SÖZLEŞME İMZALANDI AMA SENDİKA ARTIŞI BEĞENMEDİ

Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) bünyesindeki Hizmet-İş Sendikası, Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası (Öz Güven Sen) ile Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve iştiraki Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi (BASKİ), Karesi Belediyesi ve Altıeylül Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi imza altına alındı.

 

Balıkesir Büyükşehir Belediye Binasında gerçekleştirilen imza törenine HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Karesi Belediye Başkanı Dinçer Orkan, Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı, sendika yöneticileri ve pandemi nedeniyle az sayıda işçi katıldı. Toplu iş sözleşmesinin imzalanmasıyla birlikte Büyükşehir Belediyesi’nde en düşük maaş 3 bin 200 lira olurken, ortalama ücretler de 3 bin 500 ila 4 bin lira arasında değişen rakamlardan oluştu. HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan toplu iş sözleşmesindeki ücretlerden memnun olmadıklarını ifade ederek, önümüzdeki süreçte daha iyi imkanlara imza atacaklarını söyledi.

 

Toplu iş sözleşmesi imza töreninde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz şunları kaydetti:

“Bugün Büyükşehir, Karesi ve Altıeylül belediyelerimiz hep beraber HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanımızla beraber çalışanlarımızla ilgili aldığımız kararları imza altına alıyoruz. Ben iki belediye başkanımıza ve sendika görüşmelerini yürüten memurlarımıza ve sendika temsilcilerimize çok teşekkür ediyorum. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Altıeylül ve Karesi Belediyesi gerçek manada Balıkesir’de en çok istihdamı yapan kuruluşlara ev sahipliği yapıyor, şehire hizmet ediyor. Ben her zaman şunu söylüyorum; belediyelerde çalışmak ayrıcalıktır. Çünkü bizim yaptığımız işleri başka yapan özel sektörde birimler yok. Halkımıza hizmete diyoruz. Bu hizmeti insanlar sadece ofislerde değil, sahada çalışanlarımız, ulaştıranlarımız, her koşulda ölümüzün yanında, doğanımızın yanında, yaşamın her yerinde belediyelerdir. Ben Mahmut Arslan başkanıma çok teşekkür ediyorum. Süreci baştan itibaren buradaki temsilcilerle, bizlerle beraber yürüttü. Bugün imza altına alacağımız sözleşmemiz hayırlı uğurlu olsun.”

“Taşeron sistemin kalkması için büyük mücadele verdik”

HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan ise imza altına alınan sözleşmedeki işçi ücretlerinden memnun olmadıklarını belirterek şunları ifade etti:

“Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri uzun bir süreç aldı. Tabi ki bu toplu iş sözleşmesini yürütürken, imzalarken büyük fotoğrafa bakmamız lazım. Biz yerel seçim öncesinde başkanımızla buluştuğumuzda o gün daha henüz taşerondan kadroya geçen arkadaşlarımız sendikalı olmamışlardı. Sayın başkanımız o toplantıda inşallah 31 Mart’tan sonra arkadaşlarımızın sendikalarının toplu sözleşmelerinin olacağı müjdesini vermişti. Çok şükür o günleri gerçekleştirdik. Tabi ki uzun yıllar HAK-İŞ taşeron sisteminin ortadan kalkması için büyük bir mücadele yaptı ve bu mücadelemizin sonucunda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tarihi bir kararıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde özellikle çalışma hayatıyla ilgili en büyük reforma imzaladı. En büyük reform neydi? Yaklaşık 1 milyona yakın; belediyelerde 450 bin, kamuda da 450 bin civarındaki taşeron şirketlerde çalışan arkadaşlarımız artık kamunun işçisi oldular. Bu gerçekten bir kıyaslama yaparsak aradaki farkı göreceksiniz. Bu kanun, kararname çıktığı tarihte 2017 yılında kamunun bakanlar, KİT’ler, üniversiteler, Özel İdareler, belediyeler dahil toplam Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kamusunda işçi olarak çalışan kadrolu işçi sayısı 180 bindi. 180’in üzerine 1 milyona yakın arkadaşımız kamuda tekrar kamu işçisi olarak görevlendirildiler. Bu gerçekten Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük reformudur. Üstelik muhafazakar, Milliyetçi parti olan AK Parti’nin hiçbir zaman sosyal demokratların bile yapamayacağı bir reforma Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülük etmesi bizim açımızdan tarihi başarıdır. Biz bu başarıyı her zamana hatırlayacağız. Ancak bu kadroya geçmek aynı zamanda kadrolu işçilerin ücretlerini yakalama konusunda da gerçekten büyük bir beklentiye sebebiyet verdi. Burada Balıkesir Büyükşehir Belediyemizde, Karesi’de, Altıeylül’de kadrolu arkadaşlarımız var. Doğal olarak yeni sendikaya, kadroya geçen arkadaşlarımız biz de kadrolu işçilerin aldığı ücretleri almak isteriz diyorlar. Bundan çok daha doğal bir şey olamaz.

