Hem seçim, hem geçim!

CHP’NİN ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜ VE MİTİNGİNDEN NOTLAR

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir İl Başktanlığı’nın organize ettiği Özgürlük ve Demokrasi yürüyüşü cumartesi günü gerçekleştirildi. Soğuk havada 20 ilçeden gelen partililerin ve vatandaşların katıldığı yürüyüşte erken seçim istekleri dile getirilerek CHP iktidarının yakın olduğu ifade edildi. Atatürk Anıtı önünden başlayan Kızılay Caddesi, Anafartalar Caddesi ve Milli Kuvvetler Caddesi izlenerek Cumhuriyet Meydanında son bulan yürüyüşe CHP’nin ilçe örgütlerinin tamamı katıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin’in de yer aldığı yürüyüşe İl Başkanı Erden Köybaşı, CHP Milletvekili Serkan Sarı, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ve CHP yönetimindeki 16 ilçenin belediye başkanları katıldı.

 

 

Yürüyüşün ardından Cumhuriyet Meydanında yapılan  miting saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. CHP İl Başkanı Erden Köybaşı’nın açılış konuşmasıyla başlayan mitingde daha sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ve 16 CHP’li belediye başkanı vatandaşları selamladı. CHP Milletvekili Serkan Sarı ve CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin’in yaptığı konuşmaların ardından etkinlik sona erdi.

 

ERDEN KÖYBAŞI: “ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ İÇİN BURADAYIZ”

CHP İl Başkanı Erden Köybaşı düzenlenen Özgürlük ve Demokrasi Yürüyüşünün ardından yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Umut demek için, özgürlük demek için, demokrasi demek için, kapısını çaldığımız büyük hasret için buradayız. Yağmacılara, talancılara inat çocuklarımıza güneşin doğuşunu göstermek için buradayız. Ülkemizde her gün yaşanan tutuklamalar gözaltları, sorgulamalar sıradan olaylar haline gelmiştir. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyım atanıyor. 11 ayda tam 11 kayyum. Yurttaşın iradesi gasp ediliyor. İktidarın işareti ile yapılan bu operasyonlar göstermiştir ki, güzel ülkemizde kuvvetler ayrılığı fiilen sona erdirilmiş,  demokrasi rafa kaldırılmış, Anayasası olan ama anayasal olmayan bir devlet anlayışı ülkemize hâkim olmuştur. Bunun sonunda iktidar tek elde topladığı güçle toplumu, siyaseti ve partimizi dizayn etmeye çalışmaktadır.

 

“YOKLUK YOKSULLUK ÜLKENİN DÖRT BİR YANINI SARDI”

AKP iktidarının yarattığı ekonomik kaos içinde, tüm yurttaşlarımız açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verir duruma gelmiştir. Yokluk, yoksulluk, açlık her yeri sarmış, dünyanın kıskandığı sağlıkta randevu bile alınamaz hale gelmiş,  kalıcılaşan adaletsizlik derin umutsuzluk yaratmıştır. Hepsinden önemlisi; yarattıkları maarif modeli ile okullarımız tarikatlara teslim edilmiş binlerce öğretmenimiz atanmayarak eğitim ordusunun dışında bırakılmışlardır. Eğitim bilimden çağdaşlıktan uzaklaştırılmıştır.

 

HALKIMIZ 31 MART’TA BİZİ BİRİNCİ PARTİ YAPTI”

AKP iktidarından bunalan halkımız 31 matta partimizi birinci parti yapmıştır.  Belediyelerimizin sosyal belediyecilik uygulamaları ile yurttaşlarımızdan daha da fazla destek almaya başladığını gören iktidar, belediyelerimizi çalıştırmamak, hizmetlerini durdurmak için her yolu demektedir. İktidarın durdurmak istediği hizmet; dar gelirlilerin karnını doyurduğu kent lokantalarıdır.  Yoksullara giden aşevlerindeki bedava yemektir. Bebekler için kapıya konan bir şişe süttür. İlkokula giden çocuğun beslenme çantasına konulan peynir ekmektir, alış veriş kartına yüklenen yakacak yardımıdır. Ne yaparsanız yapın bunları durdurmaya gücünüz yetmeyecek, Halk kendine ait olanı mutlaka alacak.

