ERGÜN AYDOĞAN
Sadece AKP kaybetmedi, esas CHP KAZANDI
22 yıl sonra CHP’nin yerel seçimlerde aldığı yüzde 37.7’lik oyla, AKP ‘seçim kaybetmez’ ve biz ‘her seçimi nasılsa kazanıyoruz’ ezberleri bozuldu, AKP adına kendilerini ‘vazifeli’ sayan ‘yazarçizer’ ve ekranları parselleyen sözde kendilerini ‘kanaat önderi’ gören tayfa ‘CHP kazandı’ diyemiyor ısrarla ‘AKP kaybetti’ neden kaybetti, nasıl kaybettiyi tartışıyorlar.
Yani bir anlamda CHP’nin başarısını küçümseme, değersizleştirme çabası içindeler.
Evet, AKP bu seçimin kaybedeni, CHP ise bu seçimlerin bariz kazananıdır. Bir türlü CHP kazandı diyemeyenler, nasıl ki futbolda üç büyükler GS/FB/BJK herhangi bir taşra takımı karşısında mağlup olduğunda ‘falanca takım yendi’ demek yerine ‘GS/FB/BJK yenildi’ deyip sonra saatler süren ‘nasıl, neden’ yenildi tartışmalarında olduğu gibi AKP tayfası ve siyaset yapıcıları da CHP’nin seçim kazanmasını öne çıkarmak yerine ‘’AKP nasıl kaybet tiyi’’ tartışıyorlar günlerdir.
AKP’LİLERİN PANİK HALİ…
Yine CHP’nin seçimleri kazanmasını içselleştiremeyen bazı aklı evveller Erdoğan sonrasının karamsar tablosunu anlatıyorlar. Sanki Erdoğan olmazsa ülke yönetilemezmiş gibi… Geçtiğimiz akşam TV 100’de Cübbeli Ahmet unvanıyla tanına hoca, Erdoğan’ın yılmaz savunucusu Nedim Şener ve bazı isimlerin olduğu programda. ‘’Yeniden Refah en az 4-5 puan alacaktı. Benim fetvamdan sonra birkaç puan düştü’’ diyen Cübbeli Ahmet hoca ‘’FETÖ yeniden uyanıyor diye gördüm’’ derken. Nedim Şener ‘’Emniyet ve TSK’nın kadroları bu yapılarla mücadele etmeye yeterli değil. Erdoğan dışında bu yapılarla kimse mücadele edemez’’ diyor.
Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu: ‘’sağlıklı insanlar da akıl tutulması yaşayabilir. Hepimiz, zaman zaman akıl tutulması yaşarız.’’ Bazen ‘’nasıl oldu, nasıl olabiliyor’’ diye sorgulama yapa yapa imza attığımız/attığınız olur. Bir Nisanda da 61 milyon seçmen nezdinde, bir akıl tutulması yaşandığı kanaatindeyim. Bazı illerde yaşanan akıl tutulmasının, çok daha yüksek olduğu, bunların birincisi İstanbul, ikincisi Ankara’da olduğu kanaatindeyim diyor, Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu.
Hani bugüne kadar seçmen en iyisini bilir, en doğrusunu tercih ederdi. Seçmenin tercihini ‘eleştirmek’ seçmene hakaretti, seçmeni küçümsemekti, ne oldu? Bugüne kadar çok biliyor, tercihlerine saygı duyulmalı dediğiniz seçmen AKP’yi tercih etmekten vazgeçtiğinde ‘akıl tutulması’ mı yaşamış oluyor?
22 yıl sonra ilk defa ikinci olan AK partide ‘yenilgi’ tartışılmaya, sorgulanmaya başlamıştır. Erdoğan’ın önümüzde seçimsiz dört yıl var, sonuçlardan dersler çıkardık bu süreyi toparlanmak için değerlendireceğiz demesi toparlanmaya yeter mi yetmez mi görülecektir. Parti içinden iyimser kesimler kadar endişeli kesimler, korku, kaygılarını her ortamda dile getiriyor.
İyimser olanlardan biride Şamil Tayyar paylaştığı twitte ‘’Öfkeli seçmen, çok ağır bir fatura kesti ama alternatif üretmedi. Canı yansa da başka partiye gitmek yerine sandığa gitmedi veya geçersiz oy kullandı. Bu da ‘ayar verme isteğinin ‘tasfiye amacına dönüşmediğini gösteriyor. CHP ise AK Parti’nin en güçlü rakibi ama sağ seçmen açısından cumhurbaşkanlığı için alternatif değildir.’’
Siyasette hala en güçlü oyun kurucu AK Parti olduğunu iddia eden Şamil Tayyar elbette öyle olmasını arzu ediyor ama yanılma olasılığı oldukça yüksek. Çünkü CHP’ye oy vermez dedikleri ‘sağ seçmen’ CHP’ye yüzde 38 oy vermiş, AKP karşısında CHP’yi birinci parti yapmıştır. AKP Erdoğan dışında güçlü siyasi aktör üretemezken CHP’de toplumda yüksek kabul gören Ekrem İmamoğlu, Mansur yavaş ve CHP’yi birinci parti yapan Genel Başkan Özgür Özel gibi genç siyasi aktörler vardır. Yeter ki CHP toplumun bu yönelişini, taleplerini doğru okusun, toplumun taleplerine tatmin edici cevap versin.
Seçimin kazananı CHP, kaybedeni AKP’dir. CHP toplumun kendisine açtığı ‘yatırım kredisi’ni siyasi yatırıma dönüştürürse iktidar yolu açılma olasılığı yüksektir.
En büyük savaş kafanda biriktirdiklerinle kalbinde hissettiklerin arasındadır.
2019’da başlayan değişim her ne kadar 14/28 Mayıs seçimlerinde beklendiği gibi sonuçlanmamış olsa da, 2024 seçimleri siyasetteki ‘sarsıcı’ değişimin kaçınılmazlığına işaret etmektedir. Bu seçimle birlikte altılı masa aktörleri ve birçok parti başkanı siyaseten bitmiştir. 2028’e giden yolda toplum merkezi iktidar AKP’nin ve yerel iktidar CHP’nin uygulamalarına daha dikkatli bakacaktır.
Sonuç olarak 22 yılda tüm kredilerini tüketen AKP karşısında, yerel seçimlerin kazananı CHP toplumun kendisine açtığı ‘yatırım kredisi’ni yatırıma dönüştürebildiği oranda iktidar yolu açıktır.