ŞENLİK, festival, fuar işleri gırla!
Güya tasarruf tedbirleri uygulanıyor memlekette. “Tasarruf yapacaksınız” dediklerinde, yalnızca gazete abonelikleri ve medya reklamlarından tasarruf yapan belediyelerde, şenlik festival işleri için para harcamada sınır yok!
Belediye yalnızca ev sahibidir; geri kalan tüm masrafı sponsorlar karşılıyordur; ona eyvallah. Ama öyle bir durum olmuyor. Harcamalar belediyelerin kasasından yapılıyor.
Sergiler, tezgahlar, animasyon işleri, şarkı, türkü, tiyatro.. İşin içine bir iki edebiyatçıyı kat, üç beş politikacı, fikir insanı falan. Hani programın tamamını eğlenceye ayırmak olmaz, biraz kültür sanat ve siyaset de lazım. Onlardan da birer kuple katacaksın ki, “şarkıyla türküyle milleti oyalıyorlar” demesin ahali!
Sonra çağır partinin genel başkan yardımcısı, MYK üyesini, mebbusunu, yıldızı parlayan bir belediye başkanını falan.. Konuşmacıya, şarkıcıya plaket versin, teşekkür etsin…
Plaket işi de mühim bakın. Günün anısını yaşatmak için!
Plaketçi de kazansın ayrıca. Yanında bir demet çiçek.. Çiçekçinin de kursağından iki lokma geçsin vesileyle.
Konser alanlarında toplansın vatandaş, alkış tutsun, şarkılara eşlik etsin; bir iki saat neşelensinler işte.
Buna sözümüz yok. Milleti şenlendirmek de var belediyelerin görevleri arasında.
Bir de kitap fuarcılığı işlerimiz var.
***
KİTAP fuarcılığının merkez mahallesi oldu bizim buralar. Her yerde bir kitap fuarı.
Yöreye özgü bir ürünün, bir olgunun adını taşıyan şenliklere, festivallere eyvallah. Ama bu kitap fuarcılığının cılkı çıktı.
Türkiye’nin neresine giderseniz gidin, birileri kitap fuarı düzenliyor.
Millet çok çok kitap alsın, çok çok kitap okusun diye mi?
Okusun, bilgilensin, kültürü artsın, görgü görenek falan işte.
Çok da okuyorlar ya…
Maksat milleti kitap okumaya teşvik değil zaten. Fuarcılığı zanaat edinenleri kazandırmak!
Bir de bu fuarların ayarlama – organizasyon işlerine aracılık yapanlar falan.. O kadar koşup terliyorlar, kazanmasınlar mı?
Üç beş yazar gelsin, kitaplarını imzalasın, ahalinin karşısına çıkıp on beş dakika dereden tepeden konuşsun. Ver plaketi, sun çiçek demetini, bitti gitti.
Bitmedi!
Yedireceksin, içireceksin, yatıracaksın, gezdireceksin.. Gönlünü hoş, karnını tok tutacaksın.
Üç beş kişiyle bitiyor mu? Yancıları var, peşine takılanlar var, belediyeciler, particiler, eş dost falan.
Yiyelim, içelim, muhabbetin dibine vuralım.
Sonra gelsin kallavi faturalar; başkanlar ödesin!
***
DAHA birkaç gün önce Burhaniye’de kitap fuarı vardı. Yukarıda anlattığımızdan farklı bir şey olmadı.
Şimdi Edremit Belediyesi kitap fuarı düzenliyor.
Bu yılki altıncı olacakmış.
Geçen yıllardaki fuarlardan farklı bir durum olmayacak. Kalabalık, şamata, uğultu, gürültü, bol keseden harcama.
Bu seferkinin organizasyonunda Büyükşehir Belediyesi de olacakmış.
Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Aslı Aynaoğlu ile fuar işlerini görüşmüş. Yanına başkan yardımcılarını ve bazı meclis üyelerini de almış; kitap fuarı hakkında konuşmuşlar hep birlikte.
