GEÇEN YIL SATIŞINI İPTAL ETTİĞİ ARSAYI DAHA YÜKSEK BEDELLE SATMAYA HAZIRLANAN YÜCEL YILMAZ’A ÇAĞRI
ŞEHİR merkezi bina yoğunluğu, araç ve yaya trafiği gibi ana etkenler başta olmak üzere pek çok açıdan yeni yapılaşmaları kaldıramayacak durumda. Bu açıdan Cengiz Topel Caddesi’ndeki 10 dönümden büyük lunapark arsasının olduğu yere kasaya birkaç milyon lira fazladan para girsin diye otel, AVM ve konutlardan oluşan bir beton yığılmasına izin vermeyin. Lunapark arsasını Atatürk Parkı ile uyumlu bir yeşil alana dönüştürüp şehre kazandırın. Millet Bahçesi gibi bir proje de uygulayabilirsiniz. İlle de satarak gelir sağlamaksa niyet, şehrin imar açısından değersiz yerlerine el atın, değer kazanacak düzenlemelere gidin, onları satışa çıkarın. Burası satılıp betona bulanırsa şehir kaybedecek. TOKİ de devreye girerse, bölge resmen betonların hakim olduğu bir kimliğe bürünecek. Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz bu konuyu sadece kendi grubu içinde değil, muhalefet gruplarının temsilcileri, mühendis ve mimar odaları, çevre örgütleri ve duyarlı vatandaşlarla bir araya gelerek değerlendirmeli. Yoksa yarın çok geç olacak.
GEÇEN yıl Ağustos’ta lunapark arsasının satışını iptal eden Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’a şu çağrıyı yapmışım:
“Gelin yeniden satışa çıkarmayın o arsayı. Kamu malıdır, tüyü bitmedik yetimin hakkı vardır. Balıkesir’in en güzel yeridir. Şehrin ortasındaki güzelim araziyi çarçur etmeyin. O satıştan gelecek para iki dakikada tükenecek. Sonra başka yerlerdeki arsaların satışları gündeme gelecek. Hep sorarız ya, ‘sat sat nereye kadar?’ Satmayın yani. Şehrin yararına değerlendirin.”
***
AK PARTİ’nin Büyükşehir Grup Sözcüsü Mehmet Birol Şahin, satışın iptal edilmesinden hemen sonra video çekmiş, arsa ihalesinin iptal edilmesinden dem vurup CHP’ye sallamış yine. Bir yıl sonra yine aynı süreç ve Birol Şahin yine CHP’ye sallıyor.
Cumartesi günkü Politika’da Şahin’in arsa üzerinden anamuhalefete saydırmalarını okudunuz; okumayanlar politikam.com’a tıklayıp okuyabilirler. Neler söylediğini uzun uzun yazıp zamanı ve sayfayı boşa harcamayalım.
***
NE Kİ, ‘şecaat arzederken’ diye başlayıp, ‘sirkatin söyler’ şeklinde nihayetlenen bir deyim vardır.
Şahin’in açıklaması o hesap. CHP’ye ve İl Başkanı’na uzun uzun saydırdığı açıklamalarına eklediği görseller, arsa üzerindeki nihai hesapları ortaya seriveriyor.
Birleştirme işlemiyle büyüyen arsayı daha yüksek bedelle satmayı planlıyorlar şimdi.
Geçen yıl yirmi üç milyon dört bin lira fiyat teklif edilmişti. Yücel Yılmaz, kamuoyu baskısını da hesaba katıp ihaleyi iptal etti.
İptal derken, “bu satışta kamu yararı görmüyorum” açıklamasının, “daha yüksek bedelle satacağız” anlamına geldiğini biliyorduk. Satışın iptali, satılmayacak anlamına gelmiyor yani.
Nitekim, şimdi emlak değerini yeniden güncelleyip belki de iki katı bir fiyata ihaleye çıkaracaklar.
***
ATATÜRK PARKI OTELİN BAHÇESİ OLACAK BİR NEVİ!
GÖRSELLER, güzelim arazinin bütünüyle betona bulanacağının delili niteliğinde.
Mevzunun ‘sirkatin söyler’ kısmı burası zaten.
Beton blokları dizmiş ardı ardına, öne kendi resmini koyup bize yollamış Birol Şahin.
“İşte projemiz” diyor bir nevi.
Proje… Otel, konut, ticaret bir arada.
SGK’nın yerine yapılan iş merkezindeki gibi… Çekme payı falan hak getire; doldur tüm parseli betonla!
Yedi sekiz katlı bir otel, yanına kocaman bir AVM, pahalı rezidanslar falan.
