BANDIRMA’DA MUHALEFETE YÜKLENEN MUHARREM İNCE, BALIKESİR’DE İKTİDARI ÖRSELEDİ
Memleket Partisi Lideri Muharrem İnce, Bandırma programında muhalefeti, özellikle de eski partisi CHP’yi ve Kemal Kılaçdaroğlu’nu örselemişti. İnce Balıkesir’deki basın toplantısında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AK Parti Hükümeti’ne yüklendi. Muharrem İnce, “ülkenin en büyük sorunu Erdoğan’ın kendisi. Hem kendisi yorgun, hem kadrosu. Metal yorgunluğu, işletme körlüğü had safhada. Türkiye’nin yeni bir başlangıca ihtiyacı var” diye konuştu.
MEMLEKET Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce Balıkesir’de partililer ve gazetecilerle bir araya geldi. İnce, ülke gündemindeki siyasi ve ekonomik gelişmeleri değerlendirdi, AK Parti Hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüklendi. Erdoğan’ın ülke için sorun olduğunu ileri süren İnce, Türkiye’nin yeni bir başlangıca, beyaz bir sayfaya ihtiyacı olduğunu söyledi.
“TÜRKİYE’DE YARGI SARAYIN YARGI KOLU GİBİ OLDU”
Türkiye’nin bağımsız bir devlet olmasına rağmen yargının bu bağımsızlığı elde edemediğini belirten Muharrem İnce, tarafsız yargı ile ülke ekonomisinin de iyileşeceğini kaydetti. İnce şunları söyledi:
“Türkiye bağımsız bir devlettir. Türkiye onurlu bir devlettir, başı dik bir devlettir. Türkiye başka ülkelerin büyükelçilerinden talimat alacak bir ülke değildir. Ama unutmamak gerekir ki yargı da bağımsız olmalıdır. Türkiye’nin bağımsız olması yetmez, Türkiye’nin yargısı da bağımsız olmalıdır. Sarayın yargı kolu olamaz. Şu andaki yargı sarayın yargı kolu. Kadın kolu, gençlik kolu gibi sarayın yargı kolu var. Yargı demek yatırım demektir, iş demektir, aş demektir, refah demektir. Yargıçlar aşımıza, işimize karar veriyorlar. Yani Türkiye’yi yönetenler, siyasiler kötü yönetiyor ama yargıçlarda, hakimler, savcılar da ne yazık ki ekmeğimize, aşımıza, işimize zarar veriyorlar. Yani Türkiye yargısı güven vermediği için yatırımcı gelmiyor, para Türkiye’den kaçıyor, biz fakirleşiyoruz, insanlarımız işsiz kalıyor. Türkiye’ye ültimatom veren bu büyükelçiler milletimiz bilmedir ki Erdoğan’a çalışıyorlar, Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürüyorlar aslında. Erdoğan da milletimize dönüyor; “bakın gördünüz mü yabancı büyükelçilerle muhalefet aynı tarafta” diyor. Aslında gizliden gizliye Erdoğan’a çalışıyorlar. Memnunlar Türkiye’deki tek adam yönetiminden aslında bunlar. Biz bunu çözmeliyiz. Türkiye’nin yargısını çözmeden, yargının problemlerini çözmeden Türkiye’nin ekonomisini çözemeyiz.”
“AKP’Yİ YÖNETİCİLER KENDİNİ PADİŞAH ZANNEDİYOR”
Son günlerde akaryakıt, doğalgaz ve gıda ürünlerine gelen zamları değerlendiren Muharrem İnce şunları söyledi:
“Her gün zam geliyor. İğneden ipliğe, tepeden tırnağa zamla uyanıyoruz. Zamla yatıp zamla kalkıyoruz. Ücretliler eziliyor, çiftçi üretemiyor, emekli geçinemiyor, öğrenciler yurt bulamıyor. Emekliler aldıkları üç kuruş parayı işsiz çocuklarıyla paylaşıyorlar. Bu aralar tutturmuşlar AKP’li yöneticiler tebdili kıyafetle geziyorlarmış. Siz kimsiniz, kendinizi padişah mı zannediyorsunuz da tebdili kıyafetle geziyorsunuz. Bence padişah zannediyorlar doğru da bir de milletten korkuyorlar. Milletten gelecek tepkiden korktukları için böyle geziyorlar, Çıkın yüreklice; takın ampulü yakanıza, çıkın milletin içine. Ben AK Parti’nin şu ilçe, il başkanıyım, bu meclis üyesiyim, çıkın milletin içine sizi bir görsün. Millet bir derdini, içini döksün size. Saklanmayın, tebdili kıyafete gerek yok.”
