ŞU sıra yoğurt yapımına merak sardım. Ertesi gün ekşimeye başlayan hakiki mandıra yoğurdu yemeyi özlemişiz. Marketten aldığın kimyasal katkılı yoğurt dolapta bir ay duruyor, ekşimiyor. Sinir bozucu bir durum!
“Bundan sonra kendim yapacağım” dedim; yapıyorum nitekim.
Sütü ocakta kaynattım; mayalamak için ılımasını bekliyorum. Üçlü kanepeye geçip televizyonu açtım. Kanallar arasında dolaşırken, Kuruluş Osman denk geldi; “haydi biraz izleyeyim” dedim.
Gözüm ekranda, aklım sütte.
Normalde televizyon kanallarındaki yerli dizileri pek izlemiyorum; dijital platformlardaki dizilere, filmlere yelken açıyorum. Özellikle de bilimkurgu, distopik dizilere, savaş filmlerine, bazen de romantik şeylere takılıyorum.
Kuruluş Osman’ı falan izlemiyorum yani. Ertuğrul’u izlemiştim; bölümler ve sezonlar ilerledikçe senaristlerin malzemesiz kaldığı besbelli bir diziydi. Kılıç şakırtısından başka bir numarası yoktu yani.
Yoğurt muhabbeti yapmayacağım, yanlış anlaşılmasın.
On dakikalık Kuruluş Osman seyrinde dikkatimi çeken bir şey oldu; ondan söz edip asıl mevzuya gireceğim.
***
DİZİDE, Karesi Bey karakteri var. Bizim Karesi Bey yani; Kara İsa.
Balıkesir ve bölgesinin tarihteki adı.. Şu anda ortadan ikiye ayrılmış şehrimin iki ilçesinden birinin adı: Karesi.
Zağnos Paşa Meydanı’na bakan türbesiyle, bir de Toygar’daki plastik heykeliyle bildiğimiz Karesi Bey.
Kuruluş Osman’da kötü adam!
Bizans işbirlikçisi, Osman’a ihanet falan.
“Hooop, n’oluyoruz uleyn!..”
Bizim Karesi Bey’i kötüleyen, karalayan, ihanet tarihinin dibine gömen bir senaryo!
Bu tür tarih dizilerinde senaristler gerçeğin dışına çıkabiliyor, kurgu yapabiliyorlar. Genellikle de yapıyorlar. Zira, gerçeğin veya bilinenin dışına çıkıldığı her diziye, sinema filmine falan tepkiler oluyor.
Kuruluş Osman’da kim bilir kaç bölümdür bizim Karesi Bey kötüleniyor, karalanıyor, ihanet odağı gibi gösteriliyor; ama Balıkesirlilerden ses çıkmıyor!
Bu da ilginç.
NEYSE Kİ, birinden ses çıktı. AK Parti Karesi İlçe Başkanı Hakan Aka, Kuruluş Osman’ın yapımcılarına, senaristlerine, “gerçekleri saptırmayın, Karesi Bey şanlı tarihimizin bir parçasıdır, bu hatadan dönün” çağrısı yaptı.
Demek ki Kuruluş Osman’ı izliyor kendisi.
Bu duruma fena içerlemiş, sinirlenmiş, basın açıklamasıyla tepkisini dile getirme ihtiyacı hissetmiş.
Başka kimseden ses çıkmadı. Hakan Aka’yı hassasiyetinden dolayı kutluyorum; şehrin türlü çeşitli mevzularına da aynı hassasiyeti göstermesini bekliyorum.
***
KARESİ de, Osmanlı da aynı dönemin beylikleri. Karesi, denizcilikte mahir. Kendi donanmasını oluşturmuş, yurt tuttuğu bölgenin denizlerinde hüküm süren güçlü bir beylik. Marmara ve Ege denizlerine hakim; bir ucu Saruhan’a dayanıyor, bir ucu Bizans’a komşu.
Türk beylikleri güçlendikçe gücü azalan Bizans, hepsinin ortak düşmanı.
Karesi’nin de Bizans’la çatıştığı, savaştığı vakalar mevcut. Kahpe Bizans’ın payandası gibi göstermenin anlamı yok. Doğrusunu tarihçiler bilir; biz de okuduklarımızdan öğrendiğimize göre konuşuyoruz işte.
