Haydi siz de bir temizlik imecesi yapın, ortalığı birlikte temizleyelim!

UCLG toplantılarında falan çevresel sürdürülebilirlik, iklim değişikliği farkındalıkları, yaşanabilir şehircilik gibi süslü cümleler kurmakla iş bitmiyor. Gerçekleştirmek için çaba göstermelerini görmek istiyor insan.

temizlik-imecesi

 

DÜNYA Temizlik Günü’nü sıfır etkinlikle geride bıraktık.

‘Sıfır’ demeyelim; Ayvalık Belediyesi iki tur çalışma yaptı.. Milleti topladı, ‘Çöpler bizim değil ama Ayvalık bizim’ deyip, pisliğini sağa sola atan duyarsız, eğitimsiz, görgüsüz ve doğa düşmanı vatandaşlardan geriye kalan çöpleri imece usulüyle topladı.

Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin’i bu duyarlılığından dolayı kutlamak gerek. Bu tür etkinlikleri sık sık yapıyor çünkü.

 

***

BİZ merkezdekiler ne yapıyoruz?

Hani beklemez misiniz, seçip iş başına getirdiğiniz ilçe belediyesi daha temiz bir Altıeylül, daha temiz bir Karesi için benzer bir çalışma yapsın!

Bekleriz.

Karesi yaptı mı; yapmadı… Altıeylül yaptı mı; yapmadı.

İlle de Dünya Temizlik Günü’nde yapılması gerekmiyor. Herhangi bir gün de olabilir. Periyodik şekilde, ayda bir, on beş günde bir, gönüllü vatandaşlarla temizlik imecesi yapılabilir.

 

***

HER iki belediye başkanının ağzından çevreye dair etkili bir mesaj duymadık.

“E daha dur birader, yolun başındayız; beş aylıkız, dört buçum senemiz var önümüzde” diyecekler hemen.

Nasıl başlarsa öyle gider.

Önce çevre!

Neden çevre?

Çünkü il merkezinde temizlik, halk sağlığı, kent sağlığı gibi öncelikli konulara çok önem verilmiyor.

Sağda solda elinde süpürge kürekle dolaşan belediye üniformalı arkadaşlar görüyoruz; onlar da üstünkörü süpürüp muhtelif yerlerdeki çay ocaklarında vakit geçiriyorlar.

Bu iftira, iddia vesaire değil; her gün gözümüzle görüyoruz.

 

***

İL merkezinde temizliğe gereken özen gösterilmiyor… Kırsalda da aynı manzara!

Evet, vatandaşın eğitimsizliği, görgüsüzlüğü, doğa düşmanlığı, bencilliği falan; ne derseniz deyin. Böyleleriyle bir arada yaşıyoruz maalesef.

Onları eğitmek, çevresini temiz tutmayı öğretmek, en azından çöpünü pisliğini sağa sola atmaması için uyarmak da belediyelerin görevi.

 

***

YİNE bizim köyün yollarından örnek vereyim.

Savaştepe yolundan Dereçiftlik tarafına döner dönmez sizi koruluk bir alan karşılıyor. Bu alanın yarısını, Savaştepe yoluna kavşak yapmak için yediler kısa süre önce. Çok sayıda ağaç kesildi, yol açıldı falan.

Yolun hemen yan tarafı gelenin geçenin şehir çöplüğüne dönüştürdüğü bir bölge.

Gelen geçen bir şeyler atıyor.

Geçen gün videosunu, fotoğrafını çektik; adam getirmiş çekyatını, karyolasını yolun kenarına savurmuş.

Plastik atıklar, metal içecek kutuları, izmaritler, şişeler, cam parçaları, naylon torbalar, yiyecek artıkları.. Say say bitmez.

“Uleyn oğlum niye atıyorsun oraya çöpünü” uyarısı yapan yok.

O bölgeye, hâttâ güzergah boyunca “çöp atmayın” tabelaları falan koymak lazım.

Kibarlık etmeyin, “çöpünü buraya atanın…” şeklinde pek etkili olacağına inandığım uyarıcı sözler yazın tabelalara.

 

***

AZ ileride Üzümcü deresi var… Lağım, gübre, atık kokuları eşliğinde akıp gidiyor derecik.

Demek ki kanalizasyon dereye akıyor. Vatandaş da damından çıkardığı pisliği, evinden çıkardığı çöpü, molozu getirip atıyor umarsızca.

Üstüne, motoru takıp civardaki tarlaları suluyorlar iyi mi!

Yol boyunca sağlı sollu atılmış inşaat molozlarını görmeniz mümkün. Her geçen gün yeni moloz tepeleri oluşuyor.

Evinde çürüyen koltuğu kanepeyi falan getirip yol kenarına atıyor adam.

Yani, temiz bir millet değiliz. Temizlik anlayışımız, sadece kendi özel yaşam alanlarımızın temizliğinden ibaret. Sokaklardan pislik akıyormuş, millet çöpünü atıyormuş, derelere atık boşalıyormuş, orada yaşayan su canlıları telef oluyormuş; otlayan kuzusu koyunu ineği danası derenin suyunu içiyormuş, o suyla sulanan tarlalarda yetişen ürünler bize yediriliyormuş falan.. Bunların çok önemi yok!

Ev temiz olsun, yastığım yorganım mis gibi koksun; kâfi!

 

***

BURADA belediyelerin daha hassas olması gerekiyor. Temizliği öncelemek zorundalar.

Bittabi Büyükşehir Belediyesi’nde asıl sorumluluk.

Geçen de yazdık ya, şehrin bütünü artık çöp kokuyor. Önceden lokal bölgelerde oluşuyordu koku, şimdi şehri sarıyor.

Çöp sahasına çeki düzen vermek şart.

UCLG toplantılarında falan çevresel sürdürülebilirlik, iklim değişikliği farkındalıkları, yaşanabilir şehircilik gibi süslü cümleler kurmakla iş bitmiyor. Gerçekleştirmek için çaba göstermelerini görmek istiyor insan.

 

***

VATANDAŞI bu işlere dahil etmek en önemlisi.

“Belediye yapıyor” deyip yanlamamak lazım.

Periyodik imece çalışmalarıyla, hem merkez mahallelerde hem kırsalda farkındalık projeleri geliştirmek lazım.

Çevre örgütleriyle, gönüllü vatandaşlarla, ilk ve orta öğretimdeki çocuklarla, ortak çalışmalar yapmak lazım.

İmar işlerinden başınızı kaldırın biraz; çevrenize bakın…

Selam ederim.

Exit mobile version