“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SORUNU ERDOĞAN”
Türkiye’de en büyük sorunun Erdoğan olduğunu öne süren Muharrem İnce şunları belirtti:
“Ülkenin sorunları büyük, ama Erdoğan memleket için Erdoğan’ın kendisi sorun artık. Kendisi sorun olan birisi bu memleketin sorunlarını çözemez. Hem kendisi yorgun, hem kadrosu yorgun. Artık metal yorgunluğu, işletme körlüğü had safhada. Böyle hataları nasıl yapıyorlar diye bazen merak ediyorum doğrusu. Türkiye’nin yepyeni bir başlangıca ihtiyacı var. Türkiye’nin beyaz bir sayfaya ihtiyacı var. Türkiye’nin ayağa kalkmaya, dirilişe, şahlanışa ihtiyacı var. Örneğin Türkiye’nin önce bağımsız bir yargıya ihtiyacı var. Herkesin güvenebileceği bir Kamu İhale Kanunu’na ihtiyacı var. Teknolojik gelişmelere ihtiyacı var Türkiye’nin, beyin göçünü durdurmaya ihtiyacı var. Çocuklar terk ediyor ülkeyi. 3 bin doktor istifa etmiş. Gencecik çocuklar bunlar, bu memleketin akıllı evlatları. Bırakıyorlar memuriyeti, herkes yurtdışı hayalleri kuruyor. Gençlere sesleniyorum; evlatlarım, çocuklarım, öğrencilerim, arkadaşlarım memleketi terk etmek yok. Bu memleket bizim. Sokaklarını temizleyeceğiz, ağaçlarını sulayacağız, göllerine bakacağız, nehirleriyle ilgileneceğiz, ovalarını koruyacağız. Bu memleketi ayağa kaldıracağız. Sakın ha terk etmek yok. Türkiye mülteci cenneti olsa da, her 10 kişiden birisi yabancı Türkiye’de. Iraklı, Suriyeli, Afgan, Afrikalı, Nijeryalı dolu her taraf. Bunları göndereceğiz. Öyle yağma yok, Türkiye yol geçen hanı değil. Türkiye’de yaşıyor Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı geliyor 100 bin kişi Suriye’ye gidiyor. Bayramda gidiyorsan başka zaman da gidebilirsin. Bayramda giden birisine neden kapıları tekrar açıyorsun anlamış değilim. Kapatacağız o kapıları başka çaresi yok. Türkiye’nin bu yoksulluktan kurtulması lazım. Türkiye’nin acilen demokrasisini geliştirmesi lazımdır. Türkiye’nin özgürlüklere ihtiyacı var. Yani hep konuşuyoruz Z kuşağı diye, gençler ev, araba para istemiyor. Önce benim sorunum özgürlük diyor. Özgür olmak istiyor. Özgür insan yaratıcı, üretici olur.”
“DIŞ GÜÇLER 100 YIL ÖNCE DE VARDI 1000 YIL SONRA DA OLACAK”
İktidarın her sorun karşısında dış güçleri suçladığının palavra olduğunu iddia eden Muharrem İnce şunları dile getirdi:
“Bir de toplumda sürekli olarak dış güçler palavrası var. Yahu Alparslan’ın döneminde dış güçler yok muydu? Fatih Sultan Mehmet’in döneminde dış güçler yok muydu? Atatürk’ün döneminde dış güçler yok muydu? Bu dış güçler bin yıldır var, yarın da bin yıl olacak bu, hep olacak. Milletimize de sesleniyorum artık bu palavrayı yemeyin yani. Ayıp oluyor. Bin yıldır var bu. Rahibi kim verdi dış güçlere? Sana talimat verdiler gittin rahibi verdin. Yani Ermenistan maçında Azerbaycan bayraklarını yasakladınız Bursa’da ne konuşuyorsunuz? Ekonomini mahvederim dedi Trump, mektup yazdı sana aldın mektubu Amerika’ya gittin, iade edemedin mektubu. Ne dış güçleri? Dış güçlere senin nasıl eğildiğini bilmiyor muyuz biz? Kuzey Irak’ta Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde nota verebildin mi? Ne konuşuyorsun. Dış güçlere karşı nasıl davrandığını zaten biliyoruz biz senin. Tarihimizde iki utanç verici olay vardır. Birisi Timur’un Yıldırım Beyazıt’a yaptığıdır, öbürü de Kuzey Irak’ta Türk askerinin başına çuval geçirilmesidir. Yıldırım Beyazıt’a yapılanı Fatih intikamını aldı. Ama sen daha Kuzey Irak’ın intikamını alamadın.”
