Komşu komşuuu, huuuu… Oğlun geldi mi!

Komşu sözcüğü, karşı haneyi anlatır aslında. Karşı komşu, apartman komşusu, sokak komşusu, dükkan komşusu falan. Belediyeyi büyük ailenin merkezine korsak.. Mücavir alanda yaşayanlardan ‘komşu’ diye söz etmek yanlış olur o zaman.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

 

ÇOCUKKEN tekerlerdik ya: Komşu komşuuu, huuu… Oğlun geldi mi? Geldi.. Ne getirdi? İnci boncuk.. Kime kime? Sana bana.. Başka kime? Kara kediye.. Kara kedi nerdee? Ağaca çıktı.. Ağaç nerde? Balta kesti.. Balta nerdee? Suya düştü.. Su nerde? İnek içti.. İnek nerde? Dağa kaçtı.. Dağ nerde? Yandı bitti kül oldu!..

 

***

KÖTÜ komşuluğu anlatan bir tekerlemedir.

Her komşu iyi olmaz. Komşuluk bir değerdir aslında. Kimileyin akrabadan, hısımdan, kardeşten daha yakın.. Kimileyin, bir sabah selamını esirgeyen…

Kapısını tıklatıp, “bizde tuz bitmiş, sizde varsa bir tutam verir misin” dediğinde, tuz paketini bütünüyle getirip veren komşuluğun yerinde yeller esiyor şimdi.

Aynı apartmanda oturup birbirini hiç tanımayan insanlar yığınıyız.

Eski zamanın komşuluk türkülerini söyleyen nesil de göçüp gidince buralardan, ‘komşu’ diye bir kavram kalmayacak zaten.

 

***

BU bahsi neden açtık? Daha doğrusu nereden açtık diye soralım; hemen yanıtlayalım.

Kimi belediye başkanları, sorumluluğundaki mücavir alanda yaşayanlar için ‘komşu’ ifadesini kullanıyor.

Bunu en çok Altıeylül Belediye Başkanı Hakan Şehirli yapıyor.

Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş da ‘komşu’ diye söz ediyor, Edremit halkından.

Sosyal medyada falan sık sık görüyoruz paylaşımlarını.. Komşularımız için şunları yaptık, komşularımız için bunları yaptık…

Komşu sözcüğü, karşı haneyi anlatır aslında.

Karşı komşu, apartman komşusu, sokak komşusu, dükkan komşusu falan.

Belediyeyi büyük ailenin merkezine korsak.. Mücavir alanda yaşayanlardan ‘komşu’ diye söz etmek yanlış olur o zaman.

Komşu, ‘el’dir, ‘elâlem’dir. Ailenizden olmayan.. Aile fertleri kadar sevdiğiniz, belki de yüzünü görmeye tahammül edemediğiniz komşular.. Karşı taraftır yani!

 

***

ALTIEYLÜL Belediye Başkanı Hakan Şehirli veya ‘komşu’ ifadesini kullanan başkanlar, yöneticiler, şehreminilere diyeceğim o ki:

‘Aile’ sözcüğünü öne çıkarın; ‘komşu’yu değil.

Karşı dairedeki komşu, karşı dairede yaşar.

Yan dükkandaki komşunun yeri, yan dükkandır.

Komşusundur, konuşursun, dertleşirsin, hal hatır sorarsın, iyilik edersin, borç verirsin, ne bileyim işte, iyi ilişkiler içinde yürür gidersin.

Ama karşı taraftır sonuçta.

 

***

BÜYÜKŞEHİR yasasıyla ortadan karpuz gibi ayırdıkları Balıkesir’i ikiye bölüp.. Yarısına Altıeylül, yarısına Karesi dediler ya..

Ha işte, Karesi komşudur şimdi.

‘Komşu ilçe’ anlamında.

Altıeylül’deki vatandaş, Altıeylül’de yaşıyorsa.. Büyük Aile’nin ferdidir.

Ne diyor Büyükşehir Başkanı Ahmet Akın: “Benim Ailem!”

‘Komşu’ sözcüğünü kullanıyor mu Balıkesirliler için?.. Hayır.

E peki Şehirli, Ertaş ve diğerleri, niye ‘komşu’da ısrarcı?

 

***

SİZİ, başına geçtiğiniz ailenin fertleri seçti.. Komşu ilçedekiler değil.

O halde, komşu yerine ‘aile’, ailem’ falan demelisiniz.

Bunun en bilinen karşılığı ‘hemşerilik’tir.. ‘Hemşehri’ de denir.

Aynı şehri paylaşanlar, aynı şehrin insanları yani.

“Değerli komşularım” yerine, “değerli hemşehrilerim” demek daha doğru olacak.

 

***

BAŞKANLAR farklı düşünüyor olabilir; ben kendi düşüncelerimi aktarıyorum.

 

***

 

DERENİN ÖBÜR TARAFINA DAİR…

 

BERİ yanda, ‘ötekilerimiz’ de var bizim!

Ne diyor Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık:

“Biz bu şehrin ötekileriyiz…”

Kendisi söyledi, bir mahalle toplantısında: “Derenin öbür tarafında oturanlar bu şehrin ötekisidir!”

Kendisi de derenin öte yanında doğup serpilmiş; oranın yoksul muhitlerinde, yoksulluk ve yoksunluklarına atfen öyle diyor.

“Ben de yokluktan, yoksulluktan geliyorum” demek istiyor.

Bu ifadeye dair bir iki yazıdan dolayı kendisiyle tartışmıştık telefonda.

Ötekileştirmeye gidiyor aslında söylediği…

Sınıfsal mücadele desek değil.. Öyle bir mücadele yok.

Ayrıca ‘öteki’ dediğine, ikinci sınıf vatandaş muamelesi de yapılmıyor.

Yaşadıkları muhitlere, diğerlerine göre daha az hizmet gitmiştir, yoksulluk ve yoksunluklarıyla baş başa bırakılmışlardır; orası tamam.

Anayasal eşitlik açısından bakınca, ‘öteki’ diye bir ifadeyi kabul etmiyoruz.

Eksik gördüğü hizmet ve yatırımları oralara götürmek de seçilmişlerin görevi sonuçta.

Derenin öbür tarafında oturanlara ‘öteki’ diyor… Beri yanında oturanlar ‘beriki’ mi oluyor?

Ötekiler.. Berikiler!

Ayrışmayı tetikleyebilecek ifadeler.. Kaçınmak lazım.

Hem bakın, şehrin ortasından geçen derede ıslah çalışmaları sürüyor nicedir. Yeni duvarlar yapılıyor, zemin temizleniyor. Köprüler yenileniyor falan.

Derenin öbür tarafını modernize etmek kimin işi?

Bugünden sonra, önümüzdeki dört yılda yoksul muhitleri zengin gösterecek yatırımlar olacak mı, olmayacak mı göreceğiz.

Olursa seviniriz.

Olmazsa, beceremezlerse, “bunlar da yoksulluk politikasından besleniyor” deriz.

Ahmet Akın ne diyor: “Yoksulluğu bitirmek için çalışıyoruz, yönetmek için değil…”

Bu noktada şu tespiti yapalım:

Büyükşehremini ayrı telden çalıyor, küçükşehreminiler detone…

Nasıl tespit ama?..

 

Selam ederim herkeslere.

 

 

Komşu komşuuu, huuuu… Oğlun geldi mi!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!