MİMAR URAL İBİKOĞLU’NUN O PROJEYE İTİRAZI VAR

ŞEHRİN İMARINDAN TRAFİĞİNE KADAR PEK ÇOK KONUDA YILLARDIR KAFA YORAN MİMAR URAL İBİKOĞLU İLE HAKKINDA KİMSENİN PEK BİR ŞEY BİLMEDİĞİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİNİ KONUŞTUK.

 

Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir’in göbeğinde çok kapsamlı bir dönüşüm projesi gerçekleştirecek. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum geçen hafta bu projenin detaylarını Balıkesir’de kamuoyuna açıkladı. Bakan Kurum’un açıklama yaptığı ana kadar Balıkesir’de hiç kimsenin böyle bir projenin hazırlandığından haberi yoktu. Akıncılar, Toplu Taşıma Merkezi, Vasıf Çınar Caddesi, TCDD, Orman Bölge Müdürlüğü, Orduevleri, Cengiz Topel Caddesi ve bu alanın içinde kalan konutlar, işyerleri, mekanlar, yeşil alanlar, sokaklar, hepsi projeye dahil. Ama Balıkesirli konudan habersiz. Kent merkezinde büyük bir dönüşümün düşünüldüğü projenin Nisan ayında başlayacağı ve iki yıl içinde tamamlanacağı belirtiliyor.

 

Şehircilik konusunda uzun yıllar kafa yormuş, fikir üretmiş, şehrin geleceği için yüzlerce proje hazırlayıp kamuoyuyla paylaşmış, konunun uzmanı Mimar Ural İbikoğlu ile Bakan Kurum’un açıkladığı ana kadar kimsenin haberdar olmadığı dönüşüm projesi hakkında konuştuk. İbikoğlu en başta “Bakan’ın açıkladığı bu projeyi gördüğümde adeta şok yaşadım” dedi. İbikoğlu, “Başta bu şehirde yaşayan mimarlar olmak üzere, Balıkesir’i bilen, tanıyan, havasını soluyan insanların fikrini almak gerekiyor. Ama bakıyorsunuz, hiç kimsenin haberdar olmadığı sürpriz bir proje açıklanıyor ve ‘biz bunu uygulayacağız’ diyorlar. Biz de itiraz ediyoruz” şeklinde konuştu.

 

 

RÖPORTAJ: Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU

 

ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum geçen hafta Balıkesir’i ziyaret etmeseydi, il merkezinde ve ilçelerde uygulanması planlanan projeleri anlatmasaydı, hiç kimse Akıncılar bölgesi, Toplu Taşıma Merkezi, Cumhuriyet Meydanı, Gar bölgesi ve çevresini kapsayan kentsel tasarım projesinden haberdar olmayacaktı. Bakan Kurum, İstanbul’da faaliyet gösteren bir mimarlık şirketine hazırlatılan projenin içeriğini anlatınca Balıkesirliler böyle bir hedef projeden haberdar oldu.

‘Hedef proje’ diyoruz ama, Bakan açıkladığına göre ‘hedef’ olmaktan çıkan, planlaması yapılan ve yaşama geçirileceği kesinleşen bir proje aslında. Çünkü Bakan Kurum tarih veriyor; “Nisan ayında bölgeye giriyoruz, iki yıl içinde tamamlayacağız” diyor.

Her ne kadar söze başlarken “bugün aldığımız çok önemli bir karar var” girizgahıyla, Balıkesir ziyaretinde gündeme gelmiş ve alel acele kabul edilmiş gibi algılansa da, kâh Bakanlık, kâh Balıkesir Büyükşehir Belediyesi söz konusu projeyi daha önceden planlamış, tasarlamış ve bir anlamda start veriyorlar yapıyorlar.

