TÜRKİYE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLDİ

İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacısı olan Türkiye, Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle sözleşmeden çekilme kararı aldı. Toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine dayanan İstanbul Sözleşmesi, 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaya açılmış ve 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girmişti.

Resmi Gazete’de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın imzasıyla yayımlanan kararnamede, “3718 sayılı kararda “Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3 üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.” ifadeleri yer aldı.

Sözleşmenin feshi, konuya ilişkin bildirimin Genel Sekretere ulaştırıldığı tarihten itibaren üç aylık sürenin bitimini izleyen ayın birinci gününde yürürlüğe girecektir. İstanbul Sözleşmesi’nin 80/2. maddesine göre, üç ay sonra ayrılma kararı yürürlüğe girebiliyor.

 

 

Sözleşme, 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi olarak anılıyordu.

Tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan ve kamuoyunda bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

Sözleşme, Temmuz 2020 itibarıyla 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanmış, imzacı ülkelerin 34’ünde onaylanmıştır.

 

İstanbul Sözleşmesi’nin amacı nedir?

Kadınları her türlü şiddetten korumak, kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak,

Kadına yönelik her türlü ayrımcılığın kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınların güçlendirilmesi yolu dahil kadın ile erkek arasındaki temel eşitliği teşvik etmek;

Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağdurlarının korunması ve bu mağdurlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politikalar ve tedbirler geliştirmek;

Kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla uluslararası işbirliğini teşvik etmek;

Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak üzere bütüncül bir yaklaşım benimsemek amacıyla etkili işbirliğini sağlamak için kuruluşlara ve kolluk kuvvetlerine destek ve yardım sağlamaktır.

İstanbul Sözleşmesi’nin kapsamı

İşbu Sözleşme aile içi şiddet de dahil olmak üzere, kadınları aşırı biçimde etkileyen kadınlara yönelik her türlü şiddet biçimi için geçerlidir.

Taraflar işbu Sözleşmeyi tüm aile içi şiddet mağdurlarına uygulamaya teşvik edilirler. Taraflar işbu Sözleşmenin hükümlerini uygularken, cinsiyete dayalı şiddet mağduru kadınlara özel önem atfedilmelidir.

İşbu Sözleşme barış zamanlarında ve silahlı çatışma durumlarında uygulanır.

Sözleşme kapsamındaki suçlar

Sözleşme taraf devletlere, aşağıda belirtilen davranışlara yönelik cezai veya başka bir hukuki yaptırım öngörmeyi zorunlu kılmaktadιr:

– Ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik)
– Taciz amaçlı takip;
– Tecavüz dahil, cinsel şiddet;
– Cinsel taciz;
– Zorla evlendirme;
– Kadınların sünnet edilmesi;
– Kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama.

Burada açıkça verilmek istenen mesaj, kadınlara yönelik şiddetin ve ev içi şiddetin özel hayatta saklı kalacak konular olmadığıdır. Aksine, mağdur olan kimse failin eşi, hayat arkadaşı yada ailenin bir ferdi ise, aile içinde işlenen suçların özellikle travma yaratıcı etkisini vurgulamak üzere bu kişinin cezası daha da ağırlaştırılabilir.

Exit mobile version