Kötü yönetimle karamsarlaştırılan hayatın sonunda mutluluklarımız bile gri!
Birkaç gündür iktidar medyasının gazlamasıyla ‘gri liste’den çıkıldı diye nasıl da mutlu olunması isteniyor elbette, Türkiye’nin gri listeye girmesi nasıl üzüntü verici bir olaysa, gri listeden çıkış da bir o kadar mutlu olunması gereken bir durumdur.
Ve fakat bu gri liste denilen durum nedir, buraya neden girilir, nasıl çıkılır önce ona bakılmalı.
Önce gri liste nedir? Gri liste, FATF (Mali Eylem Gücü- Financial Action Task Force-FATF) tarafından kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede yetersiz kalan ülkeleri belirlemek amacıyla oluşturulan bir liste niteliği taşıyor. Kuruluş, ülkelerle bu alandaki eksikliklerin giderilmesi için çalışmalar yapıyor.
FATF’a 24 Eylül 1991’de üye olan Türkiye, 1994, 1998 ve 2006 yılları olan 3 FATF değerlendirmesinden geçti. 2018 ve 2019 değerlendirme raporu ve sonrasında hazırlanan izleme sonrası Türkiye, Ekim 2021’de ‘’artırılmış izlemeye tabi ülkeler’’in yer aldığı ‘’gri liste’’ye dahil edildi.
Hazine ve Maliye, Adalet ve İçişleri bakanlıkları, Türkiye’nin, FATF ‘’gri listesinden’’ çıkarılmasına yönelik çok yoğun bir çalışma sergiledi. 40 tavsiyedeki hususlar birer birer yerine getirildi.
Türkiye’nin gri listeden çıkmasının finansal sistemine olan güveni daha da güçlendirmesi, bankacılıktan reel sektöre kadar pek çok alanda olumlu yansımalarının görülmesi. Türkiye’nin gri listeden çıkışının özellikle uluslararası ekonomik ilişkilerde olumlu yansımalarının olması bekleniyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, ‘’Türkiye, terörizmin finansmanı ve kara paranın aklanmasıyla mücadelesini bundan sonra da uluslararası standartlarla tam uyum içinde kararlılıkla yürütecektir’’ mesajını verdi (AA).
Gri liste işinin teknik detaylarından sonra siyasi yönüne de göz atmakta yarar var…
İktidarın bir kanadına yakın Selman Öğüt X de gelelim şu gri liste meselesine diyerek ‘’Özgür Özel’e anlatır gibi anlatayım” başlığıyla bir paylaşım yaptı.
Selman Öğüt, Türkiye gri listeye ilk defa 2011 yılında girdi. O zaman Süleyman Soylu bırakın içişleri bakanlığını AK Parti üyesi bile değildi. 2014 yılında Türkiye gri listeden çıktı. 2021 yılında siyasi bir kararla tekrar girdi. Çünkü gri liste mekanizmasının başında Amerika var, diyor. PKK ve FETÖ dahil envaı çeşit terör örgütlerini kurup besleyen Amerika ve yancıları Türkiye kara para aklama ve terörün finansmanı ile ilgili bir listeye zaman zaman sokup çıkarıyorlar. Süleyman Soylu’ya gri liste iftirasını atanlar kullanışlı kovboy aparatıdır diyor Selman Öğüt.
Yukarıda gri liste sürecini anlattık. Türkiye’yi değil de bağlı oldukları siyasileri savunmak için başkalarına ‘kullanışlı kovboy’ diyenlerin yaptıklarının ne olduğuna kamuoyu karar versin! Ayrıca bu ve benzeri kişilerin en büyük sığınağı kendileri dışında herkesi FETÖ’cü ve PKK’lı ilan etmek. Bir de ‘’dış güçler ve Amerika’’nın AKP’ye karşı olması goygoyu. Yine bu ve benzeri şahıslara sorulması gereken, sizin yöneticileriniz ‘’askeri vesayeti ortadan kaldırmak için ‘’Fethullah hoca ve ABD ile işbirliği yaptık, kadromuz yoktu FETÖ’nün kadrolarını kullandık, iktidarımızı tahkim ettik’’ demediler mi?
Eğer Amerika Türkiye’yi ‘’belli bir çıkarı’’ için gri listeye sokmuşsa, şimdi çıkarırken de yine ‘’bir çıkar’’ karşılığında çıkarmış olması gerekmez mi, ne dersiniz?
Ve yine Amerika bizi istediği zaman gri listeye sokup çıkarıyorsa bu ‘’başardık’’ nidalarının da bir anlamı olmamalı, öyle değil mi…
Tabi birde denilen dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olduğu gibi şimdi de Şimşek!
Sonuç, hadi diyelim ki Selman’ın dediği gibi Süleyman Soylu zamanında girilmedi ama her durumda Erdoğan döneminde girildi ve çıkıldı…
Hasılı uzun AKP iktidarı her geçen gün Türkiye’yi yormaktadır. Darbelere karşıyız diyen iktidar darbe şartlarını oluşturuyor sonra darbe mağduriyeti yapıyor. Ekonomiyi batırıyor, işbirliği yaptığı dış güçler bize tuzak kurdu diyor, hataların, yanlışların sahibi bulunamıyor. İktidar bütün gücü ve haşmetiyle ülkeyi teslim aldığı halde hataların sorumlusu ya geçmiş oluyor ya da dış güçler veya harici güçler.
Türkiye’nin yeni bir siyasi başlangıca ihtiyacı kaçınılmaz zorunluluktur…