 

“ŞEHRİ BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ” DİYORDU AMA…

Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, kentsel tasarım projesine ilişkin o saate kadar tek bir açıklama bile yapmıyor. TTM’yi mevcut yerinden taşıma isteğine ilişkin sağdan soldan gelen duyumlar var ama, projenin bütününe ilişkin resmi bir açıklama yapmadığı herkesçe malum. Yücel Yılmaz’ın hemen her çalışması böyle aslında. “Şehri birlikte yöneteceğiz” vaadi seçilene kadarmış. Oysa bu şehrin kent konseyleri var, meslek örgütleri var, kente dair kafa yoran, proje üreten, öneriler sunan, doğru eleştiriler ortaya koymaya çalışan uzmanları var. Böyle planların, hedeflerin, projelerin karar verilmeden önce kamuoyunun bilgisine sunulması, tartışılması, eğrilerinin doğrularının ortaya konması, önerilerin alınması gerekiyor. Balıkesir halkı ve şehre dair kafa yoran nice Balıkesirli, Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın yaptığı açıklamayla konudan haberdar oluyor!

 

KENTSEL TASARIM PROJESİNDE NELER VAR?

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Balıkesir için önemli bir dönüşüm projesini gerçekleştireceğiz” dedi. Bu çök önemli kentsel dönüşüm projesinin içeriğinde neler var? Bakan Kurum’un verdiği bilgiler şöyle:

“Bu kapsamda Büyükşehir Belediyemizle, Bakanlığımız, Toplu Konut İdaresi Başkanlığımız ve İller Bankası Genel Müdürlüğümüz, diğer taraftan Alt Yapı Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğümüz de sahada vatandaşlarımızın rızasını alarak önemli bir dönüşümü gerçekleştireceğiz. Bu kapsamda şehrimize çok önemli bir meydan kazandıracağız. Bu meydanda vatandaşlarımız 7 gün 24 saat vakit geçirebilecekler. Altında bölgenin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir kapalı otoparkımız olacak. Ve etrafında da tarihi binalarımız var. Burada Orduevi’yle, yine Valilik binasıyla, Büyükşehir Belediyemize ait tarihi binayla birlikte buradaki binaların gün yüzüne çıkacağı, restorasyonlarının yapılarak kültürel binalara dönüşeceği, içindeki kütüphanemizin, müzemizin, yine Gar binasının dönüşümüyle birlikte bu alanı herkesin gezip  görmek isteyeceği, örnek şehircilik hamlesinin atılacağı tarihi dönüşüm projesini de başlatmış oluyoruz. 200 bin metrekarelik bir alanda proje uygulanacak. Nisan ayında başlayıp iki yıl içinde bitirmek üzere çalışmalarımızı başlattık.”

 

BU TÜR RADİKAL PROJELER ORTAK AKLIN ÜRÜNÜ OLMALI

Bakan Kurum “başlattık” diyorsa, demek ki artık geri adım yok; proje aynısıyla uygulanacak. Bakan’ın söylediğine göre ilk etap, meydan ve çevresindeki ticari üniteleri kapsıyor. Yine ilk etapta Akıncılar’ın bütünü dönüşüme dahil ediliyor.

Balıkesir’de nereden baksak otuz yıldır konuşulan, uğrunda projeler üretilen, çok tartışılan, ancak bugüne kadar dönüşüm adına somut bir adım atılmayan Akıncılar çöküntü alanı belki de bu projeyle yeni bir kimliği kavuşabilecek. Ancak projeden Akıncılar’daki mülk sahipleri de habersiz. Bakan Kurum projeyi açıkladığında muhtemelen yıllar önce yaşadıkları paniği yeniden yaşamışlardır.

Şehirde uygulanacak ve geniş bir kitleyi ilgilendiren bu tür projelerden öncelikle şehrin haberdar olması gerekiyor. Lokal bir proje değil sonuçta; irili ufaklı binlerce mülkiyet; kamu binaları, vatandaşa ait meskenler, işyerleri, ortak kullanım alanları. Bu tür bütünleşik ve geniş kapsamlı radikal projelerin yaşama geçirilmesi, tek bir aklın ürünü olmamalı. Şehirde yaşayanların bütününü ilgilendiriyorsa, önce şehir uzun uzun tartışmalı ve en sonunda ortak akılda buluşmalı.