Tarihte her devlet gibi, Karesi de çaptan düşüyor bir süre sonra; Osman’la diplomaside sıkıntı oluyor.
Osmanlı büyüyüp geliştikçe, toprağını da genişletmek istiyor. Karesi ve diğer Türk beylikleri zayıflarken, Osmanlı’nın çınarı büyümeye devam ediyor.
En sonunda çatışmadan, savaşmadan, kan akıtmadan Osmanlı’ya dahil oluyor bizim Karesi.
Toprağıyla, halkıyla, donanmasıyla Osmanlı’ya biat ediyor. Karesi Beyliği’nin bayrağı iniyor, Osmanlı Beyliği’nin bayrağı dikiliyor bu coğrafyaya.
***
ÇOK basit anlattık ama, mevzunun özeti böyle.
Senarist arkadaşlar, diziye heyecan katmak maksatlı mı yapıyor artık, reyting patlatma hevesi mi, bilmiyoruz; bilinen tarihi bir karakterin üstünde kafalarına göre kurgu yapıyorlar.
Hakan Aka’nın tepkisi buna. Ben de aynı tepkiyi gösteriyorum.
Bir de kin, öfke, nefret, ihanet, düşmanlık gibi kavramları tekmili birden mimiklerine yansıtmayı becerebilen usta oyuncu Ali Sürmeli, Karesi Bey rolünün hakkını vermiş yani.
Hani kendisini görmedik, bu mümkün değil zaten. Zihnimizde Karesi Bey’in yüzüne, fiziğine dair bir şekil oluşmuş değil. Ama ‘Kara İsa’ diyorlarsa, belli ki esmer bir arkadaştı rahmetli.
***
BU noktada bir kamuoyu oluşturmalı; Karesi Bey’i ihanet odağı ve Bizans işbirlikçisi gibi gösteren diziye ortak bir tepki geliştirmeli.
“Başka işin mi yok, her şeyi bırakıp televizyondaki bir dizi için mi eylem yapacağız, bak işine, boş işlerle uğraşma” diyeceksiniz.
Dediniz bile!
Şu da bir gerçek; çoluk çocuk kitap okumuyor, tüm dünyaları tablet ve cep telefonlarının içinde. Karşılarına çıkan her bilgiyi gerçek sanıyorlar. Ekranlardaki dizilerden öğreniyorlar tarihi.
Kuruluş Osman’ı izliyorlarsa meselâ; Karesi Bey’i ihanet odağı gibi gösteren senaryoyu gerçek zannedecekler doğal olarak.
Kitapları kurcalayıp gerçek bilgiye ulaşmak akıllarına gelmeyecek.. Ayrıca zaman kaybı onlar için.
Al sana, tarihi gerçeklikten koparılmış bir nesil!
***
BİZİM de kütüğe kayıtlı olduğumuz ilçe Karesi. Hem Karesi’de ikamet ediyoruz, hem Karesi seçmeniyiz.
Bir de Karesi Belediyemiz var.
Karesi’nin sembolünü, Belediye’nin logosu olarak kullanan, dolayısıyla Karesi tarihini adıyla, simgesiyle yaşatan bir Belediye.
Karesi Belediyesi’ni yönetenlerden de küçücük, minnacık bile olsa bir tepki repliği beklemez mi Karesi ahalisi?
***
KARESİ Bey dedim de, Toygar’daki o plastik şeye gidiverdi yine aklım.
Ah Baki Yarımdağ aah! Karesi Belediye Başkan Yardımcısıyken, at üstünde ilerleyen bir Karesi Bey heykeli kondurduydu kavşağa. Heykel desek değil, oyuncak desek değil; saçmasapan bir şeydi.
Aynısından Sanayi ikinci kapıdaki kavşağa koyduydu da, sonradan kaldırdılar!
“Bari şuna heykel görünümü ver, tunç rengine falan boyat” dedik de, renkli plastik şeyi boyattıydı Yarımdağ.
Hey gidi Baki Yarımdağ heeey…
***
BU arada yoğurt tam kıvamında olmuş; kaymağı falan müthiş.
Mandıra mı açsam, n’apsam…
Tüm Karesililere selam ederim.