Balıkesir’i ekmeksiz, pidesiz bırakan seçim sabahı!
Yani 1 Nisan…
Şaka Günü ya o gün.
***
Millet iradesi, yetmiş küsur sene sonra CHP’li bir belediye başkan adayını tercih etmiş..
Hem de seksen küsur bin oy farkla!
“Artık benim irademi temsil edemiyorsun, sen git” demiş AK Partili Yücel Yılmaz’a.
Bittabi O’nun ekibine de, “güle güle” denmiş sandıkta.
***
ASLINDA sonucun böyle olacağını iki hafta öncesinde görmüş mağlup taraf. O sebeple zaten saldırının dozu artmış, vaat katsayısı üçe beşe katlanmış… Hani bir umut, ne kadar vaat o kadar oy hesabı!
Üç aylık seçim çalışması döneminde, Büyükşehir Başkan Adayı Ahmet Akın’a ters köşe yapmak, gözden düşürmek, itibarsızlaştırmak için ellerinden gelenin fazlasını yaptılar.
Sokaktaki adam olanı biteni şöyle yorumluyordu: “Şeytanın bile aklına gelmez!”
O derece yani.
***
RAKİBİ nakavt etmek için her türlü numaranın ince hesabını yaparken, kendilerini anlatmaya zaman bulamadılar. Hoş, ne anlatacaklardı ki?
Sayıştay raporları, arazi satışları, imar rantları, alayı doğrudan temin yöntemiyle yapılan ihaleler, aşırı zenginleşme iddiaları, süsleme vitrin ve ağırlama işlerine harcanan milletin parası, falanı filanı…
Sokak bunları ve daha başka iddiaları konuşurken.. Bal üreticisine arı kovanı, besiciye buzağı kulübesi, çiftçiye hibe tohumla şirinlik yapmanın çok anlamı kalmıyordu.
Yapılanların göz boyamaktan ibaret olduğunu biliyordu vatandaş.
***
NE Basın Dairesi’nin algı operasyonları.. Ne Bilgi İşlemci arkadaşın kağıt üstünde patrona güya seçim kazandıran matematiği.. Ne paralı manşetler.. Ne köy köy, kahve kahve gazete dağıtma işleri.. Ne afilli seçim reklamları…
Hiç biri işe yaramadı!
Mevzuya sahadan değil, lüks makam odalarının penceresinden bakmanın tezahürü bu.
***
31 Mart gecesi sandıklar kapandı, oylar sayıldı; CHP’nin adayı Ahmet Akın, AK Parti’nin adayı Yücel Yılmaz’a çok ağır bir yenilgi yaşattı.
Seçim gecesi sonuç ortaya çıkar çıkmaz Büyükşehir’in ışıkları söndü.. Her seçimde Atalar Caddesi’ndeki parti binasını ve Ali Hikmet Paşa Meydanı’nı bayram yerine dönüştüren AK Partililer, erkenden evlerine gitti.
Olaya kamu görevi, devlet memuriyeti sorumluluğu faslında bakmayan makam ve sıfat sahibi kimi yöneticiler, eşyalarını toplayıp görev yerini terk etti.
Peki 1 Nisan sabahı ne oldu Balıkesir’de?
Ekmek, pide üretimi durduruldu Büyükşehir’in Fırıntaş’ında!
Yücel Yılmaz’ın “Balıkesir’e en yüksek oranda vergi ödeyen 5 kuruluştan biri Fırıntaş” diye övündüğü.. Kafeleri, restoranları, üretim tesisleri, satış büfeleri ve daha pek çok işleviyle Balıkesir’de vatandaşa ‘ucuz ve sağlıklı gıda’ sunma sorumluluğundaki Fırıntaş, şak diye üretimi durdurdu!
Vatandaş, Fırıntaş’ın kare şeklindeki ramazan pidesine ulaşamadı… Satış büfeleri kapalıydı.
Depoları her daim unla dolu Fırıntaş’a, bir çuval un kalmamıştı.
***
Aynı akıbeti yaşayınca, hazmetmek şöyle dursun, vatandaşı cezalandırma yöntemine başvurdu.
“Oy yoksa ekmek de yok” gibi bir şey mi bu şimdi?
***
KASADA para, depoda un, fabrikada vardiya olmayınca.. Piyasadakinin daha yüksek gramajlısı ve daha ucuzu Fırıntaş pidesine ulaşamadı Balıkesirliler.
Kaybedenlerin vatandaşı bu şekilde cezalandırmasına gönlü razı gelmeyen Ahmet Akın, henüz kesin sonuç açıklanmamış, mazbatasını almamışken.. Cebinden un aldırıp ekmek ve pide üretimi yapılması talimatını verdi.
Bu konuda Ahmet Akın herhangi bir resmi açıklama yapmadı. Belki yapmak istemedi, belki fırsat bulamadı. Belki bugünlerde konuyu detaylıca anlatır kamuoyuna, belki anlatmaz, bilemeyiz.
Sokaktaki adam, şehri şiir gibi yönettikleri iddiasındakilerin, Fırıntaş vakasıyla bu şehre ihanet ettiklerini düşünmez mi şimdi?
Bir de o gece çok az sayıda üretim yapıldığı ve OSB’de çalışanlara ücretsiz dağıtıldığı iddiası var.
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Büyükşehir’in hesap kitap işleriyle ilgili “açıklayıncaı çok şaşıracaksınız” ifadesini kullanmıştı.
Gireni, çıkanı, harcananı, savrulanı, geliri, gideri, şaibeli ihaleleri, alım satımları falan açıklarken..
Şu Fırıntaş mevzusunu da detaylıca anlatır diye düşünüyoruz.
Anlatsın ki, Balıkesirliler işin doğrusunu öğrensin.