Atatürkçü Düşünce Derneği Balıkesir Şubesi Cumhuriyet değerlerinin saldırı altında olduğunu belirterek basın açıklaması yaptı. Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkılacağı belirtilen açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti sahipsiz değildir” denildi.
ADD Şube Başkanı İlhan Öner ve dernek üyeleri yaptıkları açıklamada cumhuriyet kazanımlarının ve ülkenin dirliğinin saldırı altında olduğu ileri sürüldü.
CUMHURİYETİ YIKMAK İSTEYENLER STRATEJİ DEĞİŞTİRDİ
ADD Balıkesir Şube Başkanı İlhan Öner tarafından yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye Cumhuriyeti, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz liderliğinde; emperyal güçlerin bozguna uğratılmasının sonucu kurulmuştur. Savaş meydanlarında, Mustafa Kemal’in askerlerinden okkalı tokat yiyenler; strateji değiştirmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırma hayallerinden vazgeçmeyenlere önemli bir ayrıntıyı hatırlatırız: Hepimiz Mustafa Kemal’in askerleriyiz. Atatürkçü Düşünce Derneği; emperyal güçlerin, yerli işbirlikçiler eliyle uygulamaya koyduğu planları ve uygulayıcılarını bir bir ifşa etmektedir. Bizler inanıyoruz ki “Bir ülkede namuslular en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça o ülke için kurtuluş yoktur. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi saygın ve değerli kavramlar kullanılarak yürütülen pek çok operasyonu yaşadık, gördük. Yapılan tüm operasyonlar, Atatürk Cumhuriyetini yok etme amaçlı olmuştur. Cumhuriyet kazanımları ve ülkemizin dirliği tarihin en ağır, en sinsi saldırısı altındadır.
ÜLKENİN BAŞINA PÜSKÜLLÜ BELA OLDULAR
Büyük Atatürk’ün bizzat kurduğu T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı makamına atanan şahsın; Büyük Önder’in bedenen aramızdan ayrılışının 80. yıl dönümünde; Atatürk, Cumhuriyet, vatan, millet ve insanlık düşmanı “püsküllüyü” resmen ziyaret etmesi ve “püsküllünün”; “şeyhülislam hazretleri hoş geldiniz” sözleriyle karşılanması gelinen vahim noktanın kanıtıdır. Açıkça söylüyoruz ki bu ziyaretin denk getirildiği gün “insani” ve “tesadüfi” olmanın ötesinde işaretler barındırmaktadır.
“Püsküllüyü” ziyaret, yapıldığı gün ve yapılış biçimiyle hiç kuşkusuz Atatürk Cumhuriyeti’ne açıkça bir meydan okumadır. Diyanet İşleri Başkanı, burada sadece, zavallı bir sözcü ve zavallı bir aracıdan ibarettir. Atatürk Devrimi’ne asıl meydan okuyanlar, Diyanet İşleri Başkanı’nı bu göreve atayanlar, Onu savunanlar ve püsküllüyü koruyanlardır. Atatürk Cumhuriyeti’nin başına “püsküllü bela” olanlar, elbette demokrasinin de gereği olarak tarihteki yerlerini alacaklardır. Tarih; “geldikleri gibi gidenlerle” doludur. Unutulmamalıdır ki tarih, gerçek hüküm vericidir.
YANLIŞLARA ARTIK DUR DEYİN
Atatürk Cumhuriyeti ile kavgalı zihniyet, Osmanlıcılık hayalini açığa vurmuştur. Yeni Osmanlıcılık hevesiyle, bölgesel sorunları alevlendirenler ülkemizin geleceğini tehdit eden uygulamalarını da sürdürmektedir. Osmanlı Devleti’nin sonunu hazırlayan gerici eğitim sistemi, bugün siyasi iktidarın öncelikli projesidir. Okullarımız; laik, karma ve bilimsel eğitim anlayışından kopartılarak medreseye dönüştürülmektedir. Ey siyasiler; iktidardakiler ve muhalefettekiler; Bugüne kadar, oy uğruna göz yumduğunuz yanlışlıklara artık dur deyin, izin vermeyin, kötü gidişe ortak olmayın! Unutmayınız ki laikliğin yok olması ve bilimsel eğitimin ortadan kaldırılması bir gün sizleri de sarsacak, tarih sahnesinden silinmenize neden olacaktır. Laikliğin zedelenmesi siyasi çoğulculuğu ve demokrasiyi bitirecektir.
OYLARIMIZI SORGULAYALIM
Sevgili Yurttaşlarımız; gelin hep birlikte demokratik haklarımızı kullanalım; kendi seçim çevrelerimizden başlayarak oy verdiğimiz ya da vermediğimiz bütün siyasileri yakın takibe alalım; baskı unsuru olalım, doğruyu yaptıralım. Aklın ve bilimin gereğini yerine getirelim. Ülke yönetimine müdahil olalım. ADD olarak, ulusal ve yerel bazda “siyaseti izleme platformu” oluşturarak; Atatürkçü Düşünce’nin ışığından siyasilerin de yararlanmasını sağlayacağız. Ümit etmekteyiz ki böylece, yanlışlıklara geçit verilmeyecek; vekiller kendilerini seçenleri dinleyerek, Atatürk kazanımlarına yüreklice sahip çıkabileceklerdir… Başka çare yoktur. Laik Cumhuriyet yoksa; demokrasi de yok, yurttaş da yok, özgürlükler de yoktur.”