Özgür Özel’in Balıkesir programına dair

31 Mart kazanımlarını korumak en başta O’nun görevi. Kaybedilecek her kale, Özel’in hanesine yazılacak çünkü. Ne ki, CHP kadrolarında aynı heyecanı pek göremiyoruz. Kazanılan belediyelerden nasiplenmek için kuyruğa girenlerin odaklandığı tek şey kendi kazanımları!

özgür-özel-balıkesir

 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart’tan sonra Balıkesir’e üç tur yaptı.

Ankara’da çok oturmuyor; partisinin kazandığı illeri, ilçeleri dolaşıyor. Oradaki seçmen kitlenin konsolidasyonunu korumak önemli çünkü.

İstanbul, Ankara, İzmir kadar önemli olmasa da, Balıkesir’i de korumak zorunda.

AK Parti’den koparılan Balıkesir, CHP için Ege ve Marmara’nın stratejik konumdaki bir vilayeti.

O sebeple, CHP’li belediyeleri ve parti örgütlerini pek boş bırakmıyor.

Üçüncü tur Balıkesir programı, Susurluk’u, Gönen’i, Manyas’ı, Erdek’i, Marmara’yı, Bandırma’yı kapsıyordu. Hepsini bir tur dolaştı.

Takip ettiğimiz kadarıyla söylemek gerekirse, ziyaret ettiği ilçelerle ilgili iyi notlar almış, dersine iyi çalışmış. Her gittiği yerde aynı cümleleri kuran politikacıların aksine, o ilçelerin özeline inmiş derinlemesine.

 

***

SEMPATİK, güler yüzlü, vatandaşla senli benli olabilen, uzak durmayan, tepeden bakmayan bir yapısı var. Otoriter lider tavrının hüküm sürdüğü bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu tavrı kanıksamışız. Aslında olması gerekeni yapan Özgür Özel’in sıcak yaklaşımları o sebeple ilginç geliyor insana.

31 Mart kazanımlarını korumak en başta O’nun görevi. Kaybedilecek her kale, Özel’in hanesine yazılacak çünkü.

Ne ki, CHP kadrolarında aynı heyecanı pek göremiyoruz. Kazanılan belediyelerden nasiplenmek için kuyruğa girenlerin odaklandığı tek şey kendi kazanımları!

 

***

ANAMUHALEFETİN Genel Başkanı Balıkesir’e gelmiş; program günler öncesinden belli.

Dikkat ettiniz mi; CHP’nin belediye başkanları Özgür Özel’in üç günlük Balıkesir programını saat saat takip etmedi. Özel’in Susurluk’ta vatandaşa hitap ettiği sırada meselâ, kimisi esnafla kahvaltı yapıyordu, kimisi makam odasında ziyaretçileriyle laflıyordu.

Görüntü verip kaybolanlar vardı.. “Orası benim ilçem değil” düşüncesiyle programı takip etmeyenler falan… Ziyarete dair görsellerden takip ettiğimiz kadarıyla, program boyunca tam kadro Özgür Özel’in yanında değillerdi.

Belki de Özgür Özel öyle istemiştir; “işinizden gücünüzden kalmayın” demiştir, bilemeyiz.

 

***

31 Mart kazanımlarını korumak Özgür Özel’in görevi dedik; CHP’li belediye yönetimlerinin kazanımları korumak adına aynı hassasiyet ve sorumlulukla yola devam ettiklerini söyleyebilir miyiz?

Daha işin başında imar rantı iddialarının gündeme gelmesi, “açık, şeffaf, katılımcı yönetim” vaatlerinin havada bırakılması, tasarruf tedbirlerine rağmen gereksiz işlere çok çok para harcanması.. Örneğin Büyükşehir Belediyesi’ndeki logo değişikliğinin yüzlerce milyon liraya mal olacağı iddiası…

Bu iddia, Büyükşehir Meclisi’nin AK Parti Sözcüsü tarafından dillendirildi. Dört yüz küsur milyon lira gibi bir rakam telaffuz edildi.

Büyükşehir yönetiminden bu iddiaya bir yanıt gelmedi; yalanlanmadı.

Bu ve benzeri olaylar, CHP’li belediye yönetimleri hakkında vatandaşta soru işaretleri oluşmasına neden olur kuşkusuz.

Şehri tanımayan, buralarda hiç yaşamamış bürokratların görevlendirilmesi de apayrı bir sorun.

Hepsinden önemlisi, sosyal medyada vatandaşla iç içeymiş görüntüsü verenlerin, aslında ‘ulaşılmaz’ olmaları! Bu da başlı başına bir sorun.

Henüz yolun başındalar, her şey yoluna girer diye düşünürüz ama.. Nasıl başlarsa öyle devam eder!

 

***

BİR DE ‘Derin CHP’ olayımız var. Ya da ‘Paralel CHP’ demeliyiz.

Önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sürdürdüğü politik hamleler, paralel yapıya işaret ediyor.

İşin bu kısmı, Genel Merkez yönetimini ilgilendiriyor.

Yerelde, Balıkesir’i ilgilendiren kısmı; Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerin Büyükşehir Belediyesi’nde üst düzey görevlere getirilmesi! Genel Merkez bunun çetelesini tutuyordur; “şudur, budur” demeye gerek yok. Kadrolaşma olduğu kesin ve bu durum Balıkesir’de konuşuluyor.

 

***

ADALARA ‘ŞARK’ STATÜSÜ!

Özgür Özel’in Güney Marmara ilçelerini ziyaretinde en dikkat çekici detay, adalara şark statüsü talebini dillendirmesiydi.

Yaz sezonunda cıvıl cıvıl olan Marmara, Avşa gibi adalar kış döneminde mahrumiyet bölgesine dönüşüyor adeta. Deniz trafiği aksıyor; sağlık, eğitim, güvenlik, ulaşım hep sorun.

Bizim adalar ‘sürgün yeri’ olarak bilinir.

Doğu görevi uygulamasıyla polisin, askerin, doktorun, öğretmenin maaşına çift tarife yazılıyor; çeşitli olanaklar sunuluyor. Adada, anakaradan uzakta görev yapacak olanların mahrumiyeti göz önüne alındığında, Özgür Özel’in şark statüsü teklifine hükümetin sıcak bakmasında yarar var.

Bu uygulamayla isteyerek gelip görev yapacaklarına kuşku yok.

Yıllar önce Marmara Adası ve bağlı adalara ‘özel statü’ verilmesini önermiştik yazılarımızda.

‘Şark hizmeti’ önerisinden daha ileriye gidip, adalara ‘il statüsü’ verilmesini teklif etmiştik.

Örneğin Marmara Adası merkezli, Avşa, Ekinlik, Paşalimanı gibi anakaradan uzak yerleşmelikleri içine alan bir il…

Özel statüyle, Avşa’yı turizm teşvikleri ve yatırımlarıyla ihya etmek mümkün. Daha da ileriye gidip; Avşa’yı  Monte Carlo benzeri bir yapıya dönüştürmekten falan söz etmiştik.

Marmara Adası ise eğitim üssü olarak değerlendirilebilirdi. Devlet ve özel üniversitelerin kampüsleri açılabilirdi.

Eğitim yatırımlarıyla Marmara Adası ‘Öğrenci Adası’na dönüştürülebilirdi.

Aklımız erdiğince bu önerileri yapmıştık yıllar önce.

Bugünse, ‘şark statüsü’nü konuşuyoruz.

Mahrumiyeti tescilliyoruz böylece.

Exit mobile version