NAMIK HAVUTÇA
26.Dönem CHP Balıkesir Milletvekili
Ankara’da Çin Halk Cumhuriyeti 75. Kuruluş yıldönümü resepsiyonuna katıldım. TBMM’de önceden Adalet ve Anayasa Uzlaşma komisyon üyeliği görevlerinde bulunduğum için resepsiyona davet edildim.
Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi sayın Liu Shaobin’in Resepsiyonda yaptığı konuşmayı çok dikkatle dinledim.
Tabi sayın Büyükelçinin sözleri, Çin Devletinin dünya ekonomisi ve Türkiye ile ilişkilerdeki resmi görüşünü yansıtıyor kuşkusuz.
Sayın Büyükelçi konuşmasında “Çin’in ekonomik anlamda yüksek düzeyde dünyaya açılma politikalarının devam edeceğini ve Çin yüksek düzeyde dışa açılma kararlılığını ve sağladığı ekonomik faydaları dünyayla paylaşma konusundaki kararlığını ve sorumluluğunu göstermiştir” ifadeleri dikkat çekici.
Türkiye başlığı ise daha da dikkat çekici; sayın Büyükelçi Türkiye ve Çin’in dünya ekonomisinde yükselen iki önemli güç olduğunu vurguluyor. Ayrıca Uluslararası adalet ve eşitlik vurgusu , “Fırsatları dünyayla paylaşma, barışçıl kalkınma” ortak refaha dayalı küresel modernleşme gibi kavramlar konuşmada kalınca altı çizilmesi gereken kavramlar.
Bugüne değin tek kutuplu global dünyada ABD ve AB ülkelerinden duyulmayan kavramlar. Zenginliğini geri kalmış sömürge ülkelerin vahşi ve acımasız sömürüsüne dayanan batı karşısında ÇİN büyükelçisinin sözleri çok daha anlamı ve önemli hale geliyor. Batı emperyalizminin mazlum ülkelerin, gelişmemiş ekonomik kaynaklarının sömürüsüne kendi zenginleşmesine dayanan global ekonomik yapıdan küresel adalet ve eşitlik vurgusu yapılan bir ekonomik sürece evrilmesi çok önemli bir gelişme ve dikkat çekici kavramlar.
Çin ekonomisinin ABD ile nerede ise eşit hale hatta dünya ekonomisinde bir numaraya yükselmesi karşısında uluslararası dengeler değişiyor kuşkusuz. Bu durum dünya dengelerini elbette etkiliyor. Sayın Büyükelçinin konuşmasında yaptığı Çin sisteminin kendi halkına sağladığı eşit ve adil refah vurgusunu uluslararası adalet ve eşitlik için de ekonomik ve küresel adalet vurgusu çok önemli ve önümüzdeki süreçte çok daha sıklıkla tartışacağımız kavramlar.
Sayın Büyükelçi Türkiye ve Çin’i iki yeni yükselen güç olarak tanımlamakta ve Çin’in yeni koşullar altında Türkiye ile kapsamlı, derin ve üst düzeyli bir işbirliği vurgusunun da altını çizmek gerekmektedir.
Çin ve Türkiye‘nin kendi çıkarlarını savunmak, uluslararası adalet ve eşitliği savunmak konusunda geniş ortak çıkarlara sahip olduğunu da ayrıca vurguluyor. Çin dünya ekonomisinin bir numarası ve en üst düzeyde Türkiye ile işbirliğine hazır temel ilkeler de “eşitlik ve adalet “ bu süreci iyi planlamak ve bu çerçevede sürdürmek ülkemiz ve halkımız için yeni refah kapıları açacaktır.
Türkiye’nin dünya ekonomisindeki potansiyelini arttırması yeni işbirliği ve fırsatları kullanması elbette çok önemli. Sonuçta uluslararası toplumda hedeflenen eşitlik ve adaletin, kendi ülkemizde kişi başına düşen refah seviyesini eşit ve adaletli yapmak şartıyla tabi ki. Dünyanın kaynaklarından yaratılan ekonomik değerin uluslarası adil ve eşit paylaşımı insanlık için, dünya barışı için çok çok önemli kuşkusuz. Ayrıca bu işbirliği Türkiye’nin Avrupa değerlerini, AB katılımı için kabul ettiği özü eşitlik ve adalete dayanan siyasal kriterlere de ters düşmez