• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Balıkesir

NE İŞE YARIYOR BU HABİTAT?

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sokaktaki adam soruyor: “Habitat kutlamasını bizim memlekette yapacaklar ama, bunun bize faydası ne?..”

 

 

HABİTAT.. ‘Yaşam alanı’ demek. Her canlı ve onun yaşadığı ortamdır Habitat.

Oturduğunuz ev sizin habitatınız; bu şehir hepimizin habitatı.

Habitat’tan kasıtsa, ‘sürdürülebilir yaşam’…

Şimdi uzun uzun habitat kavramının nasıl doğduğundan, nasıl geliştiğinden, nerelere geldiğinden bahsedip ahkâm kesmeyelim. Yıllardır duyuyorsunuz zaten bu kavramı.

Bir de Dünya Habitat Günü var.. Yeryüzü habitatı.

Her sene 3 Ekim’de kutlanıyor.

Aslında ‘kutlama’ ifadesi doğru değil. Doğanın, canlının, havanın, suyun, insanın, yaşam alanlarının can çekiştiği bir ortamda neyin kutlaması?

 

***

MAİMUNAH ABLAYA DAİR…

ŞİMDİ bu habitat işlerine saran devlet ve yerel yönetimleri, işaret ve orta parmaklarıyla ‘V’ harfini gösterip sevgiye, barışa atıf yaptıkları bol sırıtmalı toplu fotoğrafları var ya…

Otuz iki diş tekmili birden sırıtıp, bir zamanların Çiçek Çocukları havasında poz vermeler falan..

Bu yılın en Çiçek Çocuğu, en sırıtkanı, en otuz iki diş tekmillisi bizim Büyükşehir Başkanı!

Ağzı kulaklarına mandallı dolaşıyor nicedir.

BM Habitat İcra Direktörü MaimunahMohdŞharif ablamızla samimi pozlar.. Kapmış onayı Habitat’ın başından; ağzı kulaklarında dolaşır elbet.

‘Ablamız’ diyorsak, görünüşü, giyinişi, sempatik duruşuyla, “bi tanecik ablam” deyip sarıl öp yanaklarından.. O derece yani.

Başında victorian şapka, uzun topuklu pahalı pabuçları, cilalı tırnakları, kerameti kendinden menkul terzilerin elinden çıkma etek döpiyes, ağır makyaj ve parfümün en pahalı kokusuyla karşınızda York düşeşleri gibi duran bir aristokrat hanımefendi de olabilirdi. Haydi git “napiyon abla” diye sor, sorabilirsen.

Maimunah ablamız öyle mi?.. Tüm mütevazılığı, üç çocuklu ev kadını halleri falan.. Koskoca BM’nin direktörü olmasa, kaynayan çorbanın altını yeni kapatıp alel acele poz vermeye gelmiş gibi yani.

 

***

İLK KABİNE REVİZYONUNDA…

SOKAKTAKİ adam gazetelerden okumuş, televizyonlardan duymuş.. “Habitat’ta ne olacak, yemeli içmeli bir şey mi” diye soruyor.

Yeme içme de var tabi.. Ama sana bana değil; yüz çeşit ülkeden gelen şık şıkıdım beyler ve hanımlara özel.. Bir de ‘çok özel’ davetlilere.

Bir soru daha:

“Bu Habitat Balıkesir’de kutlanınca ne olacak?”

Ne olacağı var mı, Balıkesir’in adını dünya duyacak… Büyükşehir Başkanı’nı yeryüzünün cümle nüfusu tanıyacak. Adam o biçim PR yapacak. Bu işten de alnının akıyla çıkarsa, ilk kabine revizyonunda ya bakan yaparlar, ya bakan yardımcısı olur.

Uluslararası arenadaki ultra hiperaktif halleri, bir gün Avrupa illerinde, bir gün Amerika’da.. O toplantı senin, bu toplantı benim.. Eh, BM’ciler de yakından tanıyor artık; “bizim çocuk” bile diyorlardır.

