KARESİ ve Büyükşehir Meclislerinin CHP’li üyesi Sevinç Baykan Özden, partisinin ve Büyükşehir Belediye Başkanı’nın Kent Konseyi Başkan Adayı. Sevinç Hanım her iki belediyenin encümen üyeliğini de yapıyor. Buraya kadar her şey kabul. Peki, henüz hiçbir ilişkisi olmadığı Kent Konseyi’nin genel kurul davetiyelerini nasıl dağıtıyor? Balıkesir Valisi’ni ziyaret edip davetiye bırakıyor, “genel kurula bekliyoruz” diyor. Bu işi asıl yapması gereken, mevcut Kent Konseyi Başkanı ve Yürütme Kurulu üyeleri değil mi? Sevinç Hanım bugünden Başkancılık oynamaya başladı bile…
Kent Konseyi mevzusuna devam…
ŞU anda Balıkesir Kent Konseyi’nin seçilmiş Başkanı gibi dolaşan Sevinç Baykan Özden’e dair, “bir koltukta üç karpuz zor taşınır” demiştik ya..
Karpuz sayısı dörtmüş!
Karesi ve Büyükşehir Belediye Meclis üyeliklerinin yanı sıra, her iki belediyenin encümen üyesiymiş aynı zamanda.
Karesi Belediye Meclis Üyeliği..
Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği..
Karesi Belediyesi Encümen Üyeliği..
Büyükşehir Belediyesi Encümen Üyeliği..
Şimdi bir de Kent Konseyi Başkanlığı.
O zaman dört değil, beş karpuz.
Beşinci karpuz, Kent Konseyi olacak!
Eh, hanımefendinin bir de kendi işi var sonuçta; tekstil işi yapıyor.
Bunların hepsine birden hangi ara yetişecek?
İşin bu kısmı bizi pek ilgilendirmiyor.
***
İLGİLENDİREN kısma gelelim.
Sevinç Baykan Özden’i tanımıyorum. Yerel seçim için aday gösterildiğinde ismini duyduk.
Bir de seçildiği zaman, tüm seçilenlerle birlikte ismi geçti gazete sayfalarında.
Yüz yüze gelip görüşmüşlüğümüz, konuşmuşluğumuz yok.
Dün yazdıklarımızın, öfkeyle, hırsla, tepkiyle bir ilgisi bulunmuyor yani.
Bizimki eleştiridir.
***
O eleştiri, Sevinç Hanım’dan önce, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’a.
CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’ya.
CHP İl Başkanı Erden Köybaşı’ya.
Dün de yazdık; sizden öncekilerin uyguladığı taktiklerle yola devam edecektiniz madem, bunca insanı peşinizden niye sürüklediniz?
Niye bin bir çeşit vaat, hesap verebilirlik, şeffaflık, katılımcılık, demokrasi, birlikte yönetim falan muhabbeti yaptınız?
***
KENT Konseyi genel kuruluna katılacak oda, dernek, vakıf, sendika, meslek örgütü, siyasi parti vesaire kuruluşların temsilcileri salon dolgusu mu şimdi?
“İşte size başkan, işte yürütme kurulu; haydi bakalım oy verin, bitirelim bu işi…”
Böyle bir şey yok!
Sizden öncekiler öyle yaptı. Siz “farklı olacağız, onlar gibi yapmayacağız” diye geldiniz.
Şimdi Balıkesir için sorumluluk hisseden, elini taşın altına koymak isteyen hemşehrilerinizi kırıyorsunuz, küstürüyorsunuz.
***
SEVİNÇ Hanım, daha başkan seçilmeden ilk yanlışını yapmış meselâ.
Ne yapmış?
Almış Kent Konseyi davetiyesini, Vali İsmail Ustaoğlu’na götürmüş, genel kurula davet etmiş!
Oldu mu şimdi?
Başkan değilsin henüz.. Seçilmedin. Kent Konseyi ile bir ilgin yok.
Kent Konseyi adına Vali’ye gidip genel kurul davetiyesi vermek senin işin mi?
Vali Ustaoğlu, nezaketen kabul etmiş, almış davetiyeyi.
