KAZA “GELİYORUM” DER HER ZAMAN!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

KAZA geliyorum der aslında…

“Demez”, bizim uydurmamız!

Saniyeler sonra ne olacağını bilemeyiz elbet. Ama olasılıkları değerlendirme zekasına sahibiz.

“Kader” deyip geçmemek lazım; inanış gereği kaderi değiştiremesek de, hasarsız atlatmak için tedbirli olmakta yarar var.

 

***

ÖNCE Gaziantep, hemen ardından Mardin’den geldi iki acı kaza haberi.

Toplamda otuz beş ölü.. Elli küsur yaralı.

Ne kadar kolay ve rahat söylüyoruz değil mi!

Otuz beş ölü!

Geldi geçti zaten; geçen haftada kaldı olay. Üç güne unuturuz. Hâttâ unuttuk sayılır.

Habersiz olanlar da var. Mahalle yanarken saç tarayanlar onlar!

 

***

KAZA olmuş, polisi, jandarması, kurtarma ekipleri, itfaiyeciler ve çevredeki vatandaşlar olay yerine koşuyor.

Müdahale edecekler haliyle. Ölen varsa, torbalanıp kaldırılacak. Yaralı varsa ilkyardım işleminden sonra hastaneye yollanacak.

Trafiğin akışını engelleyecek unsurlar ortadan kaldırılacak. Yol açılacak, trafik akacak, sürücüler hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam edecek.

Ama ne oluyor; kaza yerinde önlem alınmıyor.

Arkadan kaptırıp gelen tırı, kamyonu, otobüsü kaza bölgesine dalıyor.

Ortalık savaş alanına dönüyor.

Araç parçaları, insan bedenleri, eşyalar, toz toprak birbirine karışıyor.

 

***

TRAFİK kazalarını en aza indirmek için, özellikle bayram arifelerinde bakanlar, valiler, emniyet yetkilileri, yol boylarına durup sürücülere şeker çikolata ikram edip, “emniyet kemerinizi takın” diye uyarıyor.

Emniyet kemeri en mühimi. Araba parça pinçik olsa bile, gövden camdan dışarı fırlamıyor en azından.

Başın, göğsün direksiyona, cama, aracın göğüs kısmına çarpıp zedelenmiyor. Çarpsa bile, az hasarla atlatıyorsun.

Ama asıl söylenmesi gerekeni söylemiyorlar!

“Aracınızın bakımlarını ihmal etmeyin!”

Siyasi bir replik atalım araya: “Bakın burası çok önemli…”

 

***

BENİM gibiler, kendinden önce arabasının hastalığını tedavi ettirmenin derdine düşüyor. Bu da sakat aslında; “önce can” olmalı, ademoğlu bencilliğinin bir öğretisi olarak…

Ama birader, araba da can taşıyor sonuçta. Bir anlamda ona emanet ediyoruz canımızı.

O halde hasta etmeyeceksin aracı.. Sağlıklı kalması için ne gerekiyorsa yapacaksın.

Bittabi masraflı iş bu.

Meselâ geçende arabanın harareti yükseldi. Götürdük, gösterdik, teşhis kondu: “Termostat patlamış!”

Bedelini ödedik, yeni termostat taktırdık, yola koyulduk.

Hararet düşmüyor.

Ertesi gün yine götürdük araba doktoruna.. Bu kez derin muayene yaptı.. Motorun ciğerine girdi adam.

Teşhis: “Motor bloğunda çatlak var…”

Yok ebenin görümcesi… Niye çatlıyor arkadaş, niye hep bize denk geliyor, niye dert keder tasa hep bize düşüyor?

Otuz beş bin lira sıkışmış motora… “Ödersen, hallederiz…”

Rektifiye dedikleri bir işlem var; onu uygulayacaklar. Sonra?

Yine arıza çıkabilir.

N’apmak lazım?.. Motoru yenileyelim.

Bir on bin daha koyduk üste; sıfır motor getirttik, montajını yaptırdık, gaza bastık.. Hey maşallah!

Bu anlattığımın trafik güvenliğiyle ne ilgisi var diye sormayın.

Yolda hararet bassa arabayı, kaputtan dumanlar fışkırsa, sonra alevler falan.

