CVK’nın altın madeni projesine karşı küfeli eylem!

Türkmendağı Çevre Platformu İvrindi ve Altıeylül ilçelerinde CVK Madencilik tarafından uygulanmak istenen altın-bakır madeni ve cevher zenginleştirme/atık depolama tesisi projesine karşı çıkmak için eylem yaptı. Proje alanında yetişen ürünleri yanlarına getiren Gökçeyazılı köylüler topladıkları imzaları da Balıkesir Valiliğine sırtlarında taşıdıkları küfelerle götürdü.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkmendağı Çevre Platformu İvrindi ve Altıeylül ilçelerinde CVK Madencilik tarafından uygulanmak istenen altın-bakır madeni ve cevher zenginleştirme/atık depolama tesisi projesine karşı çıkmak için eylem yaptı. Proje alanında yetişen ürünleri yanlarına getiren Gökçeyazılı köylüler topladıkları imzaları da Balıkesir Valiliğine sırtlarında taşıdıkları küfelerle götürdü.

 

Altın-Bakır madeni ruhsatı ile ÇED olumlu kararlarının iptali için davanın devam ettiğini belirten Türkmendağı Çevre Platformu, davalar devam ederken şirketin çalışmalara başladığını ve köylülerin tarım arazilerine ulaşmasını engellediklerini öne sürdü. Projenin uygulanması halinde bölgedeki en az 16 köyün olumsuz etkileneceği belirtilen basın açıklamasında projenin iptali için mücadeleye devam edileceği vurgulandı.

 

 

Türkmendağı Çevre Platformu adına yapılan basın açıklamasına projenin iptali için açılan davalar hakkında bilgi verilmesiyle başlandı. Platform adına konuşan Hatice Türen, “CVK Madencilik Anonim Şirketi, Balıkesir İli İvrindi ve Altıeylül İlçelerinde en az 16 köyü yakından etkileyecek olan “200903319 Ruhsat Numaralı sahada IV. Grup (Altın-Bakır) Maden Ocağı ve Cevher Zenginleştirme/Atık Depolama Tesisi” projesi kapsamında faaliyete başlamış bulunmaktadır. Proje için verilen “ÇED Olumlu” kararlarının iptali için açılmış olduğumuz davalar, Danıştay nezdinde devam etmektedir.

 

 

Ayrıca, Balıkesir Valiliği tarafından verilen “01.02.2024 tarih ve I/I324 sayılı l. Sınıf IV. grup Altın ocağı (Açık+Kapalı) Gayrisıhhi Müessese İzni/Çalışma Ruhsatının ve ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilmiş olan işletme ruhsatının iptali için de iki ayrı dava açılmış bulunmaktadır. İdareler henüz savunmasını yapmamış olup bu davalarda da süreç devam devam etmektedir” dedi.

 

 

“AÇTIĞIMIZ İPTAL DAVALARI DEVAM EDİYOR”
Projenin iptali için açılan davalar devam ederken şirketin çalışmalara başlığını söyleyen Hatice Türen, “Ancak, ne yazık ki hukuki süreç devam ederken, şirket faaliyetine başlamış bulunmaktadır. Projenin büyük bir bölümü ormanlık alandadır. Ayrıca, proje alanı içerisinde yerleşim yerleri, tarım alanları ve meralar da bulunmaktadır. Şirketin işe başlayabilmesi için tüm “mülkiyet izinlerinin ve tarım dışı kullanım izinlerinin” alınmış olması gerekirken bu işlemler tamamlanmadan şirket usulsüz bir şekilde faaliyete başlamıştır.

 

 

Proje alanında tarlaları bulunan köylüler tarlalarını satmamıştır. Söz konusu özel mülkiyetler için köylülere herhangi bir “kamulaştırma kararı” da tebliğ edilmemiştir. Bu konularda idarelere yaptığımız başvurular yanıtsız bırakılmaktadır. Mülkiyet izinleri alınmadan özel mülke müdahale vardır. ÇED alanının tel çit ile çevrilmiş olması ve bariyerler konulması nedeniyle ÇED alanı içinde tarlası olan köylüler tarlalarına gidememektedir. Köylülerin tarlalarına “Patlatma Alanıdır, Girilemez” tabelaları dikildiği görülmektedir. Tarla sahipleri, İvrindi Kaymakamlığı’na başvurarak, Meni-Müdahale talebinde bulunmuş olmasına rağmen hala hiçbir işlem yapılmamıştır. Gökçeyazı Türkmen Dağı Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği’nin tüzük onayı ise Balıkesir Valiliği tarafından uzun süredir bekletilmektedir” ifadelerini kullandı.