 

“İLK GENEL SEÇİMDE HAKLI KAZANACAK HALK KAZANACAK”

Bizler; Türkiye’nin her köşesinde, demokrasiyi çiğneyenlere karşı dimdik ayaktayız. Bu nedenle; laikliğe, temel hak ve özgürlüklere açıkça düşmanlığını ortaya koyan bu orta çağ zihniyetine tüm gücümüzle karşı duracağımızı, bu gerici, faşist anlayış karşısında geri adım atmayacağımızı da buradan açıkça belirtiyoruz. Biliyoruz ki, karanlığın en koyu olduğu an şafağın sökmesinden öncesidir. Bu nedenle daha çok kenetlenip, omuz omuza hep birlikte bu baskıcı düzene, karanlık günlere son verip güzel ülkemize baharı getireceğiz. Kaldırın bayrakları, kaldırın, bu düzeni değiştireceğiz iktidara yürüyoruz. Yakın zamanda elbet bu karanlık dönem, bu baskıcı eziyet dönemi bitecek işte o gün bizler şimdi iktidar olanların söylediklerinden, yaptıklarından çok, bugün sessiz kalan dostlarımızı hatırlayacağız. Şimdi susma zamanı değil en gür şekilde hak hukuk adalet, demokrasi, yaşasın özgürlük deme zamanıdır. Bunun için; kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz. Bizler ülkemizdeki bu bozuk düzeni; ayakkabısı su alan babalarla, ucuz gıda için akşam pazarlarına giden annelerle, güzel günler umuduyla direnen, geleceğimiz gençlerimizle, inadına isyan, inadına özgürlük diyen kadınlarımızla birlikte değiştireceğiz. Emeği yok sayılan emekçilerle,  hayattan dışlanan emeklilerle, mahsulü tarlada kalan çiftçilerle, siftahsız kepenk kapatan esnaflarla birlikte değiştireceğiz. Sizlerle; Mustafa Kemal’in askerleriyle değiştireceğiz. Biz biliyoruz ki yapılacak ilk seçimde  haklı kazanacak, halk kazanacak, biz kazanacağız. Buradan sesleniyoruz: kaybedeceksiniz. Yapılacak ilk seçimde Türkiye’de iktidar değişecek. Halkın iktidarı kurulacak. Bunun için durmayacağız, sinmeyeceğiz, çok çalışacağız.

 

SERKAN SARI: “HİÇ BİR ZULÜM BİZİ YILDIRAMAZ, TESLİM ALAMAZ”

CHP Milletvekili Serkan Sarı da yaptığı konuşmada birlik ve beraberliğe dikkat çekerek şunları dile getirdi:

Kaldırın başınızı ne göreceksiniz bu meydanda? Bu meydanda beton, taş yok, bu meydanda yürek var yürek. O AKP zulmünün karşısında emekçinin yanında, gencimin yolunda, kadınımın hakkını hukukunda adalet için, özgürlük için, demokrasi için mücadele etmek için bir araya gelen yol arkadaşlarım var bu meydanda. Bu meydan ki yüreklerin bir attığı bir meydandır. Bu meydan ki Kuvayi Milliye kentinin 41 Bayrak Adamanın yüreğini taşıyan neferlerin meydanıdır, bu meydan Cumhuriyet Meydanıdır. Gücü eline alan iktidarın paydaşları oturdukları o konforlu koltuklarda bize zulmedebileceklerini sanıyorlar. Çıkıp meydanlarda “Silivri soğuktur” diyorlardı. Biz soğuktan, Silivri’den korkmayız. Biz adaletsizliğin karşısında dimdik direnenlerdeniz. Biz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yoldaşları, yol arkadaşları, askerleriyiz. Hiçbir zulüm bizi yıldıramaz, teslim alamaz.

 

“GÜN BİRLİK OLMA GÜNÜ”

Buradan Ankara’ya, saraya, saltanata verin sesinizi, gösterin kendinizi. Gün bugündür, gün bir olma günüdür. Gün kol kola girip direnme, mücadele etme günüdür. Çocuklarımız bizden gelecek bekliyor. Torunlarımız yarını  için bizden umut bekliyor. Eğer buna biz sahip çıkmazsak yarın yaşayacak bir vatan bulamayız. Bugün ay yıldızlı bayrağın altında bir arada yaşama iradesini gösteren herkes bu meydandadır. Ama bizi bize düşman etmeye çalışanlar orada saraylarındalar. Bu baskıya, zorbalığa, hukuksuzluğa karşı her şeye rağmen bir araya geleceğiz. Bir olacağız ve birlikte birleşe birleşe kazanacağız. Sizlerin verdiği güç, yetki ve cesaretle, sizlerin varlığıyla bu yolda yürüyen çok kıymetli belediye başkanlarımız burada. Büyükşehir Belediye Başkanımız, 16 belediye başkanımız bugün burada bizlerle. Bugün sizler için her türlü baskıya, zorbalığa rağmen direniyor ve mücadele ediyorlar.