 

 

PROJEYİ GÖRDÜĞÜMDE ŞOK YAŞADIM

Bu durumda, 48 yıllık mimar ve geride kalan yıllarını Balıkesir’in modern bir şehir olabilmesi adına ürettiği yüzlerce projeye imza atan, kent için kafa yoran, geçmişteki belediye yönetimlerine yol gösteren değerli hemşehrimiz, şehircilik konusunda söz sahibi bir ağabeyimiz Ural İbikoğlu’na danışmak, O’nun görüşlerini almak gerekir diye düşündük ve sorduk:

 

Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın açıkladığı kentsel dönüşüm projesi için neler söyleyeceksiniz?

 

Akıncılar Mahallesi’nde bir kentsel dönüşüm projesi uygulama fikri bugünün ürünü değil. Çok uzun yıllardır Akıncılar’la ilgili çeşitli projeler gündeme geliyor. Planladıkları kentsel tasarımın içeriğini sosyal medyada yapılan paylaşımlar aracılığıyla öğrenebildik. O görsellere bakarak söylenebilecek şey, bu son projenin eskilere göre biraz daha genişletilmiş olması. Geçmişe dönüp baktığımızda, doksanlı yıllarda o zamanın Belediye Başkanı Sami Gökdeniz’in bir proje çalışması olmuştu. Genel anlamda bir şeyler hazırlandı, halkın beğenisine sunuldu ancak hayata geçirilecek bir şeyler olmadı. Sonra Ziya Tan’ın Belediye Başkanlığı döneminde de bir proje hazırlandı, uygulanmadı. Bir sonraki devrede merhum Belediye Başkanı Sabri Uğur zamanında daha kapsamlı ve dereyi de içine alan bir proje örneği ortaya çıktı. Hatta sonuca yaklaşacak duruma gelmişti. İtirazlardan sonra yapılaşma azaltıldı, o zamanki görseller ve hazırlanan maketler hala hafızamızda. Uygulanamayan bu proje bir sonraki Belediye yönetimince tümüyle iptal edildi. Ardından Edip Uğur’un Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde de TCDD’ye ait alanı içine alan bir proje çalışması yapıldı. Şehir dışından mimar meslektaşlarımıza hazırlatılan, şatafatlı görselleri olan bir projeydi. Hiç biri yaşama geçirilemedi. Sonra birden bire geçtiğimiz hafta içinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum bölgeyle ilgili bir projeyi açıkladı. 48 yıldır bu şehirde mimarlık yapan, bu şenhirde yaşayan, araç ve yaya trafiği, imar konuları başta olmak üzere çok proje hazırladım, çok öneri sundum. Bakan’ın açıkladığı bu projeyi gördüğümde ise adeta şok yaşadım.

 

 

PROJEYİ HAZIRLAYAN MESLEKTAŞIM   BALIKESİR’İ NE KADAR TANIYOR ACABA?

Neden şok yaşadınız? Sizin de geçmişte kamuoyuyla paylaştığınız böyle radikal projeleriniz olurdu. Neresini beğenmediniz?

 

Yaşadığımız şehrin her caddesi, her sokağı, her meydanı bize ait Bu şehirde yaşayanların ortak malı gibi. Evlerimizin salonu gibi düşünün. Şehrin bütünü de büyük bir salon. Bu salonun nasıl düzenleneceğini, mobilyaların nasıl yerleştirileceğini o salonun sahiplerine sormak gerekiyor. Başta bu şehirde yaşayan mimarlar olmak üzere, Balıkesir’i bilen, tanıyan, havasını soluyan insanların fikrini almak gerekiyor. Ama bakıyorsunuz, hiç kimsenin haberdar olmadığı sürpriz bir proje açıklanıyor ve ‘biz bunu uygulayacağız’ diyorlar. Biz de itiraz ediyoruz.

 

Her zamanki gibi Balıkesir’le ilgisi olmayan bir ekibin hazırladığı projeyle karşı karşıyayız. En azından bundan önceki dönemde alternatif projeler ortaya konur, halkın beğenisine sunulurdu. Bir de tabi Balıkesir’de yaşamayanların, bu şehri bilmeyenlerin tasarlayıp ‘işte proje’ diye sunması gibi bir durum söz konusu.