“Zorlu bir sürçten geçiyoruz”

Ancak bir başlangıç yapıyoruz.. Bu toplu iş sözleşmesini aslında şöyle görelim; kararnamenin gereği olarak 1 Temmuz’dan itibaren ilk kez bir serbest, toplu pazarlık yapıyoruz, taşeron şirketlerden, belediyeye geçen arkadaşlarımız için. Yani ilk adımı atıyoruz. Merdivenin ilk basamağına adım atıyoruz. Burada eksiklerimiz var. Tabi ki Balıkesir bir büyükşehir, burada yaşamın Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi ne kadar zor olduğunu biliyorum. 3 bin 200 lira, 3 bin 500 lira, 4 bin lirayla bu şehirde standart yaşamı sürdürme imkanı yok. Bir şekilde sosyal destekler, baka destekler olmadan gerçekten ev kirası veren, çocuğu okula giden, bu şehirde yaşamak zorunda kalan insanların bu ücretlerle iyi geçiniyorum demelerini beklemek söz konusu değil. Bunu sayın başkanımız da, bizde biliyoruz. Belediyenin kaynakları, Türkiye’nin içinden geçtiği pandemi sürecinde özel sektörde sendikacı arkadaşlarımız normal çalışmaları bile yapamadılar. Kısa çalışma ödeneği farkları ödenmedi. Kısa çalışmayı alamayanlar maalesef ücretsiz izine çıkarıldılar ayda bin 177 lirayla yaşamak zorunda bırakıldılar. Binlerce arkadaşımız işlerini kaybetti. Böyle kritik bir dönemden geçiyorum. En azından biz şunu görüyoruz; Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Karesi ve Altıeylül belediyelerinde çalışan arkadaşlarımız işlerini yaptıkları sürece buradan emekli olacaklarını biliyorlar. Hiçbir belediye, hiçbir başkanı çok nadirdir çalışanlarını biz yeni belediyeye geldik herkesi çıkaralım diye bir durum olmuyor kamuda. İşini yapan emekli oluyor. Bunu özel sektörde göremezsiniz. Özel sektörün şartları çok farklı. Onun için herkes kamuda, belediyede çalışmak ister. Ama bu ücretler de gerçekten bizim için beklediğimiz ücretler değil, istediğimiz ücretler değil. Ama ortada bir sözleşme yapılması gerekiyor.

“Sendikamızın talep ettiği ücretler değil”

Her ikimizde şuna karar verdik: Evet, bu ücretler çalışanların, sendikamızın talep ettiği ücretler değil ama bir geçiş dönemindeyiz. Bizim de kadrolu arkadaşlarımızın sayısının neredeyse 10 katı yeni arkadaşlarımızla buluştuk. Bizim de önümüzü görmemiz gerekiyordu. Bir geçiş dönemi sözleşmesi olarak görüyorum ben bunu. Yani normal dönemde yaptığımız, normal şartlarda yürüttüğümüz bir sözleşme değil. Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz, pandemi döneminden geçiyoruz. İlk defa serbest toplu pazarlık yapıyoruz. Çünkü geçen dönem kararname olduğu için sözleşme yapamıyorduk. Yani istesek de olmuyordu. 696’nın getirdiği zorluk vardı. Bu dönemi geçiş dönemi olarak görüyoruz. İnşallah bu ücretlerimizin zamanında ödenmesi çok önemli. Bizim için iyi bir toplu iş sözleşmesinin üç tane kriteri var. Birincisi sözleşmeyle imza attığımız rakamların gününde, taahhüt edilen zamanda ödenmesinin sağlanması. İkincisi bu toplu sözleşme işyerlerinde kaosu, kargaşayı, tartışmayı değil barışı getirmesi gerekir. Üçüncüsü de işimizi kaybetmememiz gerekiyor. İmzaladığımız sözleşmeyle iş güvencemizin de güvence altına alınması gerekiyor. Ücret nerede derseniz, ücret dördüncü kritere geliyor. Eğer siz iyi bir sözleşme diye imzalarsanız ödenmiyorsa faturayı yine biz ödüyoruz. İyi bir toplu sözleşme yaptık diyorsunuz işyerlerinde kavgaya sebebiyet veriyorsa, işçinin yarısı işini kaybediyorsa bu iyi sözleşme olmuyor.

