TOPLANTI BASINA KAPALIYDI AMA, BUNLARI YAZMASAK OLMAZDI…
CHP’nin basına kapalı yaptığı üye toplantısında ittifak sürecini anlatan Milletvekili Ensar Aytekin, Akın’ın adaylıktan çekilmesiyle başlayan süreçte partililerin beklenen ortak tepkiyi veremediklerini ileri sürdü. Akın’ın çekilmesinden sonra Balıkesir’den sadece bir otobüs partilinin Genel Merkez’e gelerek itiraz ettiklerini hatırlatan Aytekin, o gece Ankara’ya en az 10 otobüs partilinin gelmesinin bu süreci değiştirebileceğini söyledi. Aytekin, sosyal medya üzerinden partiye ayar vermeye çalışanlara da çok sert çıktı.
CHP İl Başkanlığı’nın evsahipliğindeki basına kapalı üye toplantısında CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin’in, ittifak sürecinde Balıkesir’de yaşananları anlatırken, Ahmet Akın’ın adaylıktan çekilmesi sonrasında Balıkesir’den beklenen tepkinin gelmediğini söylediği ifade ediliyor.Toplantıdan dışarıya sızan bilgilere göre, Aytekin’in sosyal medya üzerinden partiye ayar vermek isteyenlere de tepkili bir dil kullandığı öğrenildi.
Aytekin’in basına kapalı toplantıda söyledikleri şöyle:
DENİZLİ VE BALIKESİR’İN
İYİ PARTİ’YE BIRAKILDIĞINI ÖĞRENDİK
“Ahmet Akın’ın Büyükşehir adayı olarak açıklanmasının ardından hep birlikte Balıkesir’de çalışmalara başladık. Bir sıkıntı, sorun var mıydı? Yoktu. Bizde var mıydı, rahatsız mıydık bu süreçten? Asla. O süreci yaratanlardan biriyiz biz. Kampanyaya başladık. İlçe ilçe mitingler düzenlendi. O coşkuyu, heyecanı hepimiz yaşadık. Ve bir gün geldi TBMM’de genel kuruldayız. Yanımda Denizli Milletvekili, aynı zamanda Genel Başkan Yardımcısı var. Akşam saatleri bana döndü vekilim dedi, haberler düşüyor, Balıkesir ittifakla İYİ Parti’ye veriliyor dedi. Ben de olur mu öyle şey adayımız var kampanyaya başladık, ben de Denizli’yi duyuyorum dedim. Olur mu ben genel başkan yardımcısıyım dedi. Bir süre sonra hem Denizli’nin hem Balıkesir’in ittifaktaki İYİ Parti’ye verildiğini öğrendik. İkimiz de kalkıp genel kuruldan çıktık dört bir yana saldırdık. Ulaştığımız, ulaşamadığımız insanlar oldu. İl başkanımızla görüştük, sabaha kadar uyumadık.
BALIKESİR’DEN ANKARA’YA
SADECE BİR OTOBÜS GELDİNİZ…
Sabahın 08.00’inde örgüt Balıkesir’den yola çıkmış Ankara’ya geliyor. Sabah 08.00’de genel merkezin önündeydim. Daha kapılar açılmamıştı, tek başıma oradaydım. Bir otobüs geldi arkadaşlar. O otobüste de yarısı kadar insan vardı. İl başkanımız tek başına. Yanında 20 ilçe başkanının da olması gerekirdi, birkaç kişi vardı. Yanında beş belediye başkanının bulunması gerekirdi iki kişi vardı. Yanında yöneticilerin tamamının olması lazımdı kimse yoktu. Yanında eski il başkanlarının tamamının bulunması lazımdı bir tanesi yoktu. Yanında o haftanın 5 günü Ankara’da yatıp kalkan aday adayları yoktu, hiç biri yoktu. Biz vardık, oradaydık, yanındaydık. Arabamı bıraktım, otobüse bindim. Birlikte bizi davet ettikleri yere gittik 35 kişiydik arkadaşlar. Hepsi o kadar. Genel başkan yardımcılarıyla görüştük içimizi döktük, bağırdık, çağırdık. İl başkanımız ağladı, ağladı.
10 OTOBÜS GELSEYDİNİZ
SONUÇ DAHA FARKLI OLABİLİRDİ
Şimdi eleştirenler ne yapıyordu o gece? Gecenin yarısına kadar klavyenin başında partinin genel başkanına, yöneticilerine, il başkanına, milletvekillerine hakaret ediyordu. Hakaretlerini yaptıktan sonra da sıcak yataklarına girdiler, rahat rahat uyudular. Hiç biri yoktu bu örgütün yanında. Şöyle bir şey hayal edin; ben bu örgütün içinden geliyorum. O gün, o sabah 1 otobüs değil de 10 otobüs olsaydı, il başkanını yanında eski il başkanlarının tamamı olsaydı, eski milletvekillerinin tamamı olsaydı, 5 belediye başkanımız, 100 bilmem kaç aday adayımızın tamamı olsaydı sonuç ne olurdu? Olay olurdu. Şimdi önce niyetimize bakacağız. Niyetimiz ne? Niyetimiz gerçekten ama gerçekten Balıkesir’i almak, açıklanmış adayımızı geri getirmek, örgütü birleştirmek mi yoksa yahu bak partiyi yönetenler yanlış işler yapıyorlar, bu sürece destek vermek yerine parti içi mücadeleyi bu önemli mücadelenin içine karıştırmak mı? Ben niyeti sorgularım, ona bakarım. Fedakarlık edeceğiz hepimiz. O gece uyumayacaktık. Her birimiz cebinden 50 lira verecek, Ankara’ya gelecek. Bu salonu doldurduysak, orayı da dolduracaktık.
