Balıkesir Akademik Odalar Birliği 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Gökçeyazı’da yaptıkları basın açıklamasında Türkmendağı’nda kurulacak altın-bakır madeni projesinin iptalini istedi.
Balıkesir’de faaliyet gösteren akademik odaların oluşturduğu birlik İvrindi ve Altıeylül ilçelerinde 16 kırsal mahalleyi yakından etkileyecek olan altın madeni projesine karşı çıktı. Gökçeyazı’da yapılan açıklamada projeyle ilgili usulsüzlüklerin olduğu belirtilirken ÇED Raporunda ise çevreye zarar veren durumların olduğu ileri sürüldü. Gökçeyazı ve proje alanında büyük bir çevre tahribatı olacağı da ifade edilen basın açıklamasında, çevreye zarar veren projelerin iptali için mücadeleye devam edileceği kaydedildi.
“PROJE İLE İLGİLİ USULSÜZLÜKLER VAR”
Balıkesir Akademik Odalar Birliği Dönem Sözcüsü Tabip Odası Başkanı Dr. Muhammet Can birlik adına yaptığı açıklamada şunlara yer verdi:
“CVK Madencilik A.Ş. tarafından Balıkesir İli İvrindi ve 6 Eylül ilçelerinde en az 16 köyü yakından etkileyecek olan CVK Madencilik Anonim Şirketi’ne ait Altın, Bakır Maden Ocağı Kapasite Artışı Hazır Beton Tesisi ve Cevher Zenginleştirme / Atık Depolama Tesisi projelerine verilen “ÇED olumlu” kararlarının iptali istemiyle açılmış davalar Danıştay’da temyiz incelemesi devam etmektedir. Ancak hukuki süreç devam ederken şirket alanda çalışmaya başlamış, alanın etrafına tel çit çekmiş ve bariyer koymuştur. Başta Gökçeyazı, Sarıalan ,Çamköy, Sofular, Kiraz, Dallımandıra olmak üzere bölgedeki en az 16 köyü etkileyecek olan projede hem ÇED Raporunda, hem de uygulamada bir sürü usulsüzlükler olduğu görülmektedir. Proje alanı içerisinde köylülere ait tarım alanları, meralar, ormanlar ve hazine araziler yer almaktadır. “Tarlaların büyük bir kısmında mülkiyet izinlerinin alınmadığı bilinmektedir. Şirketin tarım alanları üzerinde işe başlayabilmesi için ya özel mülkiyete ait tarlaları satın alması, “kamu yararı kararı” ve ardından “tarım dışı kullanım izinleri’ni almış olması” ya da cumhurbaşkanlığı tarafından “acele kamulaştırma kararı” vermiş olması gerekirdi. ÇED alanının tel çit ile çevrilmiş olması ve bariyerler konulması nedeniyle tarla sahibi köylüler tarlalarına gidememekte ve kullanamamaktadır. Tarlaların bulunduğu alanlarda iş makinelerinin çalıştığı, tarlaların kazıldığı ve doldurulduğu, tarımsal niteliğinin yok edildiği görülmektedir.”
“ÇED RAPORUNDA ÇEVREYE ZARAR VEREN DURUMLAR VAR”
“Türkmen Dağımızın ormanlarında, meralarımızda, hazine arazilerinde, tarlalarda altın bakır madeni çıkarılacak, cevher siyanürle işlenecek ve pasa/atık depolanacaktır. Yine, Çamköy’ün altında, Gökçeyazı, Sofular ve Sar alan Köylerinin çok yakınında maden ocakları vardır. Yeraltı ocaklarının sadece çok küçük bir bölümü planlanmış ve ne yazık ki projenin gerçek etkisi değerlendirilmemiştir. 16 köyü etkileyecek madende patlatma, susuzlaştırma yapılacak, altın ve bakırı elde etmek için siyanür, tuz ruhu, kostik başta olmak üzere 23 çeşit kimyasal kullanılacaktır. Proje büyük bir deprem oluşturması beklenen Gökçeyazı fay hattına çok yakındır. ÇED alanı içinde ve çevresinde Çamköy, Sarıalan ve Gökçeyazılı köylerin tarla, mera, fıstıklıkları bulunmaktadır. Ayrıca, ÇED alanına 3 km’den daha az mesafede zeytinlikler vardır. ÇED Raporunda zeytinlik alanlara hiç değinilmemiş ve değerlendirilmemiştir. Sağlık koruma bandı 40 metre olduğu belirtilse de açık ocak yakınlarında 5 metreye kadar düşmektedir. Proje alanında kanuna aykırı bir şekilde Çamköy ve Sarıalan’da köylülere ait evler bulunmaktadır. Dallımandıra Göletimizin hemen bitişiğinde çeşmelerimiz, derelerimiz, sulama kanallarımız proje alanında kalıyor. Yeraltı galerileri ve açık ocakta susuzlaştırma yapılacak, bu su işletmede de kullanılacak. Tertemiz su kaynaklarımız kimyasal işlemler için kullanılacak. Cevher zenginleştirme ve atık barajında meydana gelebilecek bir sızıntı, Gökçeyazı Söğütlüdere’ye, oradan Kocaçay’a, Kocaçay’dan da Manyas gölüne ulaşıp büyük bir çevre felaketine neden olma riskini barındırmaktadır. Devletimiz, İvrindi-Gökçeyazı ovalarında 36.620 dekar alanı kapalı sistem sulamaya açıp, Gökçeyazı, Kocaavşar ovalarında toplulaştırma yaparak, tarımsal üretimi ve hayvancılığın gelişimi için büyük yatırımlar yapmışken, Gökçeyazı-Kocaavşar-Işıklar köylerinin ovalarına hakim Türkmen Dağı’nda siyanürlü altın madenciliği, bölgedeki tarımsal üretime ve hayvancılığa telafisi olanaksız zararlar verme potansiyeli taşımaktadır.
