Sivas’ta 31 yıl önce yapılan Pir Sultan Abdal’ı Anma Şenlikleri’nde semah ekibinde yer alan ve 33 aydınla birlikte katledilen Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu İnci Türk, memleketi Balıkesir’in Balya İlçesi’ndeki mezarı başında anıldı.
Sivas’ta Madımak Oteli’nin yakılması sonucunda hayatını kaybeden İnci Türk için ilk olarak yürüyüş gerçekleşti. İlçe merkezinden kabristana kadar yapılan yürüyüşte Sivas Katliamı ile ilgili sloganlar atıldı. Sivas’ta hayatını kaybeden İnci Türk’in mezarı başında anma töreni devam etti. Sivas’ta katledilenler için saygı duruşu ile başlayan kabristandaki anma töreninde nefesler okunarak konuşmalar yapıldı.
İnci Türk’ü anma etkinliğine Türk’ün anne ve babasının yanı sıra Balya Belediye Başkanı Orhan Gaga, CHP İl Başkan Yardımcısı Ercan Bingöl, Balıkesir Hacı Bektaşi Veli Kültür Derneği Başkanı Akay Şahin, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Balıkesir Şube Başkanı Kenan Bila, Alevi dernekleri yönetici ve üyeleri, sendika temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
“MADIMAK BU CENNET VATANIN KARA LEKESİDİR”
Balya Belediye Başkanı Orhan Gaga, İnci Türk’ün mezarının başında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“2 Temmuz 1993 yılında Madımak Oteli’nde yaşanan katliamın ardından 31 yıl geçti; anıyoruz, ağlıyoruz, isyan ediyoruz. Büyük yazar Yaşar Kemal Türkiye için ‘Bin bir çiçekli bahçedir’ diyor. Evet bu bereketli topraklar bin bir çiçekli bahçedir. Bu topraklarda yetişen her bir can bu eşsiz bahçenin birer çiçeğidir. Kabri başında buluştuğumuz, cem olup cemiyet oluşturduğumuz İnci kardeşimiz bu bahçenin en nadide çiçeklerinden birisiydi. 31 yıl önce İnci’mizi yakan o ateş yüreklerimizde sönmeden hala tütmeye devam ediyor. Memleketin aydınlık yüzleri, en nadide çiçekleri bu acı olayla canlarını kaybettiler. Acıları hala taze, hatıraları ilelebet bizimledir. Madımak Katliamı; bu cennet vatanın, bu güzel bahçenin, çiçeklerine sürülmüş birer kara lekedir.
“EYLEMLERİ SAZ SİLAHLARI SÖZ CEZALARI YANMAK OLDU”
Bizler bugün burada sadece 33 canımızı, İnci kardeşimizi anmıyoruz. Bir karanlığa, bir vahşete, bir kötülüğe isyan ediyoruz. Bize düşen canlarımızın aziz hatıralarını yüceltmek, hatırlamak ve unutturmamaktır. Bu toprakların alnına daha başka Kara lekelerin sürülmesine müsaade etmemek. Peki neydi suçları, soruyorum neydi suçları? Yüreklerindeki yanan insan sevgisi miydi, sözlerindeki dostluk, kardeşlik, barış vurgusu muydu? Hani şair diyor ya ‘Eylemleri sazdı, silahları sözdü, suçları Pir Sultan’ı anmak, cezaları da yanmaktı. 33 canımız katledildi, umutları elinden çalındı. Sevinçleri Madımak’ın merdivenlerinde kaldı. Ben bugün mezarı başında İnci kardeşimizi ve 32 canımıza selam olsun diyorum ve önlerinde saygı ile eğiliyorum. Hepinize, hepimize insanlık onuruna yakışır aydınlık bir dünya diliyorum.”