CHP VAR OLMAK İSTİYORSA
GÜÇBİRLİĞİ YAPMAK ZORUNDA
Bugün ülkenin yönetildiği sistem hiç birimizin istediği şekil değil. Bize rağmen böyle bir sistem dayattılar. Nedir o sistem? Öyle bir sistem ki bir siyasi parti tek başına iktidar olmadan yüzde 51’i almadan hiçbir şeyi yapamaz. Düşünün bu sistemi kuran iktidar partisi dahi, yüzde 40’larda oy alan bir parti dahi var olabilmek için bir başka partiyle ittifak yapmak zorunda kalıyor. Bu ülkenin gerçeği ve bunu biz yaratmadık. Biz de biliyoruz CHP de bir ittifak yapmalı, bir güç birliği yapmalı. Var olmak istiyorsa bir güç birliğiyle bu seçime girmeli. Girmeli ama bu güç birliğinde Balıkesir karşı partiye bırakılmalı mı? Tabi ki hayır. Bir kere akılcı, mantıklı, gerçekçi değil. İşbirliğini niçin yaparsınız? Başarılı olmak için. Ya da işbirliği yapmış olduğunuz partilerden birisinin başarması için yaparsınız.
AĞABEYLİK YAPMASI GEREKENLER
SOSYAL MEDYADA BİR ERGENİN BİLE
YAPMADIĞINI YAPIYOR…
Şimdi Balıkesir’de bu işbirliği İYİ Partiyle değil, akılcı ve gerçekçi olarak bizim üzerimizde yapılmalıydı. Doğrusu buydu. Bunu rakamlarla, sonuçlarla ortaya koyduk, döktük. Ama arkadaşlarımız herhalde şunu bekliyorlar; orada konuştuğumuz her şeyi Facebook’ta yazalım. Arkadaşlar biz bir örgütüz, partiyiz. Bu partinin bir disiplini var, bir iç meselesi var. Bakın kapıları kapattık, örgüt olarak buradayız. Küfür de etsek burada yapacağız. Sosyal medya üzerinden olmayacak. Şimdi bir eski il başkanımız; bu partide ilçe başkanlığı, milletvekilliği yaptı, il başkanlığı PM üyeliği yaptı. Genel başkan makamı dışında her makamda oturdu. O gece ne yazıyor sosyal medyadan? Ben asla bir başka partinin adayına oy vermem. Bu şu demek? Ve bu arkadaşımız partide ağabeylik yapması gereken bir kişi. Zor günlerde gelip her kademede görev yapmış, tecrübeli bir ağabey olarak ağabeylik yapması gereken, heyet toplaması gereken, genel merkeze gitmesi gereken, olmadı İYİ Parti’nin genel merkezine gidip gerçekleri onlara anlatması gereken bir ağabey. Ama ne yapıyor? Partinin gençlik kollarında bir ergen kardeşimizin yapmadığı şeyleri yapıyor. Bu süreçle ilgili hiç katkı sunmuyor, gelip konuşmuyor. Yazdığından çıkan sonuç şudur: Eyyy partililer; Manyas’taki, Bandırma’daki, Edremit’teki, hatta Eskişehir’deki, Ankara’daki, Adana’daki partililer; ben, biz Balıkesir’deki adayınıza oy vermeyeceğiz, siz de vermeyin demek. Böyle anlatılır bu.
İL BAŞKANI EN SON HESAP
VERECEK KİŞİDİR
Gerçekleri konuşmazsak bir sonuç elde edemeyiz. Biz örgütüz, aile olmanın, bir arada olmanın belirli özelliği her şeyi konuşmaktır. Sonuca bakıyoruz; yine sosyal medyada yazılanlara bakıyoruz. Kimse bu sürecin nasıl geriye döndürüleceğiyle ilgili bir şey yazmıyor. İl başkanı istifa etsin. İl başkanı bu konuda en son hesap verecek kişidir ben bunun şahidiyim. Masaya vurması, kendini ortaya koyması size ve davasına inandığındandır. Bunu yapmıştır. Ne olacak istifa edince? Geri mi gelecek. Süreç tersine mi değişecek? Suçlu il başkanı mı, O mu böyle olmasını istedi? Biz il başkanımızın başından sonuna kadar yanında olduk, o günden beri yanında olmayan arkadaşlar da sosyal medyana ne yazık ki istenmeyen şeyler yaptı.”