 

Elbette.. Böyle bir projeyi çizen meslektaşım acaba Balıkesir’i ne kadar tanıyor? Şehrin sorunlarını ne derece biliyor? Kimlerle irtibat kurdu, kimlerin görüşlerini aldı? Burası çok önemli. Şehri tanımayanların dışarıdan gelip şehre dair tasarımlar ortaya koymasına pek anlam veremiyorum. Ne yapılması lazım diye sorarsanız; bu tür büyük projeler için yarışmalar yapılmasını öneririm. Birbirinin benzeri projelerden ziyade, ulusal ya da uluslararası bir tasarım yarışması yapılabilir. Projeyi hazırlayan mimarın Balıkesir’deki meslektaşlarıyla görüş alışverişi yapması gerekirdi.

 

 

BU TÜR PROJELERDE ŞEHRİ BÜTÜN OLARAK DÜŞÜNMEK GEREK

Bakan Bey projeyi açıkladı, bu saatten sonra geri dönüş olmaz. Yani hazırlanan proje uygulanacak. Siz bu projede hangi eksikleri görüyorsunuz?

 

Ben bu tür projelerin ortak akılla uygulanması gerektiğini savunuyorum. Şehirde yaşayanların katkısı olmalı. Görsellere bakarak şunu söyleyebilirim; mevcut demiryolunun aynen korunduğunu görüyorum. Projeyi hazırlayan mimarın bir raporu varsa onu okumak isterim. Edip Uğur döneminde bölgedeki demiryolu yer altına alınıyordu örneğin. Projenin ekonomik boyutunu da düşünmek gerekiyor. Nasıl bir ekonomi sistemiyle yapılacak? Örneğin bölgedeki BASKİ binasını yıkıyorlar; Bakan Bey’in açıklamasından öğreniyoruz. O bina yapılalı kaç yıl oldu; on beş – yirmi yıl diyelim. Ekonomik ömrünü doldurmamış, halen kullanımda olan bir binayı hangi mantıkla yok ediyorsunuz? Noktasal olarak incelediğimizde, örneğin lunapark alanı olarak adlandırılan bölgede bir yapılaşma görülüyor; yakın zamanda satışa çıkan bölge. Yapılaşmaya bakarsak demek ki projesi bile hazır yani. Projede göletler, yeşil alanlar, ticari bölgeler, konutlar yer alıyor. Yoğunluk hesabı yapıldı mı? Bu şehrin araç ve yaya trafiği gibi önemli bir sorunu var. Bölgeyi parkla bütünleştirmek gerekir, yeşil alanların çok olduğu bir proje uygulanabilirdi. Sonuçta herkesin kullanacağı ortak bir alan. Lüks rezidanslar yaparsanız belli bir kesimin hakkı olur; bu tür projelerde şehrin bütününü düşünmek gerekir. Öncelikle demiryolu yer altına alınmalı. Meydan, Cengiz Topel Caddesi ile birleştirilmeli. Yeni projede Yırcalı’nın eski un fabrikası, Orduevi, Orman Bölge binaları da var, bunlar yıkılacak mı yani?

 

 VERİLECEK TAVİZLERİN BİR SINIRI OLMALI

Balıkesir’de son dönemde Büyükşehir’e ait gayrimenkuller çok yüksek rakamlarla satılıyor, bu arsalarda çok katlı, lüks binalar inşa ediliyor. Şehrin imari gelişimi açısından bir mimar olarak sizi kaygılandıran tarafları var mı bunun?

 

Bu şehrin bir imar durumu var haliyle. Yoğunluk, metrekare hesabı, yeşil alan, meskun alan diye. Yani kafanıza göre ben şu kadar kat çıkacağım diyemezsiniz. Ama Yaylada’nın orada, Paşaalanı’nda yeni binalar yapılıyor. Gidin projeye bakın; oradaki yoğunluğu görüyorsunuz. Nasıl oldu da o yoğunluğa izin verildi, hangi hesaba göre yapıldı? Yeni yapılaşma, yeni yollar, Belediye hizmetleri derken elbette para lazım ama verilen ve verilecek tavizlerin de bir sınırı olmalı diye düşünüyorum.

