CHP 26. DÖNEM BALIKESİR MİLLETVEKİLİ NAMIK HAVUTÇA, 6 YIL ÖNCEKİ SOMA FACİASINDA TBMM SOMA ÖZEL KOMİSYONU ÜYESİ OLARAK YAPTIĞI İNCELEMELERİ VE GÖZLEMLERİNİ ANLATTI
CHP Balıkesir 26. Dönem Milletvekili Namık Havutça, Soma’da 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasının altıncı yıldönümünde, TBMM Soma Özel Komisyonu Üyesi olarak araştırma yaptığı faciayla ilgili izlenimlerini ve düşüncelerini paylaştı. Havutça, bin dolarlık maske ve oksijen tüpleri olsaydı 301 işçinin bugün yaşıyor olacağını hatırlattı, “Soma’da insanlık öldü” dedi.
CHP Balıkesir 26. Dönem Milletvekili ve TBMM Soma Özel Komisyonu Üyesi Av. Namık Havutça, maden faciasıyla ilgili izlenimlerini ve düşüncelerini şu sözlerle anlattı:
FACİADA ŞEHİT OLAN 301 MADENCİDEN 103’Ü BALIKESİRLİYDİ
“13 Mayıs 2014 tarihinde Soma Kömür İşletmeleri’nin madeninde, yangın ve su basması sonucu 301 madencinin yaşamını yitirdiği büyük facianın yıl dönümü.Şehit madencilerden 103 şehit de bizim Balıkesir’li kardeşlerimizdi ne yazık ki.
Ertesi gün Soma’ya Balıkesir Milletvekili arkadaşım H.Ahmet Gümüş ile birlikte gitmiştik.Facianın kooardinasyonunu o zamanın Balıkesir Valisi Ahmet Turan bey yapıyordu; bizi şehitlerin toplandığı çadıra götürdü,vardığımızda gördüğümüz manzara korkunçtu.
Yakınları, ölen babasını,kocasını teşhis etmeye çalışıyordu. Gördüğümüz manzara karşısındairkilmiştik.
TBMM ‘de faciayı ve sorumlularını ortaya çıkarmak için Soma Komisyonu kuruldu. Balıkesir Milletvekili olarak ben de Soma özel komisyonunda görevlendirildim.CHP ‘den 24. Dönem değerli arkadaşlarım Manisa Milletvekilleri,Hasan Ören, Şimdi CHP Grup Başkanvekili olan Özgür Özel ve Sakine Öz ile Balıkesir‘den de ben komisyon üyesi olarak görevlendirildik.
OKSİJEN MASKELERİ VE TÜPLERİ OLSAYDI MADEN İŞÇİLERİ BUGÜN YAŞIYOR OLACAKTI
Olay yerine vardığımızda ve sonrasında yaptığımız incelemelerde yaşadıklarımı hala unutamıyorum.Komisyon olarak yaptığımız bir ziyaret sırasında, şehit maden mühendisinin eşinin bize söyledikleri hala kulaklarımda çınlıyor.Eşi maden ocağına indiklerinde genzi yakan bir gaz sızıntısı olduğunu,bu durumun normal olmadığını ve bu durumu işverene rapor ettiğini bize anlattı. Buna rağmen hiçbir tedbir almadıklarını ve eşinin ve işçilerin göz göre göre faciaya gönderildiklerini ağlayarak anlattı.
Gerçekten de işçilerin hepsi karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu hayatını kaybetmişti.Onları yaşatacak bin dolarlık oksijen maskeleri olsaydı hiçbirisi yaşamını kaybetmeyecekti.
Bu durumu facianın yaşandığı madende komisyon incelememiz sırasında uzmanlara “İşçilerin yanında oksijen maskesi ve tüpleri olsaydı ne olacaktı” diye sormam üzerine, bizzat yetkililer itiraf etti: “Yaşayacaklardı!”
Bunun maliyeti nedir” sorumun cevabı ise şöyle oldu:”Yaklaşık bin dolardı.”
VAHŞİ KAPİTALİZMİN KÂR HIRSI İNSAN YAŞAMINI YOK SAYIYOR
Vahşi kapitalist düzende kar hırsının, bin doların, bir insan yaşamından daha değerli olduğunu ve ne acıdır ki Devletin de denetim yetkisini kullanırken bu durumu umursamadığını bizzat orada gördüm. Kazanın yaşandığı maden ocağına girdiğimizde son kazmanın vurulduğu işçilerin kömür karasında ter akıttığı yerde o oksijen tüpünün ne kadar yaşamsal olduğunu bizzat yaşadık.
Hele madende hayatını kaybeden işçilerin Balıkesir’in özellikle yoksul köylerinde yaşayan ailelerine yaptığımız taziye ziyaretlerini unutamam.Bigadiç’in bir köyünde bir taziye sırasında bir anne kazanlarda yemek kaynatarak oğlunun sağ kurtulmasının hayrını yapacağını anlatırken, aynı madende diğer oğlunu kaybettiğini, ama birinin kurtulmasının sevincini yaşadığını anlattığında ayakta zor durduğumu hatırlıyorum.
BU SORULARIN YANITI VAR MI?
Daha böylesi ne dramlar yaşandı. Şu anki üretimde işçilerin madene inerken yanlarında oksijen maskesi, tüpü olup olmadığını bilmiyorum.Varsa da denetimler yapılıyor mu? Bizim ülkemizde herşey çabuk unutuluyor, popülizm varsa, basın da,siyasetçi de orada.
Ya şimdi Soma’da göz göre göre ölüme gönderilen, madende yaşamını yitiren facianın arkasından şu sorular hala askıda yanıt bekliyor.
1-Şehit işçilerin çocukları ve ailelerini ekonomisi, emekli maaşı ne durumda?
2-Facianın sorumluları hakettikleri cezaları aldılar mı?
3-Madende halen çalışan işçiler için oksijen maskesi standart olarak her birisi için tedarik edildi mi?
4- AB ülkelerinde kömür madenleri terk edilip güneş, rüzgar ve temiz enerji kaynaklarına geçilirken Dünyanın en büyük güneş tarlalarına sahip ülkemizde bu planlanıyor mu?
Herşeyden önemlisi Sendikalar işyerinde etkili bir şekilde, çalışma düzeninin planlanması sürecine katılıyor mu?
Bu sorular hala yanıtsız.
Korana salgını yaşadığımız bu süreçte insan hayatının ve sağlığının ne kadar değerli olduğunu,hiçbir maddi şeyle ölçülemediğini bizzat yaşadık ve gördük. Çalışma yaşamında da işçilerin ve emekçilerin önce iş ve can güvenliğinin yaşamın her alanında sağlanması, hatta objektif sorumlukla düzenlenmesi zamanı gelmiştir.
Ancak o zaman Devlet denetim yetkisini en yüksek duyarlılık düzeyinde yerine getirebilir.Soma faciaları yaşanmaz.
10 BALIKESİR