HAYKOOP MALİ GENEL KURULU YAPILDI

S.S. Balıkesir Bölgesi Hayvancılık Kooperatifleri 2018 Yılı Olağan Genel Kurulu Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. 2018 yılı çalışmalarının ele alındığı genel kurulda sektörün sorunları da dile getirildi. HAYKOOP Başkanı Faruk Özen ve yönetiminin ibra edildiği genel kurulda ayrıca delegelerden yapılacak projelerle ilgili yetki de istendi.

Balıkesir HAYKOOP 2018 yılı olağan mali genel kurulu yapıldı. Genel kurulda HAYKOOP’un 2018 yılı çalışmaları delegelere anlatılırken, 2018 yılı hesapları ile 2019 yılına ait tahmini bütçe oylanarak kabul edildi. Genel kurulda HAYKOOP yönetimi süt soğutma tankerli araç alımı ve süt toplama merkezi kurmak için de arazi kiralanması veya satın alınması için genel kuruldan yetki aldı.

Balıkesir HAYKOOP Başkanı Faruk Özen ve yönetim kurulu üyelerinin ev sahipliğindeki genel kurula Balıkesir Milletvekili Adil Çelik, Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı, Karesi Belediye Başkanı Dinçer Orkan, Bigadiç Belediye Başkanı İsmail Avcu, Kepsut Belediye Başkanı İsmail Cankul, İvrindi Belediye Başkanı Yusuf Cengiz, bakanlık temsilcileri ve HAYKOOP Merkez Birliği’ne bağlı kooperatiflerin başkan ve temsilcileri katıldı.

16 İLÇEDE 144 KOOPERATİFTE 13 BİN ORTAK

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından genel kurulu yönetmek üzere Divan başkanlığı seçimi yapıldı.  Divan Başkanlığına Cemil İlcan, Başkan Yardımcılığına Rasim Özkan ve Katipliğe de Hüseyin Balkaya seçildi. Divan kurulunun oluşmasının ardından HAYKOOP Başkanı Faruk Özen açılış konuşması yaptı. Özen konuşmasında şunları söyledi:

“Bizler tarımsal örgütlenmede kooperatifçilik modelini benimsemiş, özümsemiş ve bu anlamda gecesini gündüzüne katarak elinden geldiği gayreti göstererek çalışan insanlarız. Güzel bir camiayız. Balıkesir’in 16 ilçesinde, 144 tane kooperatifimiz adı altında örgütlenmiş ve bu kooperatiflerimizin de altında toplamda 13 bin ortak, aileleriyle birlikte 50 bin kişiyi bulan HAYKOOP ailesiyiz. Bu ailenin bir üyesi olmak ve bunun temsilcisi olmak bizleri fazlasıyla gururlandırıyor ve mutlu ediyor.

2018’DE EKONOMİK SALDIRILARLA BAŞ BAŞA KALDIK

Bugün burada 2018 yılını değerlendireceğiz. 2018 yılında uzun yıllar anlatacağımız, geçmişte pek benzeri olmayan ekonomik hadiselerle baş başa kaldık, hepimiz bunu yaşadık. Yılbaşıyla başlayan, ülkemize karşı yapılan bir ekonomik operasyon, döviz operasyonu haliyle bizleri de fazlasıyla sıkıntıya soktu. Döviz fiyatlarının ve banka faizlerinin artmasıyla yem fiyatlarına gelen zamlar karşısında çiftçilerimiz çok sıkıntılı günler yaşadılar. Özellikle Ağustos ayında tavan yapan dövizle beraber yem fiyatlarının da tavan yapması; artı süt fiyatlarıyla alakalı beklediğimiz gelişmeler olmaması, Pazar daralmalarının her biri olumsuz bir tablo olarak 2018 yılında karşımıza çıktı.