“GÖKÇEYAZI DA BÜYÜK BIR DOĞA TAHRİBATI YAŞANACAK”
Ülkede sayısı 20’ye yakın olan altın madenciliği projelerinin hiçbirinin kamu yararı yoktur. “Ordu Fatsa’da, Bergama’da, Kışladağ’da, Uşak-Eşme’de, Maden Dağı’nda görüldüğü gibi yeraltı ve yer üstü sularımızı, havamızı, toprağımızı kirletmektedir. Hem çevre, hem de insan sağlığını bozmaktadır. Zaten su fakiri olan ülkemizde bu durum, susuzluğa, kuraklığa yol açacaktır. Türkmen Dağı ve çevresindeki köylerde de tarım alanlarının, meraların, hazine arazilerinin ve ormanlık alanların yok edileceği, bölgede büyük bir doğa katliamı yaşanacaktır. ÇED alanı içinde kalan ve hala satın alınmamış olan tarlalara gidilemiyor ve tarlalar yok edilmiş olabilir. Evlerin proje alanında kalmasından, yerleşim yerlerinin altında ve çok yakında madencilik yapılacak olmasından dolayı büyük endişe vardır. Devasa alanlarda patlatma ve susuzlaştırma yapılarak açık ve yeraltında maden ocakları işletilecektir. Ancak, ciddi tehlike arz eden projenin gerçek etkisi ÇED raporunda görmezden gelinmiştir. Su kaynakları, sulama hattı, araziler, evler zarar görecektir. Planlamadaki hata ve eksiklerin uygulamada korkunç sonuçlar doğuracağı ortadadır. Ölmek, hastalanmak, yoksullaşmak, köylülerimizi bekleyen tehlikelerdir. Burası yeni bir İliç faciasına davetiye çıkaracaktır. İliç’te meydana gelen felakette hem siyanürlü atıklar dere yataklarına aktı, hem de 9 canımız toprak altında can verdi. İki çalışanın cansız bedenlerine ancak ulaşılabildi. Halen 7 maden çalışanı siyanürlü atıklar altındadır.
“YAŞAM ALANLARIMIZ BİZİMDİR”
Anayasanın 56. maddesine göre, herkesin sağlıklı bir çevrede, temiz gıdalarla beslenerek, sağlıklı yaşamak hakkı ve yaşam alanlarını koruma hakkı vardır. Hiçbir kamu yararı olmayan, doğa katliamı suçu olan, havayı, suyu, toprağı kirletecek olan söz konusu maden projesine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilmiş olan İşletme Ruhsatı ve Balıkesir Valiliği tarafından verilmiş olan çalışma ruhsatı derhal iptal edilmelidir. Satılmayan tarlalara ulaşmayı engelleyen tel çit ve bariyerler kaldırılmalı ve ulaşım derhal sağlanmalıdır. Ayrıca verilmiş ise, Mera Kanunu, Orman Kanunu ve Toprak Koruma Kanunu hükümleri doğrultusunda söz konusu kanunlara muhalefetten dolayı, söz konusu alanların tahsis izinleri iptal edilmelidir. Proje için kamu yararı ve tarlalar için kamulaştırma kararı verilmemelidir. 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun uyarınca zarar veren köylerin mağduriyetleri giderilmelidir. Proje alanı içeresindeki zeytinlikler, fıstık çamları, tarlalar, meralar korunsun, vermişse mera tahsis izni ve tarım dışı kullanım izinleri iptal edilmelidir. Köylülerin maden nedeniyle uğradığı mağduriyete ve hak kayıplarına karşı mücadele ederken Anayasal haklarının kullanımı konusunda baskılar durdurulmalıdır. Zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerinin aşılattırılması hakkında kanuna da aykırılık vardır.Ayrıca, İvrindi Tümad altın madeni nedeni ile Madra’daki su kaynakları tükendi. Burhaniye Düdüklü suyu artık akmıyor.
“ÇOCUKLARIMIZIN GLECEĞİ İÇİN HİÇ BİR YERE GİTMİYORUZ”
Sonuç olarak Türkmendağı ve çevresi orada yaşayanlarındır. CVK Madencilik A.Ş buradan defolup gidene kadar bizler buradayız. Ayrıca AKOB, anayasal meslek kuruluşları olarak kamu yararı yanında olmamız gerektiğini ve birliği oluşturan odaların ve disiplinlerin her birinin kendi görüşlerinin de yer aldığı gerçekleri anlatacak bir rapor hazırlayacaktır. Mücadelemiz geleceğimiz için, çocuklarımız için, onların geleceğini karartmamak için buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz. Türkmendağı’nın üstü altından değerlidir. Gökçeyazı’yı öldürmek isteyenlere asla izin verilmeyecektir.”