“İZMİR MARŞI’YLA MEHTER MARŞI’NI YARIŞTIRMAYACAĞIZ”
Türkiye’de uzlaşmanın acilen tesis edilmesi gerektiğine vurgu yapan Muharrem İnce, “Türkiye’nin acilen uzlaşmaya ihtiyacı var, bu kutuplaşmadan çıkmamız lazım. Düpedüz görüyorsun bu yanlış ama ‘bizim mahallenin adamı, ben bunu savunurum.’ Böyle bir şey olamaz. Hırsız hırsızdır, yanlış yanlıştır. Türkiye’nin bu kutuplaşmadan çıkıp, uzlaşması lazımdır. Memleket Partisi olarak bunu başaracağız. Türkiye’yi kutuplaştırmadan çıkarıp, uzlaştıracağız. İzmir Marşı’yla Mehter Marşı’nı yarıştırmayacağız. İzmir Marşı Mehter Marşı’nın alternatifi değildir. Fatih’i, Atatürk’ü sevenler olmaz. Fatih de bizim, Atatürk de bizim, İzmir Marşı da bizim Mehter Marşı da bizim. Türkiye’yi uzlaştıracağız” dedi.
“FETÖ’NÜN YURTLARINI BAŞKA CEMAATLERE VERDİLER”
Öğrencilerin barınma sorunlarına da dikkat çeken Muharrem İnce FETÖ’den alınan yurtların başka cemaatlere verildiğini iddia etti. İnce, “Devletin asli bir işi vardır. Devletin asli işi üniversite öğrencilerine barınacak yer bulmaktır. Bu devletin işidir. Bu vakıflara, cemaatlere terk edilemez. Ders almadınız mı FETÖ’den yahu? Beslediniz, büyüttünüz başınıza bela oldu. Hala akıllanmadınız. FETÖ’nün yurtlarına el koydular. FETÖ’nün yurtlarını başka cemaatleri veriyorlar, yeni FETÖ’ler çıkaracaklar. Niye bu devlette kalmıyor? 180 bin öğrenci müracaat etmiş şurtta kalmak için yerleştirememişsin. Açıkta bu çocuklar. FETÖ’ye yıllarca ‘ne istediler de vermedik’ diyenler, parsel parsel satanlar, ‘bitsin artık bu sıla hasreti’ diye methiye düzenler, mecliste onun büyük bir alim olduğunu anlatanlar, onlara para verenler, 17 üniversite açtıranlar, bunlar gerçekten akılsız adamlar bunlar, hala şimdi FETÖ’nün yurduna el koyuyor gel diyor A cemaatine, B cemaatine FETÖ’nün mallarını bunlara veriyorsun. Allah akıl fikir versin ne diyeyim. Liyakat olmazsa, akıl, bilim olmazsa böyle olur” diye konuştu.
“İLK SEÇİMLERDE YÜZDE 50+1’LE İKTİDAR OLACAĞIZ”
İlk seçimlerde yüzde 50+1 alacaklarını söyleyen Muharrem İnce, “Ama inşallah milletimizin iradesiyle, Allah’ın izniyle bunlardan önümüzdeki seçimde kurtulacağız. Biz Memleket Partisi olarak çok yeni bir partiyiz. Henüz kurultayını yeni yapmış yeni örgütlenen bir partiyiz. Seçimlere girme hakkını elde ettik. Kısa süre içerisinde Türkiye’de birinci parti olacağız. Buna inanıyorum. 50+1’i alacağız. Bu iktidarı da, bu muhalefeti de toptan göndereceğiz. Türkiye’nin önünü böyle açabiliriz ancak, başka bir yolu yok. 19 yıldır Türkiye’yi geren, yoksullaştıran bir iktidarın karşısında umut olamayan bir muhalefet var. Onlardan da hayır yok, bunlardan da hayır yok. Toptan bir temizlik yapacak milletimiz, buna inanıyoruz” diye konuştu.
