşi madenciliğin dayanılmaz ağırlığı altında ezilirken, bir yandan da kontrolsüz bacalardan çıkan dumanı soluyor insanoğlu.
Sadece insan mı?
Havada uçan kuş, yerde sürünen çiyan, yiyecek arayan börtü böcek; tüm canlılar etkileniyor haliyle.
Ya toprağa ne demeli?
Tesisten yükselen kirli kara duman, tarladaki ekine, meyveye duran ağaca falan zarar vermiyor mu?
Vatandaş dilekçe verse yetkili kurumlara, “bakarız, ederiz” türü yanıtlarla savuşturacaklar.
“Belediye’ye gidip anlatalım derdimizi” dese; zaten kirleten Belediye!
Geliyor gazeteye, “yaz” diyor; “sen yazarsan belki sesimizi duyarlar…”
Ne yapalım yani, yazmayalım mı?
Vatandaş videosunu, fotoğrafını çekmiş; bize yolluyor. “İşte bak” diyor, “haftanın en az üç – dört günü çektiğimiz çile budur…”
Bakar mı vatandaş senin sorumlu daire başkanına, müdürünün dediğine, amirinin söylediğine…
Direkt muhatabı Belediye’nin Başkanı’dır! Tabelada, eski BBB logosu olsa da, tesisin Büyükşehir’in mülkiyetinde olduğu ortada.
Bu arada, gazeteciliğin ‘merak’ ve ‘teyit’ kuralı gereği birkaç yetkili – etkili yöneticiyi aradık; ne nedir, kimindir, nedendir diye sorduk.
Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık, “Tam bilgim yok, soruşturayım, sana dönerim” dedi.
Döndü.
Söylediğine göre, bu tesis kiralanmış. Akbıyık’ın söylediğine göre Uluova firması kiralamış.
Yoldaki tabelada ‘Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ yazıyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ekibini alsın yanına, gidip bir baksın oralara.
Tesisten yükselen kara dumanların sırrı nedir, vatandaş gerçekten rahatsız mı değil mi, şikayetler ne merkezde, amaç dışı kullanım var mı, baksın, incelesin, durumu analiz etsin.
ELBET Karesi Belediyesi de sorumludur! Tesis, Karesi mıntıkasında kalıyor neticede.
ÇED’i medi var mıdır, bacası filtreli midir, izni, ruhsatı, şusu busu falan işte… Eh, bir bakmak lazım hepsine.
Mevzunun Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na da iletildiğini duyduk.
Derin deşarjlardan, arıtma yetersizliğinden yedikleri milyon milyon cezanın üstüne, bir de bu kara duman cezası eklenmesin yani.
Selam ederim herkeslere.