Tamam da birader, Habitat’ın bize faydası ne olacak?

 

***

KÖFTE VE HÖŞMERİM MÜHİM…

AVLU’nun iki etabında gezecekler bi kere.. Çamlık’a çıkıp Hilal minareli caminin terasından şehri seyredecekler. Ayvalık’tan vakit kalırsa, Kazdağları’ndaki cam terasa bile çıkarırlar; Ege’nin mavi sularını ve Yunan’ın silahlandırdığı söylenen Midilli’yi falan seyrederler bol oksijen soluyarak.

Ama ille de Ayvalık. Hani şu ılık sonbahar günleri bitmeden kıyıdan kıyıdan bir yat gezisi.. Dar sokaklarda dolaşıp, Şeytan’ın kahvede çay molası… Ayvalık Tostu’nun da tadına baksınlar..Despotevi’nde dinlensinler…

Sonra belki bir iki antik kazı alanı ziyareti, Sındırgı’da yıldızları izleme falan..Jeopark gezisi..

Ne bileyim, 3 Ekim programını yollamadılar, ne olacağını biz de bilmiyoruz.

Sadece, “Balıkesir’in adını dünyaya duyuracağız” diyorlar; bizdeki bilgi de onunla sınırlı işte.

 

***

BALIKESİR Köftesi yemeden olmaz, mutlaka yedirin. Üçer beşer kutu höşmerimle Kertil Çam Kolonyası da koyun hediye çantalarına. Peynir, zeytin kitaplarından da birer ikişer…

Habitat dedin mi, yeme içme işleri de giriyor mevzuya.

 

***

BİR TIRAŞLIK MEVZU DAHA VAR…

BİZ olayın ne tarafına bakalım?

Habitat konukları gelecek, gidecek.

Bakan Bey var asıl ev sahibi konumunda.. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum.

İki sene önce geldiğinde, Paşa Cami’nin çevresindeki binaları görüp “bunları tıraşlayın” dediydi.

Bu sefer Saat Kulesi ile Şadırvan’ın oraya götürüp gezdirin Bakan’ı.

Tarihi şadırvanı adeta yutan heyülayı görsün.

Bir ihtimal, “bunu niye tıraşlamadınız” diye sorar.

Şadırvan da habitata dahil tarihi bir yapı sonuçta. Hani, Şeylütfullah Camii’nin çevresini temizleyip orayı meydan yapabiliyorsan.. Şadırvan çevresi için de bir berberle anlaşıp ucuz ve hızlı tarafından sakal tıraşı yaptırabilirsin yani.

 

***

KONUKLARIN BİLMEMESİ GEREKENLER…

BİLLAHİ espri yapmıyorum. Dezenformik bir yayın, kişi ve kurumlara sataşma, itibarsızlaştırma gibi algılamayın. Yaşadığım şehrin habitatı benim için de çok önemli.

Habitat, yaşam alanının ve canlı yaşamının sürdürülebilirliğiyse gerçekten.. Çevreye uyumlu bir yaşam kültürü oluşturmak zorundayız.. Sürdürülebilirlik adına…

O zaman, Kazdağları’nda, Madra’da eşelenip duran altın madencileriyle, memleketin orasında burasında maden sondajı yapan yerli ve yabancı şirketlerin temsilcileriyle falan tanıştırmayın Habitat için gelecek konukları…

Beton için zeytin ağaçlarının nasıl katledildiğine tanık olmasınlar meselâ.

Edremit Körfezi’nde sulak alanların üstündeki koruma kalkanını kaldırıp oraları imara açma teşebbüslerinden hiç söz etmeyin.

Arıtmasız altyapıyı, bu çağda hâlâ fosseptik kullanan semtleri, altyapıdan yoksun kırsal mahalleleri falan hiç görmesinler.

Kontrolsüz madenciliğin ve sanayinin yol açtığı çevresel kirlilikten haberdar olmasınlar.