 

 

“EN AZ 16 KÖY OLUMSUZ ETKİLENECEK”
Projenin başlamasıyla birlikte ortaya çıkacak olumsuzluklara da değinen Hatice Türen, “Proje kapsamında 2 adet açık ocak, dört adet yer altı galerisi, kırma eleme tesisi, zenginleştirme tesisi, atık barajı, pasa depolama alanları, bitkisel depolama alanları bulunmaktadır. Açık ocaklardan büyük olanı, Sarıalan köyünün hemen 250 metre yakınında, diğeri de Dallımandıra göletinin üstündedir. Yer altı galerileri ise, Çamköy’ün altında, Gökçeyazı, Sofular ve Sarıalan köylerinin çok yakınlarındadır. Madende her gün patlatma ve susuzlaştırma yapılacaktır.

 

 

Patlatmalar başlamıştır. Zenginleştirme işlemi sırasında siyanür, tuz ruhu, kostik başta olmak üzere 23 çeşit kimyasal kullanılacaktır. Siyanürlü, kimyasallı atıklar, Gökçeyazı köyünün hemen yakınında yapımına başlanan devasa atık barajında depolanacaktır. Proje, büyük bir deprem oluşturması beklenen Gökçeyazı fay hattına çok yakındır. ÇED alanı içinde ve çevresinde Çamköy, Sarıalan ve Gökçeyazı köylülerinin tarlaları, meraları ve çam fıstıklıkları vardır.

 

 

ÇED alanına 3 km’den az mesafede zeytinlikler vardır. Proje Zeytincilik Kanunu’na da aykırıdır. Projenin 40 metre olan sağlık bandı oldukça yetersizdir. Üstelik bu mesafe, açık ocak yakınlarında 5 metreye kadar düşürülmektedir. ÇED alanı içinde İş Yeri Açma ve Çalışma Yönetmeliği’ne aykırı bir şekilde, Çamköy’e ve Sarıalan köyüne ait evler, yerleşim yerleri bulunmaktadır. Çeşmeler, dereler, sulama kanalları proje alanında kalmaktadır” bilgisini verdi.

 

 

“CVK MADENCİLİK YERLİ DEĞİL ÇOKULUSLU ŞİRKETLERLE BAĞLANTISI VAR”
Türkiye genelinde birçok altın madenciliği yapıldığı kaydedilen açıklamada ayrıca yerli olduğu iddia edilen CVK Madenciliğin çok uluslu şirketlerle ilgili olduğu ileri sürüldü. Açıklamada, “Ülkemizde 22 adet altın madeni projesi bulunmaktadır. Hiçbir kamu yararı olmayan, Kazdağları’nda, Fatsa’da, Bergama’da, Kışladağ’da, Madra Dağı’nda, ülkenin her yanında yer alan bu projeler yeraltı ve yerüstü sularımızı, havamızı, toprağımızı zehirlemektedir. Bölgemizde ayrıca çok sayıda arama ve işletme projeleri de devam etmekte, her gün yeni maden alanları ihale edilmektedir.

 

 

Şirketlere tanınan imtiyazlar, muafiyetler ve teşviklerle ülkemiz iktidar tarafından madenciler için dikensiz gül bahçesi haline getirilmiştir. Çokuluslu şirketler ve yerli iş birlikçisi maden şirketleri iktidarın koruma ve kollaması ile ülkemizde cirit atmaktadır. Yerli olduğunu iddia eden CVK Madencilik geçtiğimiz günlerde Hollandalı bir şirket olan Virtus Mining ile evlilik yapmıştır. CVK Madencilik ayrıca, Çanakkale’de bulunan ve çokuluslu Pilot Investment ve Teck Madencilik’a ait “TV Tower Projesi” için de yüzde yüz yabancı sermayeli olan Orta Truva Madencilik ile anlaşma yapmıştır.

Ayrıca İngiliz-Amerikan kredi kurumlarından da fon sağladığını duyurmuştur. Şirkete verilen teşvik belgesi sürekli güncellenmektedir. 12 Temmuz 2024’de yapılan duyuru ile şirketin yatırım teşvik belgesi yenilenerek şirkete iktidar tarafından ilave destekler verilmiştir. Bizlerden, halkın vergilerinden sağlanan gelirler, şirketlere teşvik, destek olarak aktarılmaktadır” denildi.

 

 

“ÖLMEK HASTALANMAK YOKSULLAŞMAK KÖYLERİMİZİ TERK ETMEK İSTEMİYORUZ”
Altın madenciliğinin hem çevreye hem de insan sağlığına olumsuz etkilerinden bahsedilen açıklamada, “Gökçeyazı ovamızda yeni yapılan sulama kanalları ile dört mevsim tarım yapılabilmektedir. Coğrafi işaret almış olan İvrindi kuzusu bölgemizde yetiştirilmekte, bölgemizin sütü ve peyniri için ülkemizin her yanından talep gelmektedir.