“TEK GÜVENCEM YEREL BASIN”
Türkiye’deki medyayı da değerlendiren Muharrem İnce, yerel basını önemsediklerini kaydetti. İnce şunları dile getirdi:
“Biz bu iktidardan kurtulmak istiyoruz. Fakat bu haberi yapanlar muhalefetin beslemesi medyadır. Türkiye’de medya yüzde 90’ı iktidarın kontrolü altındadır, yüzde 1’u da muhalefetin kontrolü altındadır. Mesela CHP’li belediyelerden beslenen medya vardır ya da genel merkezinden. Biz asla orada haber olamayız. Mesela yaptığım bu basın toplantısından tek kare görmeyeceksiniz. İktidar medyası da CHP’ye çakarsam haber yapar, iktidara çakarsam haber yapmaz. Türkiye’de medya ölmüş. Yerel basına güveniyorum ben, güvencim yerel basın. 64 maddelik bir yasa ve o yasanın içinde çiftçiye, esnafa ciddi yardımlar var. Bunların içindeki bir madde Cumhurbaşkanına araç ve sigarada ÖTV’ye üç katına kadar artırma yetkisi veriyor. Arkadaşlarımız o maddede evet oyu vermemiş, görüntüler ortada. Ama milletimizin lehine olan maddeler var. Milletin lehine olan maddelerde oy kullanmış. 100 kilo dana eti var, içine 10 gram domuz eti karıştırmışlar. Biz bu dana mundar etmeyin, bunun içine karıştırmayın bunu diyoruz. Ama dana etini destekliyoruz. Adam onun içine 10 gram domuz eti karıştırıp mundar ediyorsa bana ne? Arkadaşlarımızın kullandığı oy çiftçinin, esnafın lehine olan maddeler. Bu maddede oy kullanmamışlar. Muhalefetin beslemesi medya dönüp dolaşıp Memleket Partisi’nin milletvekilleri Cumhur İttifakı’nı destekliyor diyor. Yahu arkadaş genel başkan söylüyor daha kim söylesin; olmayacağız. İktidar yalakası medyayla muhalefet partisi yalakası medya birbirinin tamamlayıcısıdır. Tekrar söylüyorum olmayacağız, sözümün arkasındayım. Arkadaşlarımın da ne oy kullandığını biliyorum, görüntüler de ortada. Belediyeden beslenme bir internet sitesinin haberidir bu. Oradan aldı herkes devam etti gitti bu. İnşallah bu sefer düzeltirler.”
“İTTİFAK YAPACAĞINIZA PARTİLERİ BİRLEŞTİRİN”
İttifaklara dahil olup olmayacağı sorusuna yanıt veren Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce şu değerlendirmede bulundu:
“İttifaklar ortada seçim yokken, 5 yıl sonrası için ittifak yapılmaz. O zaman birleştirsinler bu partiyi daha iyi. Sanki şey gibi; amcaoğlu, dayıoğlu gibi oldu bütün partiler. Böyle bir şey olabilir mi, böyle parti olur mu? Birleştirin elektrik parası, su parası iki yerde ödemeyin bari. Sizin hiç mi iddianız yok, siz kendinize güvenemiyor musunuz? 8-10 kişi bir araya gelecekler Erdoğan’ı dövecekler, yenecekler. Sizin hiç kendinize güveniniz yok mu? Nasıl muhalefetsiniz siz? Toplanacaklar mahallenin çocukları, öbür mahallenin çocuklarını yenecekler. Böyle bir şey olur mu? Bir siyasi parti tek başına çıkar, ben hazırım der. Programım, tüzüğüm, kadrolarım, genel başkanım hazır der. Biz Türkiye’yi yönetmeye hazırız. Türkiye’de örgütleniyoruz. 54 ilde kurduk,, herhalde bu hafta 55’nciyi kuracağız. İlçelerimizi kuruyoruz, hazırlanıyoruz. İttifak yapmaz mısınız? Yaparız kardeşim. Seçime kalır üç ay, bakarız durumumuza 50+1 alamıyoruz biz de varız ittifakta deriz. Ne için varız ittifaka? Bu iktidarı göndermek için varız. Ama ittifak o zaman olur. Haftada bir gün bir araya geliyorlar. Birleştirin partileri İyihalk Partisi deyin, Milliyetçi Kalkınma Partisi deyin. Hatta 10-15 tanesinin baş harflerini koyun, birleştirin böyle yapın. Hani bu sistem koalisyonları bitirecekti? Başkanlık sistemini getirirken millete koalisyonları bitireceğiz dediler. Koalisyonlar seçimden sonra oluyordu, şimdi seçimden önce oluyor. Biz tabi ki bir ittifakın içinde yer alırız. Bu iktidarı gönderecek bir ittifakın içinde yer alırız. Ama bunu seçim döneminde konuşuruz. Biz şu anda son ana kadar tek başına iktidar olacakmış gibi, 50+1 alacakmış gibi çalışacağız.”
