Fırıntaş.. Halk Ekmek.. Zam.. Güncelleme.. Falan filan…

Uleyn zam yapıyorsun işte, fiyat arttırıyorsun; sekiz liralık ekmeğe iki lira daha ekleyip on liradan satıyorsun.. Güncelleme ne oluyor?

fırıntaş-zam-güncelleme

 

 

ŞİMDİKİLER bilmez pek.. Memleketi yönetenlerin ve yönetilenlerin şehir hafızası zayıf çünkü.

Günübirlik hesap yapanların bolca olduğu bu memlekette, şehrin mazisinde neler olup bittiği de pek umurlarında olmuyor!

O yüzden zaten şehir adına bir karar verilirken, “biz yaptık oldu” mantığı ağır basıyor.

Ders çıkarmak yok, örnek almak yok; her işimiz bodoslama!

 

***

AHA işte şuncacık ekmek mevzumuz!

Her şeye zam geliyor, enflasyon vurup çarpıyor hepimizi. Dün aldığın şey kazancın oluyor; bugün alsan daha çok para ödeyeceksin çünkü.

Ekmeğe gelene kadar, envai çeşit ürünün, malın, hizmetin fiyatına takılmak lazım ama..

Mevzu ekmek olunca, akan sular duruyor.

Ekmek hepsinden önemli çünkü. Yemeyince doymuyorsun. Kıtlığın da bolluğun da asıl adıdır ekmek.

Kavramdır yani!

O sebeple kutsaldır.

 

***

ÖZEL sektör, girdi maliyetlerini öne sürerek fiyatı arttırır, zam yapar; yazarız.

“Halka ucuz ve kaliteli ekmek yedireceğim” iddiasındaki kamusal bir işletmenin tüccar mantığıyla hareket etmesini de yazarız.

Hem daha çok yazarız!

Belediye’nin Fırıntaş’ı meselâ.

Piyasada 200 gramı 10 liradan satılan çarşı ekmeğini, 100 gram fazlayla 10 liradan satıyor.

Böylece fiyatta rekabet olmuyor, gramajda oluyor!

Fırıntaş’ın ekmeği 300 gram. Piyasaya göre daha ağır çekiyor.

Ekmeğin fazladan 100 gramı Büyükşehir’den mi sübvanse ediliyor?

Neyin nasıl olduğunun çok önemi yok.

Burada algı önemli.. Gramajdan çok fiyata bakmaz mıyız?

Belediye’nin Fırıntaş’ı da özel sektör fırıncılarıyla aynı paraya ekmek satıyor.

Eskiden piyasa fiyatının biraz altında tutulurdu, Fırıntaş ekmeği.

 

***

HALK EKMEK olgusu var; hemen her vilayette vatandaşa ‘ucuz ekmek’ yedirme kaygısı taşıyan kamusal işletmeler bunlar.

Elli kuruş, bir lira bile düşük olsa piyasaya göre, vatandaş tercih ediyor. Bugünün ekonomik koşullarında elli kuruşun, bir liranın hesabını yapmak zorundayız artık.

“Ama benimki 100 gram fazla” desen bile.. Fiyatı piyasayla eşitliyorsan, millet dertlenir.

Fırıntaş da zamanında vatandaşa ucuz ve kaliteli ekmek yedirmek amacıyla kurulmadı mı?

O zaman Fırıntaş’ın tek amacı ekmek üretmekti.

İşin içine inşaat, emlak, turizm, taahhüt, ticaret ne varsa girdi.

Kafe işletmeciliği, restoran işleri falan filan.

 

***

FIRINTAŞ, ekmek çeşitliliğinde de çığır açtı Balıkesir’de. Zeytinlisi, domateslisi, biberlisi bile var!

Köy ekmeğinden çavdarına, kepeklisinden tam buğdayına, ne ararsan.

Adını telaffuz edemediğimiz farklı ekmek çeşitleri de üretiliyor.

Aslolan ne peki?

Çarşı ekmeği…

Hani “bizimki 300 gram” falan ama.. Saat beşten sonra Fırıntaş büfelerinde bulamazsın o ekmeği.

Kepeklisi, çavdarlısı, tam buğdaylısı vardır; çarşı ekmeği sorarsan, “kalmadı!..”

 

***

ŞEHİR hafızası dedik ya en başta.. Bugünün yöneticileri yakın geçmişte Fırıntaş üzerine koparılan fırtınaları bilmezler!