İşin doğrusu, davetiyeyi şu anda Kent Konseyi Başkanı sıfatı taşıyan kişinin götürüp vermesi.
Yanına alır üç beş yürütme kurulu üyesini, birlikte giderler, davetiyeyi teslim ederler, “buyur gel, bekleriz” derler.
***
BİR başka açıdan bakarsak..
Mevcut Kent Konseyi, Büyükşehir Belediyesi’nin önceki Başkanı Yücel Yılmaz’ın kontrolündeydi.
Başkandan yürütmeye, çalışma komitelerinde görev yapacak olanlara kadar her şeye karışıyordu.
Demokratik bir yapılanma gibi görüntü vermek için, üç beş farklı sesi de araya sıkıştırıyorlardı.
Yeni dönemde ne olacak?
CHP’nin Kent Konseyi’ni mi oluşturacaksınız?
Alırsınız araya üç beş farklı ses; yaşasın demokrasi, yaşasın halkın gücü!
Yersen…
***
DUYDUK Kİ, Yürütme Kurulu da hazırmış. Arkadaşlar listeyi yapmış.
Genel kurulda üyelerin önüne koyacaklar, “buyurun, seçin” diyecekler.
Sanırım alternatif bir aday liste çıkmasına da izin vermeyecekler.
Şamata, gürültü, patırtı olmasın aman.
Konsey’i seçelim, işimize bakalım!
***
KİMİN ne hesabı var bilmiyoruz. Ama Ahmet Akın Başkan’a önerimiz, tüm kaynağın Büyükşehir’den çıkacak olmasına karşın, Kent Konseyi yürütmesinin tespitini üyelerin hür iradesine bırakması olacak.
“Başkanı da, yürütme kurulunu da, komiteleri de ben belirlerim” olmaz!
Onun adı Kent Konseyi olmaz zaten.
***
KENT Konseyi, bir nevi Halk Meclisi’dir.
Biliriz bu işleri.
2009’da İsmail Ok’un Belediye Başkanlığı döneminde, Balıkesir Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nda görev almıştık. O zaman da Konsey Başkanı’nın Belediye yönetiminden bir ismin olmasına karşı çıkmıştık.
Gazetenin arşivlerini incelerseniz, doksanlı yıllarda, yani yirminci yüzyılda, henüz Kent Konseyi olgusu ortada yokken, şu kardeşinizin veya abinizin Halk Meclisi oluşumu için yazdıklarını, verdiği mücadeleyi okursunuz, görürsünüz.
Ha keza, Siyasileri İzleme Komitesi oluşumu için de hayli emeğimiz olmuştu o zamanlar.
Komiteyi oluşturduk, birkaç ay sonra seçim oldu; komitedekilerin çoğu halk ve kent adına siyasileri izlemek yerine ‘siyasetçi’ olmaya karar verdi!
2014’de Balıkesir Büyükşehir Belediyesi kuruldu malum. Büyükşehir’in Kurucu Başkanı Edip Uğur, “Kent Konseyi oluşturalım” dedi. Bu konuda Kocaeli öncüydü. Hayli aktif bir Kent Konseyleri vardı. O zamanki Kocaeli Kent Konseyi Genel Sekreteri, Belediye’de görevli bir hanım kardeşimizle ikimize sunum yapmıştı.
Hem neler yaptıklarını anlattı, hem Kent Konseyi yapılanması hakkında bilgiler verdi.
Kocaeli Kent Konseyi’nin çalışma programlarının yer aldığı kitapçıkları okuduk, mevzuatı falan inceledik.
Ne ki, Edip Uğur bu işi ağırdan aldı; Büyükşehir’in işlerine yoğunlaştı. Konsey işi unutuldu.
Sonraki yıllarda Kent Konseyi kuruldu falan ama, Büyükşehir’in ve iktidarın arka bahçesi gibiydi.
Bünyesinde yer alan kimi tanıdıklar, eş, dost, arkadaş falan, arka bahçenin gülü oluverdiler!
***
DİYECEĞİM o ki, Pazar gününe kadar iyi düşünün.
“Biz nasıl istiyorsak öyle olacak” mantığıyla hareket etmeyin.
“Biz farklı olacağız” diye geldiniz, farkınızı hissettirin.