Toplantıda, Büyükşehir Belediyesi’ndeki asıl işinin ne olduğunu kimsenin bilmediği, muhalif kanallardaki haber programlarında ara sıra görünen Necdet Saraç beyefendi de var.
Necdet Saraç adıyla, kitap fuarları özdeşleşmiş durumda adeta. Mevzunun profesyoneli belli ki.
O olmadan kitap fuarcılığı da olmuyor demek ki.
***
DEDİK ya işin içinde Büyükşehir Belediyesi de var. Demek ki Başkan Ahmet Akın’dan onay çıkmış, izin vermiş; “birlikte yapalım” demiş.
“Birlikte yapalım” sözünün karşılığı, paradır. Belediye kasasından önemli bir kaynak aktarılacaktır kuşkusuz. Bedava olmuyor ki bu işler!
E hani n’oldu, “çok borç var” diyordunuz sevgili başkanlar?
“Tasarruf tedbirleri” falan… Oradan kes, buradan kes, basından kes, medyadan kes, fazla mesaiden kes, yatırımdan kes, hizmetten kes; her şeyden kes.
Ama kitap fuarından kesme!
Yahu arkadaş dakika başı kitap fuarı mı açılır? Her yerde kitap fuarı düzenlenecek diye bir kural kaide mi var?
Bugünün kriz ortamında, kitap fuarı da düzenlemeyiverin. Seneye yaparsınız; ya da hiç yapmazsınız. Kimsenin kitap okuduğu falan yok zaten. Fuar alanındaki kuru kalabalık, eşantiyon bir şeyler var mı diye bakmaya gelenlerden oluşuyor. Azıcık bir kısmı da, yazlıkçı enteller.. Her sene aynı konuşmacılardan aynı şeyleri dinliyorlar; maksat görüntü olsun!
***
BU kitap fuarlarının kayıt dışılığını da ele almak lazım.
Organizatörü, aracısı, yancısı, yayınevcisi, kitabını imzalayan yazarı çizeri falan, hepsi kenarından köşesinden bir şeyler kazanıyor.
Fuarlar tanıtım amaçlı düzenlenir. Ürün satışı yapılacaksa, girdisi, çıktısı, faturası, fişi olur.
Stant açan yayınevleri, vatandaşa sattıkları ürünün belgesini veriyor mu? Tezgahtan domates alır gibi alıyorsun işte. Ver iki yüz elli lira, al kitabı, haydi güle güle.
Kayıt dışılık olmuyor mu bu?
Belediyeler eliyle kayıt dışılığa çanak tutuluyor yani. Bittabi, bu fuar işlerinde belki muafiyet vardır, başka türlü vergilendirme söz konusudur, değildir, o kadarını bilmiyoruz.
Maliye gereğini yansın işte.
***
BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Ahmet Akın’a seslenelim.
Edremit, Burhaniye, Ayvalık, yani CHP’nin Körfezi’nde zaten bu fuarlar zırt pırt düzenleniyor. Oraların belediyeleri bugüne kadar kendi başlarına halledebiliyorlar. Edremit’in kitap fuarı olayına Büyükşehir’i dahil etmenin anlamı var mı? Daha geçen ay Aramoterapi Festivali düzenlendi Büyükşehir’in kaynaklarıyla. İlçe belediyeleri de, gönülleri hoş olsun diye ortakçı sayıldılar.
Kitap fuarına kaynak ayıracaksan Büyükşehir’den; git Kepsut’ta, Dursunbey’de, Bigadiç’te yap meselâ. Oraların kavruk ahalisi “bizi yok sayıyorlar” demesin. Hem fuar görsün, hem kitapla tanışsın, hem iki yazar çizerle resim çektirsin. Onların da görgü göreneği artsın yani.
Körfez’deki entel yazlıkçıların gönlünü hoş tutup, kavruk ilçelerdeki ahaliyi boş bırakmak olmaz.
Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş da bence bir daha düşünsün bu fuar işini.. Balıklama atlamasın.
Selam ederim.