O panikle ne halt edeceğimizi bilemeyiz. Ehliyet kursunda teorik olarak ne yapılması gerektiğini öğretiyorlar ama, sınava kadar hepsi. Çoğumuz motor işlerinden anlamıyoruz.

Yolun ortasında mal gibi kalırız billah!

O panikle, olay yerinden elli – yüz metre öteye bir reflektör koymak aklımıza gelir mi?

Reflektör var mı peki?

Yangın söndürme tüpü nerede duruyor? Bagajda…

Nerede durması lazım? Sürücünün en kolay ulaşabileceği yerde. Meselâ kopilot koltuğunun arka cebinde…

Tüpün periyodik kontrolü yapıldı mı; çalışıyor mu, çalışmıyor mu belli mi? Hiç kullanmadık ki, sırf mevzuat öyle istiyor diye duruyor orada.

 

***

HA işte onu diyeceğim; kaza yerinden az öteye, ileride kaza veya arıza olduğunu belirtecek bir ibare koymazsan, yüz yirmi – yüz otuz kilometre hızlı gelen araçlar gelir sana çarpar.

Hafta sonu Doğu’da meydana gelen kazalarda karayolunun durumu nasıldı bilmiyoruz ama, bizim buraların yolları da çok kötü fena. Yol ödeneklerinde büyük lokmayı Bursa yutuyor; arta kalan olursa bizim yollar yamalanıyor.

Yığınla mühendislik hatası da var tabi.

 

***

İLKYARDIM olayında da şaşkın, yetersiz, eğitimsiz, hâttâ zırcahiliz.

Ehliyet kursunda, kolsuz bacaksız mankene ağızdan suni teneffüs yapan ilkyardım hocasının haline kıkır kıkır gülerken, yaralıya ilk müdahalede neler yapılması gerektiğini öğrenemedik!

Bu iş zaten ehliyeti alıncaya kadardı.

Kanamalı yaralıya ne yapılacağını, kırığı çıkığı olma ihtimali varsa nasıl davranılması gerektiği, hangi durumlarda yan yatırılacağı, hangisinde kımıldatılmayacağı, turnikenin nasıl yapılacağı falan filan.

Yolda kaza görsek, arabadan inip mal mal bakmıyor muyuz hepimiz?

Bakmakla yetinmiyoruz tabi… Cep telefonlarıyla olay anını resmetmeye çalışıyoruz, videolar çekiyoruz, sosyal medyada paylaşıyoruz.

Aman canım, nasıl olsa kurtarma ekipleri var, itfaiyeciler var, ambulansı, doktoru, hemşiresi anında geliyor.. Bize gelene kadar, oo hooo….

 

***

EHLİYETİ bir kez aldın mı, ömür boyu geçerli.

Oysa, en azından beş yılda bir ilkyardım eğitimi zorunluluğu getirilmeli.

Şimdi, sürüş ve motor eğitimi de olsun diyeceğim, hepiniz ardımdan saydıracaksınız.

Ama öyle olmalı.. Bir ehliyetle bir ömür geçirilmemeli.

Beş yıllık periyodlarla önce sağlık kontrolü, sonra eğitim şart olmalı.

Hâttâ beş yılda bir sınava tabi tutulmalı sürücüler.

Çünkü ademoğlu bildiğini unutuyor. “Biliyorum” sandığı şey hakkında aslında hiç bir şey bilmiyor.

Biz ki, kavşakta önceliğin kimde olduğunu bile öğrenememişiz henüz.

Tek bildiğimiz, yeşilden önceki sarı yanar yanmaz dat dat kornaya basmak.

..ve hepimiz sinirliyiz, öfke kusuyoruz direksiyona geçince.

En mülayim adam ve dahi kadın, pilot koltuğuna oturduğu anda canavar kesiliyor!

Sonra, küçük bir kural hatasında zombiler gibi saldıranlar, vandallıkta sınır tanımayanlar, arabaları parçalayıp sürücüleri linç etmeye kalkanlar falan…

Bu durumda, beş yılda bir periyodik eğitimin yanında, psikolojik testlerden geçmemiz de şart.

Durum budur.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
KAZA “GELİYORUM” DER HER ZAMAN!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!