Kadınlar meydandaydı: Mücadelede kararlı, özgürlükte ısrarcıyız!

"Bizler kadın mücadelesine dönük tüm bu baskı ve şiddet politikalarının dönemsel değil stratejik ve ideolojik olduğunu farkındayız. Tüm bu olumsuz tabloya, faşizmin ve köktendinciliğin kendisini kurumsallaştırma girişimlerine rağmen, kadınların yaşamın her alanına eşit ve özgür katıldığı, gerçek anlamda demokrasinin ve barışın, laik bir yönetim biçiminin inşa edildiği bir ülke yaratmanın mümkün olduğunu biliyoruz. Bu 8 Mart’ta da biz kadınlar “Emeğimiz bedenimiz kimliğimiz bizim; mücadelede kararlı özgürlükte ısrarcıyız” şiarı ile iş yerlerimizde, alanlarda yaşadığımız her yerde mücadele etmeye, eşitlik, özgürlük, emek, hak, adalet, barış ve laiklik için yıllardır verdiğimiz mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz."

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

MÜCADELEDE KARARLI ÖZGÜRLÜKTE ISRARCIYIZ””

Balıkesir Kadın Platformu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı yürüyüşün ardından Ali Hikmet Paşa Meydanında basın açıklaması gerçekleştirdi.

 

Türkiye’de kadınların kazanılmış haklarına dönük saldırılar karşısında hak arama mücadelesi verdikleri dillendirilen basın açıklamasında kadınların toplumun her kesiminde daha aktif rol oynamalarının gerektiğine işaret edildi. Açıklamada ayrıca kadınlar taleplerini de sıraladı.

 

 

 

ÖRGÜTLÜ DİRENİŞLE KAZANIM SAĞLANIR”

Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Nevin Kızıl yaptığı açıklamada şunlara yer verdi:

“8 Mart emeğimizin sömürüsüne, görünmez kılınmasına, ayrımcılığa; her türden baskıya ve şiddete karşı direnişi simgeleyen önemli bir mücadele günü. 8 Mart aynı zamanda kadınların 1857’de, öncesinde ve o zamandan bu yana kapitalizme, eşitsizliğe, yoksulluğa, kadın emeğinin ve bedeninin değersizleştirilmesine karşı ancak örgütlü direnişle kazanım elde edebileceğinin açık bir göstergesidir.

 

TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI””

Ülkede ve dünyada yaşanan tüm krizlerin bedelinin bize, kadınlara ödetilmeye çalışılmasına tahammülümüz kalmadı. Türkiye’de de uzunca bir zamandır etkisi açıkça hissedilen ekonomik politikalardan en fazla kadınlar etkileniyor. Çalışma biçimlerinin esnekleştirilmesi, sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırılması, iktidarın ekonomik, siyasal ve sosyal politikaları kadınların ev içindeki ve emek piyasasındaki konumunu olumsuz etkiliyor. Esnek, kısmi ve evden çalışma yaygınlaştırılıyor. Bu koşullar altında her beş kadından yalnızca biri kayıtlı, tam zamanlı istihdama erişebiliyor. Kadın işsizliği ise her zaman olduğu gibi tüm işsizlik türlerinde en yüksek olan işsizlik türü.

 

“HER GEÇEN GÜN YOKSULLAŞIYORUZ”

Her geçen gün yoksullaşıyoruz, Türkiye’de ve dünyanın hemen her yerinde kadınlar büyük ölçüde herhangi bir sosyal güvence olmadan, kayıt dışı çalıştırılıyor, “ucuz emek gücü” olarak görülüyor ve “eşit değerde işe eşit ücret”ten yoksun bırakılıyor. Kamusal hizmet kapsamında devletlerin sorumluluğunda olması gereken çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı sosyal destek politikalarının geliştirilmemesi, metalaştırılan hizmetlerin fiyatlarının çok yüksek olmasıyla kadına yükleniyor. Hane içi emeğimizi görünmez kılıp, değersizleştiriyor. Emeğimizin görünür ve değerli olmasını sağlamaya yönelik herhangi bir düzenleme de yapılmıyor. Kadınlar kamusal alandan, sosyal yaşamdan, üretimden uzaklaşmak zorunda bırakılıyor.