SÜT FİYATININ ARTMASI İÇİN ÇALIŞTIK

Bizler kurum temsilcileri olarak bu süreçte sürekli yöneticilerimizle, devletimizle, başkanlarımızla, milletvekillerimizle, bakanlarımızla bu süreçte sürekli irtibat halinde olduk. Neler yapılabilir noktasında çalışmalar yaptık. Hatırlarsanız geçen yıl 13 Mayıs tarihinde Bigadiç Et ve Süt Festivali için şehrimize gelen Tarım Bakanımız Ahmet Eşref Fakıbaba Balıkesir’de yaptığı toplantıda destekleri 4 kuruştan 7 kuruşa çıkardığını müjde vererek söylemişti. Akşam Balıkesir bu toplantıda kendisinden bizzat artırılan desteğin yem zamları karşısında bunun hükmü kalmadığını, bunu 10 kuruşun üzerine çıkarmasını talep ederek en azından yeme gelen zamların bir miktarını devlet olarak kucaklamış olursunuz düşüncesiyle talepte bulunmuştuk. Ertesi günü bu talebimizi yerine getirerek Mayıs ayında 12 kuruşa çıkardı süt desteklerini. Eylül’den sonra da şu anki bakanımız Bekir Pakdemirli’nin kendisine hem konkordatolarla ilgili ziyaret ettiğimizde orada da söyledik. Süt pazarındaki daralma nedeniyle süt fiyatına zam yapılamayacaksa bunu devlet destekleriyle çiftçinin cebine giren parayı bir miktar artırmakta fayda var diye kendisine görüşlerimizi iletmiştik. Bu gelen talepleri de yine bakanımız değerlendirdi, önce 15 kuruş daha sonra da 2019’un ilk üç aylık döneminde 25 kuruş yapmak suretiyle çiftçiye bir miktar katkı sağladı. Tabi bu hafta içerisinde Ankara’da Ulusal Süt Konseyi de toplandı. Geçen yıl 2018’in Ocak ayında 1,40 TL ile başlayan süt fiyatı daha sonra 1,53 TL, daha sonra 1,70 TL ve 1 Mayıs itibariyle de bu yıl 2lira olarak konseyden tavsiye kararı çıktı.

ARPA FİYATLARI ÜZERİNDE SPEKÜLASYON VAR

Tabi bizleri üzen nedir? Süt zammının ilan edildiği günden bir gün önce yem fiyatlarına tekrardan zam gelmesi bizim sevincimizi kursağımızda bıraktı. Bu duyguyu hep beraber yaşıyoruz. Benim kanaatim, gördüğüm, yaptığım araştırma şudur; buradan seslenmek istiyorum. Aldığımız bilgilere göre bu defa elinde arpa olanlar, arpayı piyasaya sürmediği anlaşılıyor. Arpa fiyatları üzerinde bir manipülasyon olduğu düşüncesindeyim. 1 lira 15 kuruş ofis fiyatı olan bir ürün şu an 1,5 lirayı aştı. Tabi arpaya zam gelince de yeme zam kaçınılmaz oluyor. Yeme zam yapmak için her türlü bahane hazır zaten. Banka faizlerinin yükselmesi, arpa fiyatlarının, kepek fiyatlarının artması, döviz artması hepsi birer bahane..