“BARAJ KORKUMUZ YOK AMA YÜZDE 10 ÇOK YÜKSEK”
Seçim barajı konusunda da düşüncelerini paylaşan Muharrem İnce böyle bir dertlerinin bulunmadığını kaydetti. İnce, “Biz yeni kurulan bir parti olduğumuz için baraj konusunda yanlış anlaşılmak istemem. İşte bak baraj korkusu var falan diyebilirler. Baraj korkumuz falan yok, öyle bir derdimiz yok. Özgüvenimiz Allah’a şükür yerinde. Ama yüzde 10 yüksek mi dersen evet yüksek. Öteden beri savunduğumuz bir şey bu. Temsilde adalet, yönetimde istikrar diyoruz. 50+1 alan yönetimde istikrar oluyorsa temsilde adalet olmuyor burada. Yüzde 9,5 dışarıda kalıyor. Bu doğru değil” ifadelerini kullandı.
“BU KAFAYLA GİDERLERSE DOLAR 18 LİRA OLUR”
Ekonomi üzerine de görüşlerini açıklayan Muharrem İnce döviz kurlarının yükselmesini değerlendirdi. İnce şunları kaydetti:
“Hatırlarsanız ben daha önce Balıkesir’de de söyledim. Erdoğan bir daha seçilirse dolar 8-10 lira dedim. Oldu mu. Bakın bu kafayla giderlerse dolar 18 lira olur. Bu olmaz, bu doğru değil. Araba alıyorsun değil mi arabanın fiyatı 1 lira, vergisi 2 lira, bankaya da faiz ödüyorsun 1 lira. Yani 1 araba alırken 4 araba alıyorsun. Biri kendine, ikisi devlete, biri bankaya. Sigara kötü bir şeydir. Ama sigaranın paketinde 20 tane var. Bunun 16 tanesi vergi, 4 tanesi sigara parasıdır. Böyle bir devlette refah, huzur, mutluluk olmaz. Yani bu kafayla ülke yönetilmez. Merkez Bankası başkanım diyemezsin. Memlekete kötülük yapmaktır o. Maraban mı senin? Merkez Bankası Başkanı senin Susurluk ilçe başkanın mı? Yani partinin ilçe başkanın mı? Ben ilçe başkanına ilçe başkanım demem, ilçe başkanımız derim. Ben partinin genel başkanıyım, partinin ilçe başkanına ilçe başkanım demem, ilçe başkanımız derim. Başkanım demek marabam gibi duruyor. Hele sen Merkez Bankası başkanına asla diyemezsin, dememelisin. Ego o kadar yüksek ki. Aklı başında bir yönetimle 1-2 yıl içerisinde Türkiye’yi rayına oturtmak mümkündür. Yeniden üreten bir Türkiye, tarlalarından bereket fışkıran bir Türkiye, fabrikalarının bacası tüten bir Türkiye yapmak mümkündür. Kamu İhale Kanununu milletin gözü önünde bir kez değiştirip bırakacaksın 300 kere değiştirmeyeceksin. Bağımsız bir yargı düzeni kuracaksın. Rekabeti getireceksin. Liyakati getireceksin. Bak işler nasıl düzeliyor. Dün Köseler Köyü’nde çiftçi anlatıyor. Gübre 450 lira diyor hem alamıyoruz, hem bulamıyoruz diyor. Çok güzel bir laf söyledi. Nasıl geçiniyorsunuz dedim. Ölüler dirilere bakıyor dedi. Ne demek o dedim. Baba, dede tarlalarını satıp geçiniyoruz, ürettiğimiz yok dedi. ‘Seni traktörle karşılamak istedik köyün girişinde’ dedi, ‘mazota kıyamadık, o kadar değerli hale geldi ki’ dedi. Milletimize son sözüm şu olsun; sakın umutsuz olmayın. Umutlarınızı yeşertin bu sorunları çözeriz.”