“Ücretler Balıkesir şartlarında yetersiz”

İyi bir sözleşmenin temel kriteri bunlardır. Ama bu ücretlerinde gerçekten Balıkesir şartlarında yetersiz olduğunun farkındayız, bunu biliyoruz. Arkadaşlarımıza şunu söyleyebilirim; bu bir başlangıçtır. Taşeron sisteminden kurtulurken bütün taahhütlerimiz şuydu; taşerondan kurtulalım ama biz kamunun kadrolu işçileri olalım. Çok şükür bunu başardık. Ama bu da şimdi yetmiyor, kamunun iyi ücret alan işçisi olmak istiyoruz. Bunu da bu süreç içerisinde bunları gerçekleştirmeye çalışacağız. Ben burada gördüğüm tek şey; eksiklerimiz var, daha iyisi olabilirdi, daha fazla risk alınabilir miydi, bunun getireceği zorluklar var. Ama şunu görüyoruz; biz bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü, bu ülkenin geleceğini, bu şehrin geleceğini de düşünerek işçi-işveren ilişkilerini kavga üzerine değil barış, dostluk, uzlaşma üzerine inşa etmeye çalışan iki anlayışız. Allah korusun çatışmanın, kavganın, uyuşmazlıkların olduğu yerde herkes kaybediyor. Biz herkes kazansın istiyoruz. Ben bu toplu iş sözleşmesinin imzası için özel olarak geldim. Bu toplu iş sözleşmesinin masada imzalanmış olması çok önemli bir başarı. İstediğimiz ücretler, istediğimiz rakamlar olmasa bile geleceğe dair umutlarımız var, hayallerimiz var. Önümüzdeki dönem toplu sözleşmede inşallah eksik bırakılanları tamamlayacağız. Bu merdivenin birinci basamağından yukarıya doğru çıkarak iyi bir noktaya getirmeye çalışacağız. Bunlar bizim için olağanüstü dönemlerde olağandışı toplu sözleşme yapıyoruz. Kolay bir iş yapmıyoruz. Ama burada sözleşmeyi bitirmek, beraber imza atmak çok önemlidir.

“En düşük maaş 3 bin 200 lira oldu”

Toplu iş sözleşmesi 1 Temmuz 2020 tarihinden geçerli 1 Ocak 2021’e kadarki 6 aylık dönemde bütün arkadaşlarımıza seyyanen 400 TL toplu sözleşme farkı verilecek. 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren ise ücretlerimiz, sosyal haklarımızla beraber 107 lira olan yevmiyeler 120 liraya çekilecek. Önümüzdeki yılın 31 Aralık’taki ücretlere de enflasyon artı2 puan ilave edilmiş olacak. Sosyal haklarda da aynı oranda artışlar var. Bizim hesaplarımıza göre bekar bir arkadaşımız Büyükşehir Belediyesinde 3 bin 200 lira civarında bir ücret alacak. Ortalama ücretler de 3 bin 500, 3 bin 700, 4 bin ve daha yukarıya çıkan rakamlar var. Arkadaşlarımızın 1 Temmuz tarihi itibariyle baktığımız zaman da ücretlerinde bazılarının yüzde 30’a yakın bir artış söz konusu oluyor.”

 

Exit mobile version