Balıkesir Diş Hekimleri Odası Başkanı Özgür Başaran, Türkiye’nin covid-19 salgınını en ağır yaşayan ülkelerden biri olduğuna dikkat çekti. İktidarın salgın sürecinde algı yönetimine çalıştığını, salgından başarı hikayesi çıkarıp siyasi rant hedefleyen politikalar ürettiğini belirten Başaran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye, en başından itibaren bu hastalıkla ilgili gelişmeleri yakından izlemiş, tedbirlerini de süratle alarak hayata geçirmiştir. Özellikle, son 17 yılda ülkemizin temel hizmet alanlarında ve altyapısında gerçekleştirdiğimiz büyük dönüşüm sayesinde hamdolsun Türkiye, bu sürece olabilecek en hazırlıklı şekilde yakalanmıştır” şeklindeki sözlerini de hatırlattı; vaka sayısında Türkiye’nin dokuzuncu sırada yer aldığını kaydetti.
Balıkesir Diş Hekimleri Odası Başkanı Özgür Başaran’ın açıklamaları şöyle:
“RESMİ VEFAT SAYISI 95 BİN, GERÇEK RAKAM 250 BİN”
“Dünya Sağlık Örgütü’nün koronavirüs pandemisini ilan ettiği ve Türkiye’de ilk COVID-19 vakasının açıklandığı 11 Mart 2020’den bu yana iki yıl geçti. On dört buçuk milyon vakayla dünyada dokuzuncu sırada yer alan Türkiye salgını en ağır yaşayan ülkelerden. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı resmi rakamlara göre bile vefat sayısı 95 binin, gerçek rakamlar ise 250 binin üzerinde. Her biri bir can. Her biri bir insan. Her biri bir anne, bir baba, bir eş, bir dost, bir arkadaş, bir sevgili, bir çocuk! Her birinin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Korunması ve önlenmesi mümkün olan bir hastalık yüzünden öldüler.
“SAĞLIK ÖRGÜTLERİNİN UYARILARINA KULAK TIKADILAR”
Bu dönemde neler oldu? Salgın değil algı yönetimine çalışıldı, salgından başarı hikayesi çıkarıp siyasi rant hedefiyle politikalar üretildi. Salgının başlarında maske sıkıntısı yaşanırken, devamında aşılar vatandaşlarla zamanında buluşturulamadığı gibi aşı tereddüdüne neden olacak söylemler ile aşı karşıtlığının da önü açıldı. İlk günden beri gerçekleri gizleyen ve çarpıtan, yanlış yürütülen sağlık politikaları hayata geçirildi. Eksik, yanlış, tutarsız salgın yönetimi hayatları karatmaya devam etti. Alınmayan önlemler, uygulanmayan tedbirler ve bilim insanlarının, meslek örgütlerinin, uzmanlık derneklerinin, sağlık emek örgütlerinin uyarılarına kulak tıkandı. Bunun yanında sağlık çalışanlarının bu hastalığın meslek hastalığı kabul edilmesi isteklerine karşı direnildi. Pandemi döneminde büyük bir özveriyle çalışan, kayıplar veren sağlık emekçilerinin hak ettiği iyileştirmelerin hiçbiri gerçekleştirilmediği gibi, gelinen noktada pandeminin ikinci yılında ise ‘nereye giderseniz gidin’ seviyesine gelinmiştir.
“DESTEK SERMAYEYE, AÇLIK EMEKÇİYE DÜŞTÜ”
Temel, zorunlu, acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde çalışmanın durdurulması ve ekonomik destek çağrılarına rağmen ‘Çarklar dönecek, üretim sürecek’ ısrarı ile salgın devam etti; destek sermayeye, açlık emekçiye düştü. Salgın tabii ki bitecek. Bu günlere nasıl gelindi kısa özeti budur. Sorumluları biliyoruz! Biliyoruz ve unutmuyoruz. Unutmuyoruz ve affetmiyoruz.”