ÇİFTÇİYİ SOĞUTMAMAYA ÇALIŞIYORUZ

Dolayısıyla hayvancılıkta çiftçiyi soğutmamaya çalışıyoruz. Gıdayı sadece Türkiye’de değil, dünyada stratejik sektör olarak kabul ediyoruz. Enerjiyle beraber gıda sektörü dünyanın en stratejik sektörleri kabul edilir, tüm ülkeler gıdaya çok önem veriyor. Ancak çiftçimiz çeşitli sebeplerden; kısacası para kazanamadığı takdirde bir daha dönmemek üzere sektörü terk ediyor. Biz bunu istemiyoruz. Ülkemizin gıda üretimine ihtiyacı var. Elbette piyasa dengelerini de göz önünde tutmamız gerekiyor. Hep söylediğimiz bir konu var; çiftçimiz, köylümüz üretmeye devam etmeli. Mutlaka inişler, çıkışlar olacaktır, ama üretmeye devam etmeliyiz: Bir insan takım elbise, ayakkabı, pantolon almadan 1-2 yıl yaşayabilir, arabasını değiştirmeden yıllarca yaşar. Ama karnını doyurmadan bir gün dahi yaşayamaz. Dolayısıyla insanların karnını doyurma ihtiyacı hep olacaktır ve bizim ürettiklerimize talep mutlaka olacaktır. Dönem dönem inişler-çıkışlar olsa da bunları da sesimizi duyurarak, çözüm önerileri sunarak, körü körüne bağırmak, çığırmak bizim kitabımızda hiçbir zaman yazmamıştır, tavsiyelerimiz de dinleniyor, ne talep etsek cevap alıyoruz.

KONKORDATO İLAN EDEN FİRMALARDA PARAMIZ KALDI

2018’de süt fiyatlarıyla ilgili süreç bu şekilde ilerledi. Tabi 7 Ekimle beraber başlayan bir konkordato süreci yaşadık. Bizim birliğimiz bünyesinde de 16 tane kooperatifimiz konkordato ilan eden firmalardan dolayı alacakları kaldı. Bunlarla ilgili Ankara’ya gittiğimizde sayın milletvekillerimiz hem Tarım Bakanına, hem Adalet Bakanına bizleri götürdüler, sorunlarımızı bire bir anlatma imkanı verdiler. Tabi ki hukuki bir süreç ve ilk defa yaşadığımız bir süreç bu. Bu konuda da ilerleme olacağını, yakın zamanda olumlu bir gelişme olacağını umut ediyoruz. Bunun da takipçisi olduğumuzu buradan konkordatodan dolayı parası kalan kooperatiflerimize bu konuyu iletmek istiyorum.

DERNEK KURDUK PROJE DESTEKLERİNDEN YARARLANACAĞIZ
Bilindiği gibi birliğimizin ana sözleşmeden gelen en büyük görevlerinden bir tanesi de kooperatiflerin ilerlemesini, güçlenmesini sağlam bir yapıya kavuşmasını sağlamaktır. Köylerce çiftçinin hacet kapısı olan kooperatifler, çiftçinin derdiyle dertlenen kooperatifler ve kendini iyi yöneten kooperatifler olmasını istiyoruz. Bunun için kış aylarının gecelerini köy ziyaretleri ve eğitim programlarıyla geçiriyoruz. Bizler köylerimizde bir şekilde seçilerek kooperatif yönetimi ve başkanı olmuş insanlarız. Kooperatiflerimizi idari ve mali yönden mutlaka güçlü yapmalıyız. Bizler güçlü olduğumuz takdirde çiftçi de, tarım da, ülke de güçlü olacaktır. Şayet bu iş ve işlemlerin sırasında; faaliyetlerimiz sırasında neye gereksinimimiz varsa Balıkesir HAYKOOP’un hemen yanınızda olduğunu tekrar hatırlatmak istiyorum. Biz yaptığımız projelerde bazı kurumlardan destek ve hibe alamıyoruz. Ticari kuruluşlar olduğumuz için, bilançomuz olduğu için, kar ve zarar açıklayan kuruluşlar olduğumuz için özellikle GMKA’dan proje alamıyoruz: Bunu nasıl çözebiliriz diye değerlendirdik ve Balıkesir Kooperatifçiliği Güçlendirme, Dayanışma ve Yaşatma Derneği’ni kurduk. Bundan sonra sizlere dair gerek eğitim, gerek teknolojik altyapı, vizyon, misyon anlamında vereceğimiz hizmetlerde alacağımız desteklerle bu dernek üzerinden de iş ve işlemler yapacağız.”

Exit mobile version