 

SOĞUKTAN DA SİLİVRİ’DEN DE KORKMUYORUZ”

Bakıyorsunuz sesini yükselten gazeteciler cezaevinde, sesini yükselten basın mensupları, siyasetçiler, sanatçılar, iş dünyasının temsilcileri cezaevindeler. Sesini yükselten herkesi o Silivri’ye göndermeye çalışıyorlar. Gerekirse Silivri’de birleşeceğiz, gerekirse sokakta kenetleneceğiz, ama bu zulme teslim olmayacağız. Ülkemizi de bu zulüm iktidarına teslim etmeyeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi kadroları kendinden emin ve cesur bir şekilde mücadele ediyor. Bu hukuksuzlukların karşısında yüz yıldan beri biz buradayız; yüzlerce yıl biz burada olacağız. Cumhuriyetin bekçileri olarak, laikliğin savunucusu olarak Gazi Mustafa Kemal’in askeri olarak bu meydanlarda dün de vardık, yarın da var olacağız. Ama onlar bugün varsa yarın yok olacaklar.

 

“İKTİDARI DEĞİŞTİRMEYE HAZIR MISINIZ”

O sebeple bugünden tezi yık hep birlikte sokağa iniyoruz. Kapı kapı geziyoruz. Özgürlüklerimize sahip çıkıyoruz. Adaletsizliklerin karşısında duruyoruz. Hep birlikte demokrasi çatısı altında bir oluyoruz. Bugüne kadar siyasi görüşü ne olursa olsun, hangi partiye oy vermiş olursa olsun bugünden tezi yok vatanını, bayrağını seven herkesi bu Cumhuriyet Meydanındaki ruha sahip çıkmaya, destek olmaya davet ediyorum. Hazır mıyız iktidarı değiştirmeye? Hep birlikte sandığı bu meydana istiyoruz. Getirin o sandığı, hesap verme zamanı geldi. Halka hesap verme zamanı geldi. Getirin o sandığı; halkın iradesini sandıkta nasıl çıkıyormuş hep birlikte göstereceğiz size.

 

“12 MART VE 12 EYLÜL REJİMLERİNİ MUMLA ARIYORUZ”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin de ülkede yaşanan sorunlarının tek çözümünün CHP iktidarı olduğuna vurgu yaptı. Aytekin konuşmasında şunlara yer verdi:

Zor günlerden geçiyoruz, zor günler yaşıyoruz. Öyle ki 12 Mart, 12 Eylül rejimlerini mumla aratacak zor günlerden geçiyoruz. Biryanda da halkımız ekonomik sorunlar altında inim inim inliyor. Bakın bugün açıklandı; adına külliye dedikleri o sarayın bir günlük harcaması tam 59 milyon TL. Ama bu ülkede bir aylık asgari ücret 1 cumhuriyet altınına eşitlendi. Bu ülkede emekliler o üç harfli marketlerin çöp konteynerlerinden yiyecek toplayacak hale geldiler. Bu ülkede öğrenciler eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalıyorlar. Bu ülkede çiftçiler tarlasını, bağını, bahçesini ekemez noktasına geldiler. Sadece bu ülkenin, bu milletin sorunu ekonomik mi? Keşke öyle olsa emin olun birçok şeyin üstesinden geldik onun da üstesinden gelirdik. Bu ülkede güvenlik sorunu var. Mal güvenliğini geçtik, can güvenliği sorunu var. İnsanlar sabah kalkıp iş yerlerine gittiklerinde, fabrikalarda alın teri döktükleri yerlerde iş kazalarıyla, patlamalarla topluca can veriyorlar. Bu ülkede yeni doğan bebeklerimiz, doğum olduğu hastanelerde topluca hayatlarını kaybediyorlar. Bu ülkede ne yazık ki ağzını açan herkes ama herkes sanayicisi, iş vereni, işçisi, gazetecisi, siyasetçisi ağzını açtığı anda soluğu polis karakollarında, savcı, hakim karşısında ve zindanlarda alıyorlar.