 

BU TÜR KONULARDA KAFA YORACAK   BİR BİLİM KURULU OLMALI

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Balıkesir ziyareti sırasında Büyükşehir’in çalışmalarını yerinde inceledi, şehrin caddelerinde dolaştı, gözlem yaptı. Bakan’ın gözünden kaçan ya da kaçırılan bir nokta vardı; eski SGK’nın yerine yapılan iş merkezi inşaatı. Tarihi dokuyu gölgelediğini söylüyoruz. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

 

Anafartalar Caddesi’ne bakınca bir ufuk görüyordunuz. Şimdi söz konusu inşaat caddenin ufkunu kapatmış durumda. Siz de söylediniz, tarihi dokuyu gölgeliyor diye. Balıkesir için çok değerli tarihi mekanlarımız var orada; saat kulemiz var, şadırvanımız var; bir de müze binamız var. Oradaki imar çalışması soru işaretleriyle dolu. Hani tarihi dokumuzu koruyordur ne oldu? Eski Şehir Sineması’nı biliyoruz şehrin hafızasında yeri var, Kervansaray Oteli, Sebze Hali, bunlar yok şimdi. Şehrin simgesi konumundaki yapıları ortadan kaldırdık. Şehirde yeni bir proje uygulanacaksa ya da bir bölgenin dönüşümü öngörülüyorsa tıpkı Pandemi Bilim Kurulu gibi kentin de bu tür meselelerde kafa yoran, yol gösteren bir Bilim Kurulu olmalı. Böyle çalışmalar Bilim Kurulu’nun önerileri ve görüşleri doğrultusunda yapılmalı. 48 yıllık mimarım, bu mesleğin içindeyim. Örneğin Çamlık bölgemizin bu şekilde değerlendirilmesini ele alalım. Acaba kaç kişi bu projeyi başarılı buluyor? Avlu için de aynı şey geçerli. Böyle örnekler ortadayken, kimsenin hakkında bir şey bilmediği, geçen hafta açıkladıkları dönüşüm projesini ben de tartışmaya açmak istiyorum. Kentin ortak kullanım alanlarında halk söz sahibidir. Bu şehri gelecek nesillere emanet edeceksek, güzel ve sürdürülebilir bir şehir bırakacaksak, daha güzel değerlendirmeler yapmalıyız. bu uğurda geçmişte şehre ilişkin çok proje ürettim. Örneğin şehrin kavşaklarıyla ilgili çok detaylı çalışmalarım oldu. Yıllarca gazetelerde bu projeleri gündeme getirdim, önerilerimi aktardım.

 

BİZİ TEMSİLEN ORALARA SEÇİLMİŞ  ARKADAŞLARIN NEDEN SESİ ÇIKMIYOR?

 

Balıkesir’deki meslektaşlarınız ve özellikle Mimarlar Odası bu konuda bir görüş beyan etmedi, eleştiri getirmedi, sessiz kalmayı tercih ettiler. Bunun sebebi nedir sizce?

 

Mimar arkadaşlarıma çağrı yaptım, mimarlar olarak ayağa kalkalım dedim. Tabi alkışlamak için değilm. Böyle bir projeden haberi olup da kentin geleceğini düşünen, daha sağlıklı bir kent bırakmak isteyen, konulara duyarlı hiç mi arkadaşımız yok? Bizi temsilen oralara seçilmiş arkadaşların neden sesi çıkmıyor? Altını çizmek istediğim bir nokta daha var; böylesine önemli bir konuda kimlerin haberi oldu? Büyükşehir Belediyesi bu çalışmayı yaparken Altıeylül ve Karesi Belediyeleri’nin haberi oldu mu? Sonuçta her iki ilçe belediyesini de ilgilendiren bir proje bu. Altıeylül ve Karesi Meclisleri’nde görev yapan seçilmiş arkadaşlarımızın haberleri var mı? Sonuçta bu şehir adına karar alıyorlar Meclislerinde. İçlerinde mimar ve mühendis arkadaşlarımız da var. Çıkıp bir şeyler söylemeleri gerekmez mi?

 

Exit mobile version