DEDİKODU – MALUM KİŞİ
NASIL seçelim meselâ?
Dizlerinin üstüne, iki secde arasındaki oturuş performansı için ayrı kriter.
Bağdaş kurup oturuş pozisyonunda ayrı kriter.
Zira iki türlü yer sofrası oturuşu vardır.
Romalılar gibi yatarak yemek yenmez bizde!
***
SEÇİLMİŞLERİMİZİN ramazan mübarek günlerin yüzü suyu hürmetine, önceden tespit edilip gerekli önlem ve düzenlemelerin yapıldığı, özellikle ortanın altı ve yoksul görünümlü hanelerin tercih edildiği yer sofralarındaki iftar fotoğraflarını tek tek inceleyip.. Hangisi doğal, hangisi yapay, hangisi aslına uygun, hangisi sahte, hangisi alışkın, hangisi işin acemisi, değerlendirmek lazım.
***
EN nihayetinde, mülki amirler, bürokratlar, yani atanmış milleti de yer sofrası performansına başladıysa memlekette.. Seçim yakın demektir.
Yaklaşan seçimin propaganda aracıysa yer sofrası üzerinden yapılmaya çalışılan fakir edebiyatı olacak kuşkusuz!
Muhalefeti anlarız da, iktidardakilerin fakir edebiyatı üzerine siyaset kurgulamasına pek anlam veremiyoruz.
Neden veremiyoruz?
Adı üstünde, iktidar.
Sürdürülebilir fakirlik diye bir kavrama yer yoktur iktidarda.. Milletin refah seviyesini yükseltip rahata kavuşturmaktır iktidarın ödevi.
İktidarın seçilmişleri fakir sofrasından görüntü yapıyorsa.. “İyi yönetemiyoruz” itirafı değil midir?
***
OYSA her evde masa var. Hane halkının normal zamanda masada oturup, siyasetçilerle poz verileceği zaman yer sofrasında bir araya gelmesi tamamen siyasetçinin PR’ına hizmet eder. Vatandaş bu noktada PR malzemesi olur.
***
DİZLERİNİ kırıp iki secde arası oturuş pozisyonunda yemek yemeye çalışmanın kıvrandırıcılığı da malum. Hani beş vakit namaz kıldığın için alışkın olsan bile, en az yarım saat süreyle dizlerinin üstünde kalmak, bacaklardaki dolaşım sisteminde arıza çıkarır. Dizde ağrı, ayakta uyuşma söz konusu olabilir.
Tarhana çorbasına iki kaşık sallayıp, fasulyeyle bulgura iki üç çatal attıktan sonra, “haydi bana müsaade” denmez.
Madem misafirsin, muhabbet edeceksin. Hane halkı soracak, politikacı yanıt verecek. Evdeki çocukların yanağından makas alınacak, yaşlı varsa hali hatrı sorulacak, kulağı duymuyorsa derdini anlatana kadar bas bas bağırılacak, ev sahiplerine “işler nasıl” diye sorulacak, memleket meseleleri açılacak, hayat pahalılığından dem vurulacak, falan filan.
O sofradan hemen öyle lap diye kalkılmaz yani.
Çaylar içilir, iftar menüsünün üstüne.. Kahve ikram edilir. Varsa eğer, iki çatal tatlı yenir.
Bu arada bacaklar iyice uyuşur.
Hepsi bir yana, takım elbiseyle, kravatla falan oturuyorlar ya sofraya.. O jilet gibi ütülü kumaş pantolon kırış kırıştır artık.
***
YER sofrasında yemek zorunluysa eğer, en iyisi bağdaş kurup oturmak.. Dizlerinin üstüne tünemekten daha akıllıca.
Ama bu sefer de, hane halkının muhafazakarlığı tutabilir.. Sofra performansıyla PR yapma çabasındaki politikacı için, “dizlerinin üstünde uzun süre oturamıyor, demek ki bunda namaz niyaz yok” şeklinde bir kaş göz durumu söz konusu olabilir.
Beş vakit kıldığın, dizlerinin üstünde uzun süre rahatça oturabilme kabiliyeti ve pantolonun kırışıklığından belli olur!
***
HERHALDE bizim seçilmişlerin hemen hepsi, mebbusları, belediye reisleri, parti idarecileri yer sofrası pozu verdi bu ramazan. Hatta “Hepsini gördük, CHP Milletvekili Ahmet Akın’ı göremedik henüz.. Hem yoksullaşma üzerinden siyaset yapıyor, hem de fukaranın yer sofrasına oturmaktan eriniyor” falan diye düşünüyorduk ki..
Pat, fotoğraf düştü önümüze!
Ama ne yalan söyleyeyim, en samimi, en gerçekçi ve en gariban işi yer sofrası performansı O’nunki olmuş. Sofra taburesinin üstünde eski bir sini.. Sininin içinde bir kap nohut, bir kap bulgur pilavı, az yoğurt.
Herkes aynı kaba kaşık sallıyor. Kişiye özel tabak çanak konmamış sofraya. Büyükşehir logolu karton çorba kaseleri falan da yok. İftarlıklar Belediye’den yollanmamış yani, evin mutfağından çıkıp gelmiş sofraya. Hatta çıkıp gelmemiş, direkt mutfakta oturup iftar yapıyorlar.
Sini de küçük boy. Mecburen hane halkı birbirine yakın oturuyor. Yer örtüsü, köy kahvelerindeki masalara konan gazoz firması örtülerinden bozma. Belli ki harbi yoksulluk ortamı.
Üstüne toz konmamış koltukları, salonun bir köşesinde durup duran afili yemek masasını es geçip, misafir odasının ortasına görüntü olsun diye yer sofrası kurduranların yapaylığına, harbi yoksulluğun gerçek manzarası olmuş Ahmet Akın’ın yer sofrası performansı.
Bir de bağdaş kurup oturmuş mu, dizüstücülere inat..
Billahi çok doğal olmuş.
Malum Kişi