Bizim, yerin üstündeki altınlarımız olan sebzelerimiz, meyvelerimiz, tahıllarımız, ormandan sağladığımız mantarlarımız, kekiklerimiz, kızılcıklarımız, yetiştirdiğimiz hayvanlarımızdan el ettiğimiz ürünlerimiz bize yetmektedir. Bizim siyanürlü, kirli, kanlı altın madenine ihtiyacımız yoktur. Altın madenciliği sonucunda, hem çevre, hem de insan sağlığını bozulmaktadır. Altın madenciliği, zaten su fakiri olan ülkemizde susuzluğa, kuraklığa, iklim değişikliğinin daha da artmasına yol açmaktadır. Karı şirketlere, zararı, riski ise yoksul halka olmaktadır. Bizler, ölmek, hastalanmak, yoksullaşmak, köylerimizi terk etmek istemiyoruz. Bizler İliç gibi olmak istemiyoruz. Köylerimizi terk etmek, tarım alanlarımızı, ormanlarımızı, su varlıklarımızı kaybetmek istemiyoruz” ifadeleri yer aldı.

 

 

“BİZİM DE SIRTIMIZDA İMZA KÜFELERİ VAR”
Türkmendağı Çevre Platformu olarak şirketin her türlü baskı ve yıldırma politikalarına boyun eğmeyeceklerinin ifade edildiği açıklamada, “Şirketin mücadeleyi bölmek amacıyla itibar sarsıcı söylem, iftira ve faaliyetleri ve hiçbir baskı ve yıldırma politikaları bizleri yıldıramayacaktır. Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Anayasa’nın 56. maddesinden aldığımız hakla, yaşam alanlarımızı ve geçimlik kaynaklarımızı koruyacağız.

Sayın. Cumhurbaşkanı “Sırtımızda Yumurta Küfesi Var” diyor. Bizim de sırtımızda küfelerimiz var, ancak içinde isyanımızı, öfkemizi, kararlılığımızı simgeleyen imzalı dilekçelerimiz var. Dilekçelerimizi Balıkesir Valiliği’ne küfeler içinde taşıyarak teslim edeceğiz ve şirketin çalışmasının durdurulmasını ve çalışma ve işletme ruhsatlarının iptalini bir kez daha talep edeceğiz. Küfelerimizin içinde 127 adet dilekçe, dilekçelerde de 11 bin 317 imza var. İmza veren 11 bin 317 kişiyi Valiliğe taşıyoruz. Yükümüz ağır. Ancak taşıyacak gücümüz ve azmimiz var” değerlendirmesinde bulunuldu.

 

 

HABİBE DİRLİK: “GİDECEK BAŞKA YERİMİZ KALMADI”
Türkmendağı Çevre Platformu adına okunan basın açıklamasının ardından bölgede yaşayan köylüler de yaşadıkları topraklarda altın madenciliğinin yapılmamasını istediklerini dile getirdi. Köylüler adına konuşan 70 yaşındaki Habibe Dirlik, “Köyümüzde yetişen ürünlerle buraya geldim. Türkmendağı’nda yaşayan sincaplar, kaplumbağalar, domuzlar, tilkiler gibi öyle komşularım var ki
Hiç birinin zararını bugüne kadar görmedim. Bu Türkmendağı yok olursa o hayvanlar ne olacak? Biz kimlerle yaşayacağız.

Bizim suyumuza, toprağımıza çok çok ihtiyacımız var. Kurban Bayramında yaşadığım bölgede 6 gün sular kesildi. Şimdiden sularımız kesilirse bölgede yaşayan hayvanlara nasıl su vereceğiz, ürünlerimizi nasıl yetiştireceğiz? Ben 70 yaşıma girdim. Artık otururum, eşimle birlikte emekliyim. Ama benim torunlarım, evlatlarım var onlar ne yapacak? Oysa biz organik ürünler yetiştirirsek ne güzel olur. Türkmendağını yok etmesinler. CVK yok olsun, köyümüzü terk etsin. Bizim köyümüzün yeşilliği başka yerde bulunamaz. Ben kendim Gönen tarafından buraya geldim, Balya madeninin ne kadar zarar verdiğini biliyorum. Oradan Gökçeyazı’ya geldik, buralar da zarar görürse biz nereye gideceğiz? Bizim köyümüzü bıraksınlar” diye konuştu.

 

 

TOPLANAN 11 BİN İMZA KÜFELERLE VALİLİĞE TESLİM EDİLDİ
Türkmendağı bölgesinde yaşayan köylülerin de altın madenine karşı yaptıkları konuşmaların ardından platform üyeleri topladıkları 11 bin 317 imza Balıkesir Valiliğine teslim etti. Ali Hikmet Paşa Meydanında düzenlenen basın açıklamasına Türkmendağı Çevre Platformunu oluşturan dernekler ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra siyasetçiler de katıldı.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
CVK’nın altın madeni projesine karşı küfeli eylem!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!