Balıkesir’in Edremit Körfezi’nde tarım, iklim değişikliğinin etkisiyle ciddi tehdit altında. Edremit Ziraat Odası Başkanı Ali Yılmaz Diker, özellikle geçtiğimiz yıl zeytin üretiminde yaşanan verim kayıplarına dikkat çekerek, tarımda sürdürülebilir su yönetiminin önemini vurguladı.
Başkan Diker, mevsimsel dengesizlikler ve kuraklık nedeniyle üretim planlamasının neredeyse imkânsız hale geldiğini ifade etti. “Zeytin hasat döneminde kuraklık nedeniyle ciddi verim kaybı yaşadık. Sonrasında ise yağışların düzensiz ve yetersiz olması, barajlarımızın doluluk oranlarını da olumsuz etkiledi. Örneğin Havran Barajı, halen beklenen su seviyesine ulaşamadı,” dedi.
Yeraltı Sularında Alarm: Yazın İçme Suyu Sıkıntısı Kapıda
Kar yağışlarının da yeterli seviyeye ulaşmaması, bölgedeki yeraltı su rezervlerini tehdit ediyor. Uzmanlara göre bu durum, önümüzdeki yaz aylarında içme suyu sıkıntısı yaşanmasına yol açabilir. Diker, özellikle Nisan ayındaki mevsim dışı soğukların yüksek kesimlerdeki zeytinliklere zarar vermiş olabileceğini belirtti. “Bu zararların etkisi ancak havaların ısınmasıyla net olarak anlaşılabilecek,” diye ekledi.
Gıda Güvencesi Tehlikede
İklim değişikliğinin yalnızca üreticiyi değil, toplumun tamamını etkilediğini söyleyen Diker, su kaynaklarının bilinçsiz kullanımıyla da sorunun daha da derinleştiğini belirtti. “Bölgemiz yoğun göç alıyor ve buna bağlı olarak yapılan siteler, otellerdeki havuz sistemleri ve yeşil alan sulamaları su tüketimini ciddi oranda artırıyor,” dedi.
Çözüm: Sürdürülebilir Tarım ve Eğitim
Başkan Diker’e göre çözüm; suyu verimli kullanan tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması ve çiftçilerin bu konularda bilinçlendirilmesiyle mümkün. Damlama sulama, malçlama, yağmur suyu toplama sistemleri ve atık suyun yeniden kullanımı gibi yenilikçi yöntemler, su tasarrufunu artırabilir.
Devlet desteklerinin artırılması ve altyapı yatırımlarının hızlandırılması gerektiğini belirten Diker, eğitim programlarıyla hem üreticilerin hem de halkın daha donanımlı hale getirilmesinin önemine vurgu yaptı.
Edremit Ziraat Odası Başkanı Ali Yılmaz Diker’in açıklamaları…
Özellikle düzensiz yağışların oluşması, mevsimsel olarak aşırı sıcak ve kuraklık dönemlerinin sıklaşması ve ani sıcaklık düşüşlerinin yaşanması üretim planlamasını neredeyse imkansız hale getiriyor.
Bu sebeple İlçemiz ve öncelikle körfez bölgemizde geçen yıl zeytin hasat süreci esnasında yaşadığımız iklim (kuraklık) değişikliklerinin verim kayıplarına etkilerini yoğun bir şekilde hissettiğimiz bir yıl oldu. Sonrasında ise yağışların düzensiz olarak yağması hatta bazı bölgelere düzenli yağmaması sebebiyle barajların bile doluluğu tartışılır oldu. Örnek verecek olursak halen Havran Barajındaki su tutma oranları istenilen veya geçen yıllardaki seviyeyi bulmadı. Keza kar yağışlarının da bölge de yeterli seviyede olmaması yeraltı sularında da önümüzdeki yaz aylarında içme sularında da sıkıntıya sebebiyet vereceği aşikardır.
Özellikle Nisan ayının içinde yaşamış olduğumuz mevsimsel olmayan soğuk havaların, yüksek alanlardaki yamaç zeytinliklerde zararının olup olmadığı daha açık olarak gelecek günlerde havaların ısınmasıyla ancak tespiti mümkün olacaktır.
Bugün karşı karşıya kaldığımız bu zorluklar sadece üreticilerimizi değil, gıda güvencesini ve gelecek nesillerin refahını da doğrudan etkileyecektir.
Yine bölgemizin en büyük handikaplarından bir tanesi de coğrafi olarak çok fazla göç almamızın yanında yapılan sitelerde, kamusal refüjlerde, park alanları yanında, turistik otellerin havuz sistemlerinde aşırı su kullanmaları da suya olan sıkıntıları bölgede daha da fazlalaştıracaktır.
Baraj ve yeraltı su seviyelerindeki azalmanın yanında üste bahsettiğimiz sebeplerden dolayı, tarımda sulama suyu bulmayı zorlaştırdığından dolayı, tarım alanlarında hem verim, hem de kalite kayıplarına yol açıyor.
Sürdürülebilir tarım ve su yönetimi ile tarımsal üretimin geleceği için suyun verimli kullanımı hayati önem taşıyor. Özellikle damlama sulama, toprak nemini koruyan malçlama yöntemleri, toprağın organik yapısını yükselterek su ve gübre tutma özelliğinin kazandırılması gerekmektedir. Ayrıca yağmur suyu depolama ve atık suların yeniden kullanımı gibi yenilikçi yöntemler, su kaynaklarının korunmasına katkı sağlayabilir.
Bu süreçte çiftçilerin bilinçlendirilmesi ve desteklenmesinin yanında yapılacak eğitim programları ile suyun kullanımında insanların daha donanımlı hale getirilmesi gerekiyor. Ayrıca devlet desteklerinin arttırılması ve altyapı yatırımlarının hızlandırılması, sürdürülebilir bir tarım sistemi için vazgeçilmezidir.”