 

“KADINA ŞİDDET ARTIYOR”

AKP/MHP iktidarı ve yanına aldığı ittifaklar Kadına Karşı Şiddetin ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çıktı, 6284 Sayılı Kanun’un yerli ve milli olmadığını her fırsatta dillendiren AKP-MHP iktidarı, gerici-milliyetçi yeni ittifakı ve medyasıyla kadın ve LGBTİ+ düşmanlığını, nefret söylemini yaygınlaştırıyor. Medeni Yasada yer alan kadınların lehine maddeleri hedef alan iktidar, yanına tarikat ve cemaatleri de alarak mücadele ederek elde ettiğimiz haklarımızı gasp ediyor. Her gün en az 3 kadın katlediliyor. Faillerse cezasızlık ve hukuksuzluk nedeniyle etrafta gezmeyi sürdürüyor. Ama AKP-MHP iktidarı ataerkil kapitalist sistemin ihtiyaçlarına uygun biçimde, fiili kürtaj yasakları ve nüfus politikalarıyla kadın bedenleri üzerinden, kadın cinselliği ve doğurganlığını denetlemeyi sürdürüyor.

 

“ÇEDES’İ İSTEMİYORUZ”

İktidar, dinin siyasallaştırılması ve siyasetin de dinselleştirilmesiyle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini doğallaştırılmaya, bizleri evlerimize kapatmaya çalışıyor. Bu politikalar cinsiyetçilik ve hali hazırdaki eşitsizlikle birleştiğinde de içinde bulunduğumuz koşullar daha da ağırlaşıyor. Kesintili eğitim sistemi MEB yönetmeliklerinde yapılan değişiklikler özellikle kız çocuklarının erken evlenmelerine neden olarak eğitimden koparıyor. ÇEDES gibi projelerle bilimsel, laik eğitim yok ediliyor. Fetvalarla Diyanetle bu sistem destekleniyor. Cinsiyetçi politikalar müfredata giriyor.

 

 “ÖZGÜRLÜKTE ISRARCIYIZ”

Türkiye’de de kadınlar kazanılmış haklarına dönük saldırılar karşısında “Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat etmiyoruz!” diyerek alanlardaydı. Özak’ta Agrobay’da ve irili ufaklı işçi direnişlerinde işyerlerinde mücadele etmeyi sürdürüyor; emek sömürüsüne, yoksulluğa, şiddete tacize karşı seslerini örgütlü bir şekilde yükseltiyor. Bizler kadın mücadelesine dönük tüm bu baskı ve şiddet politikalarının dönemsel değil stratejik ve ideolojik olduğunu farkındayız. Tüm bu olumsuz tabloya, faşizmin ve köktendinciliğin kendisini kurumsallaştırma girişimlerine rağmen, kadınların yaşamın her alanına eşit ve özgür katıldığı, gerçek anlamda demokrasinin ve barışın, laik bir yönetim biçiminin inşa edildiği bir ülke yaratmanın mümkün olduğunu biliyoruz. Bu 8 Mart’ta da biz kadınlar “Emeğimiz bedenimiz kimliğimiz bizim; mücadelede kararlı özgürlükte ısrarcıyız” şiarı ile iş yerlerimizde, alanlarda yaşadığımız her yerde mücadele etmeye, eşitlik, özgürlük, emek, hak, adalet, barış ve laiklik için yıllardır verdiğimiz mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz.

 

“HAKLARIMIZ İÇİN ALANLARDAYIZ”

Her fırsatta dile getirdiğimiz taleplerimizi bir kez daha sizlerle paylaşıyoruz:

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa’nın etkin bir şekilde uygulanması için alanlardayız. Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılığın terk edilmesi, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmesi, ILO’nun İşyerinde Taciz ve Şiddeti Önlemeye yönelik 190 sayılı Sözleşmesinin onaylaması için alanlardayız. Güvenceli iş, güvenli gelecek demek için, insanca yaşamaya yetecek ücret için alanlardayız. Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyet sağlanması için alanlardayız. Kadın istihdamın önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımının kamusal hizmet olarak sunulması, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikaların yapılması ve hayata geçirilmesi için alanlardayız. Kapatılan kamu kreşlerinin yanı sıra tam zamanlı, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde hizmet veren kamu ve mahalle kreşlerinin açılması için alanlardayız. 8 Mart’ın kadınlar için ücretli izin günü sayılması için alanlardayız. Kadınlar ve LGBTİ+’lara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler yapılması için, Kadın Bakanlığı kurulması, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının yapılması ve hayata geçirilmesi için alanlardayız. Eşit ve özgür olduğumuz, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için alanlardayız. Hayatlarımıza sahip çıkmak için alanlardayız. Demokratik ve laiklik bir yönetim için alanlardayız. Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir demek için alanlardayız. Doğamıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için alanlardayız. Tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz. Evde, işte, tarlada emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Kadınları Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma gününü kutluyoruz.”

 

 

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
Kadınlar meydandaydı: Mücadelede kararlı, özgürlükte ısrarcıyız!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!