 

“BALIKESİR’DE NASIL BAŞARDIYSAK TÜRKİYE’DE DE ÖYLE BAŞARACAĞIZ”

Bu ülke bizim, hepimizin. Cebinde Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanı taşıyan, bu ülkeye, bu millete ihanet etmeyen herkesindir. Ama bu ülkede herkesin huzurla yaşaması lazımdır. Herkesin yatağa başını huzurla koyması lazımdır. Herkesin birbirini kardeş gibi görmesi lazımdır. Herkesin birbirine saygı duyması, herkesin birbirini sevmesi gerekir. Peki, bu nasıl olacak? Hiç kuşkunuz olmasın Balıkesir’de nasıl başardıysak, Ege Bölgesindeki 9 ilin tamamı, büyükşehirlerin ve ilçelerin yüzde 90’ını nasıl kazandıysak ilk erken seçimde Türkiye’nin her noktasında kazanacağız. Birlikte başaracağız bunu. Ortak akılla, birbirimize sarılarak, birbirimizi severek, tekbir yurttaşımızı dahi itmeyerek, öteki yapmayarak kazanacağız.

Balıkesir’in 20 ilçesinin sadece 4 tanesini yönetiyor bu iktidar partisi. O 4 ilçenin nüfusunun toplamı 100 bindir. 1 milyon 300 binlik şehrin 100 binlik kısmını yönetme noktasına kadar geldiler. Emin olun inanın, unutmayın ilk genel seçimde Balıkesir’deki oran neyse Türkiye’deki oran da aynı olacak. bakın Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin halktaki memnuniyetini 9 aylık karşılığını ölçtük. Yüzde 58’le 31 Mart 2024’den bu yana 9 puan arttırmış durumdayız.

 

“ÖRGÜTLERİMİZ ADAY DEĞİL 13’NCÜ CUMHURBAŞKANINI BELİRLEYECEK”

Tabi son günlerde bir de Cumhuriyet Halk Partisi’ni hedefe koydular. Biz zaten hep hedefteydik ama bu başka. Şimdi baktılar, gördüler 31 Mart’ın birinci partisi, 31 Mart’tan bu yana her ayki ölçümlerde birinciliğini koruyan, yükselten Cumhuriyet Halk Partisi’ne bir kumpas kurmaya, iftira atmaya, bir dava süreci başlatmaya kalkıştılar. Onlara bildikleri ama unuttukları bir şeyi hatırlatalım; Cumhuriyet Halk Partisi öyle işveren odalarında, pazarlıklarla, dilekçelerle kurulmuş bir parti değil. Cumhuriyet Halk Partisi savaş meydanlarında kurulmuş bir partidir. Gördükleri şu; herkesin gördüğü, bildiği şey onların de gördüğü şu; Cumhuriyet Halk Partisi yapılacak ilk seçimde iktidar olacak. Cumhuriyet Halk Partisi kendi içinden bir evladını, öyle kapalı kapılar ardında birkaç kişinin tercih etmesiyle değil Türkiye genelinde 1 milyon 600 bin üyesinin önüne sandık koyarak, ön seçim yaparak bu örgütün kendi bağrından bir aday çıkartacak. İşte engellemek istedikleri budur. Yapılmasını arzu etmedikleri şey budur. Çünkü biliyorlar ki 1 milyon 600 bin üyemiz bu ülkenin cumhurbaşkanı adayını değil 13’ncü Cumhurbaşkanını seçecek. Bildikleri budur.

 

“KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ”

Ne yaparlarsa yapsınlar 23 Mart’ta ön seçim sandığı mahallelerimize, ilçe ve il başkanlıklarımıza kurulacak ve üyelerimiz gidecek bu partinin bir evladını, bu milletin bir evladını cumhurbaşkanı adayı olarak seçecekler. Sonra kenetleneceğiz. Bir seçim kampanyasını mahalleden, sokaktan, caddelerden, ilçelerden, illerden meydanlara kadar haykıracağız. Bu ülkenin sorunlarının tek bir çözümü var o da erken seçimdir, o da sandıktır, o da milletin iradesidir. Derhal erken seçim isteyeceğiz. İşte o gün Türkiye’de yeni bir sayfa açılacak. Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarında tıpkı şu an tepemizde parlayan güneş gibi olacağız. Herkese eşit, adaletli olacağız. Bu ülkeye huzuru getireceğiz. Bu ülkede herkes mutlu olacak. Bu ülkede kimse karşısındakini hain diye ilan etmeyecek. Bu ülke huzurlu insanların mutlu, huzurla yaşadığı, kol kola omuz omuza olduğu mutlu bir Türkiye olacak. Bunu birlikte yaratacağız. Kimlerle; sizlerle, yanımızda duran herkesle bunu başaracağız. Geçmişte o parti, bu partili olmuş ama bugün bizim gibi düşünen, bu ülkenin kurtuluşu için çabalayan herkesle yan yana duracağız, omuz omuza olacağız. Hani söylüyoruz ya kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz.”

 

 

 

 

 

 

 

 

Hem seçim, hem geçim!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!