ULAŞ SÜRMELİOĞLU
Türkiye ile Sudan arasında uzun yıllardır devam eden fakat bir türlü anlamlandıramağımız bir ilişki ağı mevcut. Tarihler 2014’ü gösterdiğinde, Türkiye ile Sudan arasında İkili Tarımsal İșbirliği ve Ortaklığına İlişkin Anlaşması imzalanmıştı. 2015’in Nisan ayında da TBMM tarafından bu anlaşma onaylanmıştı. Anlaşmanın amacı, Sudan topraklarında tarımsal ürün ve tohum yetiştirip Türkiye’ye getirmekti… Sanki Türkiye’de bunu yapabilecek toprak yokmuşçasına milyonlarca liralık kaynak ve destek Sudan’daki yatırıma harcanmıştı. Bu duruma biz dahil birçok ulusal medya tepki göstermiş, Türkiye’deki çiftçinin hakkını savunmuştu.
2018 yılında TİGEM tarafından yapılan açıklamada, “Şirketin Sudan’da 12 bin 500 hektar arazide örnek ișletme/çiftlik ile Türk özel sektörünün, Sudan’da 5 bölgede 780 bin 500 hektar arazide tarımsal yatırım yapmasının özendirilmesi hedeflenmiştir” ifadelerini kullanılmıştı. Yani sudan’dan 780 bin 500 hektar toprak kiralamıştık artık. Türkiye’nin maddi kaynakları, sebebi bilinmeyen bir şekilde Sudan’a aktarılmaya başlanmıştı. O tarihten beri Türk çiftçisi, verilen destekler, yapılan ödemeler hep tartışma konusu oldu.
Türkiye ve Sudan arasında, İkili Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına İlişkin Anlaşma kapsamında kurulan Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketinin kuruluşu 2018 yılında tamamlandı. Türkiye devleti şirket için 8 milyon dolar, Sudan ise 2 milyon dolar sermaye yatırımı yaptı. Şirketin yüzde 80’i Türkiye’ye aitken, şirket tarımsal faaliyetlerine başlayamadan kapatıldı.
Şirket 3 yılda milyarlarca liralık bütçeyi yönetti
Şirkete 2019 yılında 27 milyar 770 milyon lira, 2020 yılında 28 milyar 2 milyon lira, 2021 yılında 28 milyar 625 milyon lira, 2022 yılında 30 milyar 778 milyon lira kaynak aktarıldı.
Şirket, gider üstüne gider yaparken şirket yöneticilerine sadece 2021 yılında sadece yönetim kurulu başkan ve üyelerine huzur hakkı ve ikramiye olarak 419 bin 965 TL ödeme yapıldı.
Harcamalar bununla sınırlı kalmadı. Faaliyeti olmayan şirkete 2021 yılında; 353 bin 665 TL yönetim kurulu ücreti, 66 bin 300 TL yönetim kurulu ikramiyesi, 49 bin 716 TL müşavirlik ücreti, 124 bin 584 TL Sudan kira gideri, 2 bin 305 TL aidat gideri, 4 bin 668 TL noter gideri, 1857 TL damga vergisi, 15 bin 265 TL amortisman ve 1395 TL de sair giderler için ödeme yapıldı. Şirket için 2021 yılına kadar ödenen sermaye tutarı ise 14 milyon lirayı aştı.
Tek tohum atılmadı
Türk-Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık AŞ kurucu ortağı Sudan Tarım ve Ormancılık Bakanlığı tarafından ayni sermaye olarak konulan pilot çiftlik yatırımlarına ilişkin taahhüdün yerine getirilmedi.
Sudan tarafının ayni sermaye olarak koyması gereken 12 bin 500 hektarlık arazi şirketin kullanımına verilmedi.
Ve böylelikle Türk-Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık AŞ 2023’te kuruluşunun 5’nci yılında iflas etti…
2023 yılında, henüz görevinde yeni sayılan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye’nin Sudan’dan arazi kiralamasına ilişkin kamu zararı oluşmadığını belirtmişti. İbrahim Yumaklı, TBMM Genel Kurulu’nda; Türkiye’nin Sudan’da arazi kiralamasına ilişkin, “Araziler tahsis edilmeği için, karşı taraf yükümlülüğünü yerine getirmediği için proje hayata geçmemiş, üretim yapılmamış, herhangi bir kaynak aktarılmamıştır. Şirketin Sudan’da herhangi bir yatırımı yoktur. Kamu zararı oluşmamaktadır. Bu mantıkla gidersek hiçbir AR-GE projesini yapmamamız gerekiyor bu durumda” dedi. Yani hiç bir araştırma, soruşturma yapılmadan plansız şekilde milyonlarca liralık kaynağımız bu projeye aktarılmış ama Sayın Bakanın dediğine göre bunda hiç bir şekilde kamu zararı oluşmamış…
Daha net örnekler vermek adına, tarihler 8 Mart 2024’ü gösterdiğinde, NTV’nin ‘’Sudan’da 25 milyon kişi risk altında: Tarihin eb büyük açlık krizi’’ başlıklı haberini yayınladı. Kendine tarımsal kaynak oluşturamayan, kıtlık, açlık tehdidi altındaki Sudan, Türkiye’ye tarımda ‘çare’ olacak… 10 Balıkesir Gazetesi’nde 2019 yılında yazdığım yazıda, Sudan’la yapılan bu anlaşmayı gündeme getirmiş ve bunun Türkiye’deki tarım ve hayvancılığı zora sokacağını belirtmiştim.
Sudan ile aramızdaki ilişkilerin daha da derinleştiği bir olay da; Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı’nn oğlunun Ankara’da geçirdiği trafik kazası sonucunda yaşamını yitirmesi… Mohamed Fatah el-Burhan Rahman, 6 Mart’ta Çankaya’da İncek Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz Bulvarı’nda motosikletiyle bir araca çarparak yaralanmış ve Bilkent Şehir Hastanesi’nde tedavi altına alınmıştı. Rahman, yaklaşık 2 ay yaşam mücadelesi verdiği hastanede hayatını kaybetmişti.
Bu olay ise içinde bulunduğumuz Mayıs ayının başında gerçekleşti. Ve yine bugün sanki diyet ödermiş, kan parası verirmiş gibi Sudan ile canlı hayvan ithalatı, tarımsal ürün ithalatı gündeme geliyor. Özellikle son dönemlerde çiftçilerin çektiği zorluklar, hayvancılık sektörünün yaşadığı problemler gündemdeyken yapılmaya çalışılan bu anlaşma Türk çiftçisi için yıkıma dönüşebilir.
Sudan’a akıtılan kaynaklar, ödenen paralar, Türkiye’deki çiftçilerin şartlarını iyileştirmek için kullanılsaydı tarım ve hayvancılık sektörü bugün bu sıkıntıları yaşamıyor olurdu.
Alım gücünün her geçen gün düştüğü, Tasarruf tedbirlerinin dillerden düşmediği ama bir türlü uygulanamadığı ülkemizde, ‘Yerli ve Milli’lik kavramı da sorgulanıyor. Bu kavram üzerinden siyaset geliştirenler ise üzerine ilk basanlar oldu…