Bugünün kalemşorları da maziye pek takılmaz.

Rahmetli Ekrem Balıbek abimiz, Yeni Haber’deki köşesinde hergün ekmek maliyet hesabı yapardı meselâ. Bir konuya takıldı mı, tam takılırdı. İciğini ciciğini sorgular, hiç çekinmeden, korkmadan yazardı, söylerdi.

Fırıntaş ekmeğinin maliyet hesabıyla, özel sektörün maliyet hesabını ayrı tutar, Fırıntaş’ın neden ucuz ve kaliteli ekmek üretip satması gerektiğini anlatırdı uzun uzun.

Arşiv kurcalama alışkanlığı da yok bu milletin. Kütüphane’ye gidip Yeni Haber’in arşivini çıkarıp inceleseler.. Ekrem Balıbek’in Fırıntaş ve ekmek üzerine yüzlerce yazısını bulacaklar sararmış sayfaların arasında.

Hergün aynı konuyu okuyunca millet, “yine mi ekmek yazmış, başka mevzu mu yok arkadaş” diye söylenirdi yani.

Ama önemliydi işte. Fırıntaş gibi kuruluşların ‘kâr’ hesabı olmamalıydı. Zarar bile yazabilirdi. Başka kaynaklardan sübvanse edilerek zararın önlenmesi mümkündü.

 

***

ESKİ Başkan Yücel Yılmaz ne diyordu seçim zamanında:

“Fırıntaş, Balıkesir’de en yüksek vergi ödeyen beş işletmeden biri…”

Demek ki önemli bir ciro ve kazanç söz konusu. Gerçi günümüz vergi düzenlemelerinde kazanmasan da ödüyorsun ama.. Fırıntaş kazanıyor belli ki.

 

***

YÜCEL YILMAZ zamanında da fiyat artışı yapılırdı. Onlar ‘güncelleme’ diyordu buna. Güncelleme deyince, zam olmuyordu yani.. Hem kulağa da hoş geliyordu.. Zam dedin mi, insanın cinleri beynine toplanıyor malum…

Güncelleme dersen, yumuşak yumuşak!..

Aynı usül, Ahmet Akın yönetiminde de devam ediyor. Fırıntaş ekmeğine yapılan zammı, ‘güncelleme’ olarak basına ve kamuoyuna servis ediyor Büyükşehir’in basın birimi.

Uleyn zam yapıyorsun işte, fiyat arttırıyorsun; sekiz liralık ekmeğe iki lira daha ekleyip on liradan satıyorsun.. Güncelleme ne oluyor?

 

***

GAZETEDEKİ haberi okumuş, “bilgi eksiği var” diye düşünüp bizi aramış, Balıkesir Fırıncılar Odası Başkanı Niyazi Tunç. MHP İl Başkanı aynı zamanda.

Fırıntaş ekmeğinin 100 gram fazla olduğunu söylüyor ilkin. Sonra, “bir ayda ikinci zam” başlığına takılmış, “ikinci kez zam diye bir şey yok” diyor.

Dedim, “1 Mayıs’ta, Fırıntaş’ın çarşı ekmeği hariç, tüm ürünlerinde en az yüzde yirmi beşlik fiyat artışı olmuştu… Onu kastettik.”

Haber, sanki Balıkesirli fırıncılar bir ayda ikinci kez zam yapmış gibi algılanabilirmiş. Bu noktada bir düzeltme yapmak istemiş.

Haberi hazırlarken bu detayı atlamışız.

Hem zaten piyasadaki özel sektör fırın işletmeleri değil, Büyükşehir’in Fırıntaş’ıdır o haberin öznesi.

 

***

ÖZETLERSEK.. Fırıntaş, asıl amacına uygun çalışmalı. Bugün ekmek üretiminin ikinci planda kaldığını görüyoruz. Halk Ekmek mantığıyla hareket etmeli. Kaliteyi bozmamalı.

Vatandaş akşam beşten sonra büfeye gittiğinde, “ekmek kalmadı” dememeli büfeci.

Biliyoruz, piyasayla kamu arasında bir fiyat uçurumu, kalite farkı, rekabet ortamı içinde olmak istemiyor Büyükşehir’in ve Fırıntaş’ın yönetenleri.

Ha bu arada Fırıntaş’ı kim yönetiyor, onu da bilmiyoruz henüz.

 

Exit mobile version