Azerbaycan’dan gümrük vergisiz şarap ithalatı, şarap fiyatlarında bir kırılma yapacak gibi duruyor. Ancak şarap üreticilerinden istenen teminat bedeli yerli üreticinin fiyat kırmasını imkansız hale getiriyor.
Türkiye’de büyük bir endüstri yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Şarap üretimi, bu topraklarda uzun yıllardır var olan yegane sektörlerden biri. Hatta Osmanlı döneminde ihracatı yapılan bir üretim kalemi. Bugün sektör tekelleşmiş durumda. Birkaç büyük firma dışında küçük üreticinin bu topraklarda barınması gibi bir durum söz konusu değil. Özellikle de 5 ila 50 milyon TL arası teminat istenmesi küçük ve orta ölçekli işletmelerin sektörde tutunmasını imkansız hale getiriyor. Bu da yetmezmişçesine Azerbaycan ile ‘gümrük vergisiz’ şarap ithalatı anlaşması yapılıyor. Yani yerli üretici tümüyle sektöre ve piyasa küstürülüyor.
Mevcut iktidarın alkole bakış açısını biliyoruz ve bunu sindirmek zorunda kaldık. En yüksek verginin alındığı ve buna rağmen sektörde küçülme olmaması bunun ne kadar büyük bir endüstri olduğunun kanıtı aslında. Mevcut yönetim şu ayrımı ne kadar yapabiliyor bilmiyorum doğrusu. Aslında endüstri olan alkol değil… Tarım… Yani bu alkollü içkilerin üretilebilmesi için tarımın var olması lazım. Ege Bölgesinin en büyük geçim kaynaklarından biri üzüm üretimi yani bağcılık. Büyük içki fabrikalarının çoğunluğu Ege Bölgesinde yer alıyor. Hem fabrikada hem şişelemede hem de tarımsal üretim alanında ciddi bir istihdam sağlanıyor. Bu durum küçük ve orta ölçekli olan ‘butik’ olarak adlandırılan şarap üreticilerinde de geçerli. Çok sayıda insanın gelir kapısı haline gelmiş bir sektörü, uluslar arası basit bir anlaşmaya feda ettiler.
Azerbaycan’dan gümrük vergisiz şarap ithalatı, şarap fiyatlarında bir kırılma yapacak gibi duruyor. Ancak şarap üreticilerinden istenen teminat bedeli yerli üreticinin fiyat kırmasını imkansız hale getiriyor. Zaten tekelleşmiş, yalnızca büyük üreticilerin piyasadaki yerlerini korumak butik üreticileri görmezden gelmek koskoca bir sektörü bitme noktasına getirdi.
Zengin ve güçlünün kollandığı, kendine piyasada yer bulmaya çalışanın görmezden gelindiği bu düzen bir süredir sürmekteydi. Ancak artık bunun alenen yapıldığı tescillenmiş oldu. Hali hazırda Azerbaycan ile güzel giden ülkeler arası ilişkilerimiz mevcutken daha şirin görünmek adına kendi vatandaşını, kendi üreticini, kendi çiftçini yok saymak nasıl bir anlayıştır anlamak mümkün değil. Uzun ve maliyetli bir süreç olan şarap üretimi, piyasada lider tekelllere bırakılarak ürün çeşitliliği de azaltılıyor. Çiftçisi mutsuz, üreticisi mutsuz, tüketicisi mutsuz… Yalnızca bir avuç insanın mutluluğu için bu sektörü bitirmeye değer mi?