Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU
HANİ koronavirüs günlerinde Kızılay’ın varlığı, iştigali, sorumluluğu, şusu busu çok konuşuluyor.
Malum, eleştirilerin odağında bu tarihi kurum.
Durumdan vazife çıkarıp, mal bulmuş mağrıbi gibi mevzuya atlamak değil bizimki.
Kim yapsa kızarız, laf ederiz, eleştiririz.
Kızılay yapmış madem, eleştirmek lazım.
***
NE yaptı Kızılay?
14 yaş altı çocukların iki ay sonra ilk kez dört saatliğine sokağa çıktıkları gün..
Bandırma’nın en mevki yeri Şehit Süleymanbey Caddesi’nde oyuncak ayı dağıttı!
Hani çocuklar sevinsin, bu ev hapsi günlerinde azıcık neşelensinler falan.
Ama nasıl dağıttılar gördünüz.
Kızılay görevlileri caddenin bir köşesinde paketleri açıyor, vatandaş oyuncak ayıların başına üşüşüyor.
Toplamda bin beş yüz oyuncak ayı on – on beş dakikada tükeniyor.
Normal zamanda bile böyle manzaralara tahammül edilmez.
Bir seyyar tezgahının başına üşüşen kalabalıklar çoğumuzun tepkisini çeker.
Salgın günlerinde olunca, ister istemez öfkeleniyorsunuz.
***
BİZİM millet bedavayı sever, yalan değil yani. Hiç ihtiyacı olmayanların bedava dağıtılan şeylerden bir iki tane kapabilmek için önündekini arkasındaki ezip çiğnemekten çekinmediğinin çok örneği var bu ülkede.
Korona günlerinde, sosyal mesafe kuralları koyuyorsun.. Sağlık Bakanı hergün ekrana çıkıp “sosyal mesafeye dikkat edin, kalabalıkların içine girmeyin, temastan uzak durun” diye bas bas bağırıyor.
Bizim Kızılay, üç kuruşluk pelüş oyuncak dağıtıp reklam yapacağım diye yüzlerce insanı birbiriyle temas ettirmekten çekinmiyor.
***
HİÇ Mİ düşünemiyorlar, hiç mi akıl edemiyorlar acaba?
Dağıtacaksan başka yöntemle dağıt. Yüzlerce insanı beleş oyuncak paketlerinin başına çekip birbirine temas ettirmeden dağıt.
Bir tane beleş ayı kapabilmek için çırpınanların çoğunda maske falan da yok ha!
Hani dağıtanı eleştiriyoruz da, horhordan pay kapmanın derdine düşen vatandaşı eleştirmeyelim mi?
***
BİR kişi virüs taşıyorsa, oradakilerin çoğuna bulaştı demektir.
Maskesini çenesinin altına kaydırıp, bir yandan beleş ayı kapmak için çabalıyor, bir yandan elindeki dondurmayı yalamaya devam ediyor genç arkadaş.
Hani Bandırma için ‘en medeni, en modern, en çağdaş ilçemiz’ deriz ya hep.
Kızılay ve beleş oyuncak seviciler el ele verdiler, Bandırma’nın bu özelliğinin içine ettiler!
***
KOLLUK kuvvetleri yok mu olay yerinde? Polis, zabıta nerede?
Niye müdahale edilmiyor?
Ayrıca, ölmüş babasının hayrına lokma döktürecek vatandaşa izin için kaç tane bürokratik işlem uyguluyorsunuz; Kızılay’ın beleş oyuncak dağıtımı için bir izin girişimi oldu mu?
Yoksa kafasına göre mi takıldı Kızılaycılar?
Bandırma Kaymakamlığı’nın haberi var mı?
Yoksa.. Zaten izin mizin de yoktur.
O halde Kaymakamlık bir işlem yapmayı düşünüyor mu?
Düşünmüyorsa..
Balıkesir Valiliği herhangi bir işlem yapacak mı?
Hem Kaymakamlık, hem Kızılay için.
***
ON BİNLERCE sağlık görevlisi salgınla mücadele için seferber olmuş.
Hani pencerelere çıkıp alkışlıyoruz onları, fedakarlıkları için.
Devletin tüm kurumları, personeli kendi görev alanı içinde salgınla mücadele ediyor.
Sorumlu vatandaşlar devletin belirlediği kurallara uyuyor, alınan tedbirlerin gereğini yapıyor falan.
Salgınla mücadelede milyarlarca lira harcanıyor.
Sonra bir oyuncak ayı muhabbeti tüm bu mücadeleyi dumura uğratıyor!
***
UMARIM o ortamda bir taşıyıcı yoktur.
Yine de tedbir amaçlı olay yerinde bulunanlara çağrı yapılmalı.
Kalabalığın içinde oyuncak alabilmek için birbiriyle temas eden herkes test için çağrılmalı.
Orada kaptın virüsü diyelim.. Mahalleye gidiyorsun, ekmek alıyorsun bakkaldan; zavallı bakkala bulaşıyor virüs. Eve girmeden yan komşuyla sohbet ediyorsun uzun uzun, O da kapıyor.
Eve gidiyorsun, çoluk çocuk kapıyor.. Altmış beş yaş üstü biri varsa evde, en büyük zarar ona.
Yani, virüsü herkese bulaştırma riskinin farkında olan biri.. Ya da böyle ortamlarda virüs kapma olasılığının yüksek olduğunu bilen biri..
O kıymetsiz pelüş oyuncak derdine kendini ölümün kucağına atar mı?