Derin deşarj, deniz suyu kirliliği gibi ifadeler hiç geçmesin cümle içlerinde.

Akarsuların nasıl kirlendiğini, sanayi atıklarının ve kanalizasyonun derelere nasıl boşaltıldığını da bilmesinler aman.

Çevresi sanayi kentleriyle dolmuş bir kentin, bugüne kadar öyle veya böyle kendini koruyabilmişliğine karşın, nasıl sanayi kentine dönüştürülmek istendiğinden de söz etmeyin.

Balıkesir’i güllük gülistanlık bir şehir olarak tanısınlar.

Tarım alanlarının sanayi parseline dönüşümünü, birinci sınıf tarım topraklarında beton mantarların yetiştiğini falan…

Aman haa!

 

***

BALIKESİR’i asla unutamayacakları bir kahvaltı sofrası kurun önlerine. Akşam sofrasında Balıkesir Kuzusu.. İster kuzu haşlama, ister tandır… Ardından Balıkesir Kaymaklısı, en torpillisinden.

Sonra bizim Başkan alır götürür konukları Zağnos Paşa Meydanı’na; hem ortam görürler, hem demli çay içerler Efendi’de.

 

***

YEREL GAZETECİLERE YASAK…

BU arada biz gazetecileri almayacaklarını duyduk Habitat programına. Kalabalık yaparmışız, kafamıza göre yazarmışız, işin şeyini çıkarırmışız…

Dışarıya ekran kurup oradan seyrettireceklermiş…

“Biz haberleri ve görselleri size servis ederiz nasıl olsa…”

Aslolan İstanbul medyası çünkü… Yerelciler lazım değil. En tanınmışından üç beş influencer falan, sosyal medya mühim… Habitat Günü Balıkesir’de kutlanacak ama, New York’tan sonra gelip İstanbul’da lansman yaptılar. Eh, madem İstanbul bu kadar değerli, orada yapsaydınız kutlamaları, Balıkesir niye?

Masraf, masraf üstüne…

 

***

“FLAMİNGOLAR DA ORAYA KONMAYIVERSİN!”

SON kertede, ‘Geride Kimse Kalmasın’ sloganıyla kutlanacak Habitat Günü’nde, belediyecilik hedeflerini sıralayan Başkan Yücel Yılmaz’a bir gönderme yapalım.

‘Katılımcı belediyecilik’ diyor.. Kimsenin fikrini sormuyorlar oysa. Kurdukları kent konseylerinde kendileri çalıp kendileri söylüyor.

‘Çevre dostu belediyecilik’ diyor.. “Akçay Sazlığı’nı imar politikalarınıza kurban etmeyin, oranın habitatını tüketmeyin, kuşların, börtü böceğin, su canlılarının yaşamına kast etmeyin” deyince, “flamingolar da oraya inmeyiversin” yanıtını alıyor vatandaş…

“Havayı, suyu kirleten, gürültü yapan ne varsa mücadele edeceğiz” diyor…

Meralar madencilere verilirken, atıklar akarsular yoluyla göllere, denizlere, barajlara boşalırken, çevre duyarlılığı olan vatandaşlar karşılaştıkları sorunları yüksek sesle haykırırken, Başkan’ın “yanınızdayım, bu benim de mücadelem” dediğini duyan var mı?

“Hizmet belediyeciliği” diyor; “köprüler, yollar, arıtmalar yapmak” cümlesini kuruyor. Biz bu cümleden ‘arıtma’yı alıyoruz, “nereye arıtma yaptınız” diye bir soru cümlesi kuruyoruz. Var olan arıtmaların kapasite yetersizliğine dikkat çekiyoruz; bu nedenle oluşan kirliliği ve kötü kokuyu da araya sıkıştırıyoruz.

 

***

DÜNYA Habitat Gününüzü şimdiden kutlar, hayırlı muvaffakiyetler temenni ederim.

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
NE İŞE YARIYOR BU HABİTAT?
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!