İki bahçe düzenlemesi, birkaç limon servi, taş, toprak, çimen.. Hani, bunlar betonu gizlemeye yetmiyor ama, en azından gri ile yeşili uyumlandırıp kişi başına düşen yeşil miktarına bir iki santimetrekare ekleme yapmış oluyorlar!..
Görsellerdeki en ilginç nokta ise, karşı tarafa, Atatürk Parkı’na üstgeçitle kanca atıyorlar. Bir anlamda bizim ata yadigarı park, arsayı alıp blokları dikecek vatandaşın arka bahçesine dönüşüyor.
***
AL SANA BETON KEŞMEKEŞLİĞİ… AL SANA TRAFİK ÇİLESİ!
BETONLA doldurmasanız orayı; parkın devamı gibi bir düzenleme yapsanız meselâ.
Bu haliyle köprüyle bağlayın iki yakayı birbirine.
10 dönüm yer sonuçta; azımsanamaz.
Satıp betonla kaplanmasına izin verirseniz ne olacak?
Yanında heyula gibi Vergi Dairesi binası.. Tren yolu tarafında TOKİ’nin yeri.. TOKİ de buraya bir şeyler yapacak malum. Al sana beton keşmekeşliği.. Al sana trafik ve otopark çilesi.
Cengiz Topel’in hali ortada. Caddenin girişinden sonuna kadar sağlı sollu otopark her yer. Cadde ve kaldırımlar park etmiş araçlarla dolu. Beton kütleleri oralara kondurduğunda, araç ve insan sirkülasyonu çoğalacak. Zaten içinden çıkılmaz bir trafik ve park yetersizliği var şehirde. Biraz daha ekleme yapmayın yani.
***
BİR ZAMANLAR AYNI ŞEYLERİ KENDİSİ YAPIYORDU!
AK PARTİ Grup Sözcüsü Birol Şahin, eski partisinde devam etseydi siyasete.. Bugün aralıksız çaktığı CHP İl Başkanı’nın iki katı muhalefet yapıyordu, şimdi mensubu olduğu siyasi partinin icraatlarına.
“Mahkemeye veriyor, dava açıyor, zaman kaybettiriyor” diye bas bas bağırıyor CHP’lilere. Kendisi bir zamanlar her mevzuya maydanoz oluyor, dava üstüne dava açıyordu.
Şu elinizde tuttuğunuz gazetenin arşivine baksanız, haftanın en az iki günü Birol Şahin manşetlerini görürsünüz. DYP İlçe Başkanlığı döneminde iktidarın icraatlarına yönelik eleştirileri.. AK Parti’nin Belediye’de muhalefete düştüğü dönemde, MHP’li Belediye’yi neredeyse çalışamayacak hale getiren yargısal atraksiyonlarını falan…
Geçmişte karşı çıktıklarını, bugün savunma noktasına gelmesi O’nun bileceği iş tabi.
Eski zamandaki Birol Şahin olsaydı.. Şehrin en kıymetli yerlerinden birindeki o arsanın satılmasına küllüm karşı çıkar, hele de oranın beton kütlelerle doldurulacak olmasına isyan eder, uzun uzun yazılı açıklamalar yapardı.
***
OLMAYINCA OLMAZ… ÇOK ZORLAMAMAK LAZIM!
ŞİMDİ Yücel Yılmaz ve ekibine geçen yılki çağrının aynısını tekrarlayalım.
Tamam, bağımsız Meclis üyesi Cengiz Dikici’yi örseleyip, arsayla ilgili kararı gölgede bırakmaya çalıştın; her zamanki taktiklerden biriydi yine.. Sonuçta, kararı çıkardın, satışın önünde engel bırakmadın ama..
Gel satma orayı.
Belki de bir lanet var orada.. Ne yapmak istersen olmuyor!
Kültür Merkezi için temel attılar törenle; yirmi sene öylece kaldı. Demiri betonu çürüdü inşaatın.
Kaynak yaratamamak, politikacıların basiretsizliği, yetkisizlik, çaresizlik, iş bilmezlik; ne dersen de…
Bunlar bahanesi olamaz mı işin?
Geçen sene “satacağım” dedin, olmadı.
Hani uhrevi bir durum da mümkün… Arsanın köşesinde, yolun ortasındaki yatır meselâ; Ayakdedesi.
Belli mi olur, rızası yoktur belki.
Sen dün iptal ettiğin satışı, bugün daha yüksek bedelle yapacağını düşünürsün.
O heves kursağında kalır, olmayınca olmaz; böyle durumlar da var.
Ayrıca..
“Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır / Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır…”
Selam ederim.