Emekliler meydandan seslendi: Bu feryadı duyun artık!

2025 yılı bütçe taslağında emeklilerin adı geçmediğini ifade eden Tüm Emekli-Sen İl Temsilcisi Bedri Arık emeklilerin aldıkları maaşla geçinemediğini dile getirerek emeklilerin karınlarını doyuramadığını, barınamadığını kaydetti. Emeklilerin ülkeyi yönetenlerden taleplerini de dile getiren Bedri Arık en düşük kök emekli maaşının en düşük memur maaşına eşitlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

emeklilerin-feryadı

2021 Tüm Emekliler Sendikası Balıkesir Şubesi TBMM’de 2025 yılı bütçesinin görüşmeleri devam ederken ülkede yaşayan emeklilerin ekonomik durumu hakkında basın açıklaması yaptı. Ali Hikmet Paşa Meydanında gerçekleştirilen basın açıklamasında 2021 Tüm Emekli Sen Balıkesir İl Temsilcisi Bedri Arık emeklilerin taleplerini sıraladı.

 

2025 yılı bütçe taslağında emeklilerin adı geçmediğini ifade eden Tüm Emekli-Sen İl Temsilcisi Bedri Arık emeklilerin aldıkları maaşla geçinemediğini dile getirerek emeklilerin karınlarını doyuramadığını, barınamadığını kaydetti. Emeklilerin ülkeyi yönetenlerden taleplerini de dile getiren Bedri Arık en düşük kök emekli maaşının en düşük memur maaşına eşitlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

 

“CUMHURİYETİN KURUCU KADROLARININ TORUNLARIYIZ”

2021 Tüm Emekli Sen Balıkesir İl Temsilcisi Bedri Arık yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:

“Şu anda emekli olan bizler Cumhuriyetin kurucu kadrolarının torunlarıyız. Cumhuriyet, devlet öncülüğünde planlı kalkınma yolunu benimsedi, ağır sanayide ve tarımda atılım yaptı. ”Yurtta barış dünyada barış” ilkesine uygun olarak komşu devletlerle karşılıklı yarara dayanan ekonomik ve insani ilişkiler kurdu. Kaynakları kıt, gençleri savaşlarda kırılmış bir ülkeden, dinamik, öz güveni yüksek, kendine yeten bir ülke yarattı. Çoğumuz tarımda ve sanayide devlet işletmelerinin, kamu kuruluşlarının aşinasıyız. Kimimiz o kurumlarda görev aldı, bazılarımız kreşlerinde büyüdü, tiyatrolarına gitti, en azından Sümerbank üretimi kumaşla giyindi, ayakkabısını kullandı. 1946 yılında başlayarak kesintilerle devam eden kamu kurumlarındaki sendikalaşma ve toplu sözleşme düzeni bütün iş yaşamı için çıpa görevi yaparak çalışanların ve emeklilerin haklarının korunmasını ve genişlemesini sağladı.

“HER ŞEY 1980 DARBESİYLE KÖTÜLEŞTİ”

Ne yazık ki, geliştirerek çocuklarımıza ve torunlarımıza devretmemiz gereken bu sistemi yeterince koruyamadık. Emperyalizm işbirlikçisi 1980 askeri darbesi ve ardından darbecilerin korumasındaki Özal hükûmetiyle birlikte dünya çapındaki emekçi karşıtı serbest piyasacılık, neo-liberal ekonomik sistem olan vurgun talan sistemi ülkemize de dayatıldı. Adım adım ülkemizin ortak zenginliği olan kamu işletmeleri yok pahasına yabancı tekellere ve yerli iş birlikçilerine peşkeş çekildi, sömürünün en kaba biçimi olan altta kalanın canı çıksın modeli uygulandı.  Özal’dan sonra gelen hükümetler de küçük nüanslarla aynı sistemin yürütücüsü oldular. AKP hükûmetleri ise özelleştirmenin açık ara şampiyonudur.

“DEVLETİN GEREKLERİNİ YERİNE GETİRİN”

Mevcut iktidarın bugüne kadar yaptıkları bundan sonra yapacaklarının da aynasıdır. Onu demokratik yollardan iktidardan göndermek boynumuzun borcu olsun. Bizim de desteğimizle iktidara gelecek olan halk hükûmetine tavsiyemiz, Cumhuriyet değerleri gereğince yeniden kamucu, planlı karma ekonomik sisteme geçmesidir. 11 Kasım günü ülkemizdeki gelir adaletsizliğinin trajik bir sonucunu öğrendik; kahrolduk. 1 ve 5 yaş aralığında 5 çocuğumuz, beş canparemiz İzmir’deki yoksul konutlarında, başlarında anne ve babaları yokken çıkan yangında yaşamlarını kaybettiler. Çocuklarını, gençlerini koruyamayan bir toplumun geleceği tehlikededir. Mevcut iktidara sesleniyoruz. Bir an önce silkelenip bu büyük tehlikeyi bertaraf etmenin yollarını bulmak zorundasınız. Derhal neo-liberal politikalardan vazgeçerek sosyal devletin ilkelerini uygulayın.

“HOLDİNGLERE DEĞİL EMEKÇİYE BÜTÇE”

Biz bu hâldeyken meclise sunulan 2025 yılı bütçe taslağına baktık ve gördük ki, büyük bir pişkinlikle emekliye emekçiye kemerlerinizi daha fazla sıkın deniliyor. Bir eli yağda bir eli balda ekonomiciler, bize açlık ve sefaletin devamına razı olmamızı uygun görmüşler. Buna karşın büyük holdinglerin ve dolar milyarderlerinin rant ve faiz gelirlerini garanti etmeyi kendilerine görev saymışlar. Razı olmayacağız.

“KIŞ KAPIYA DAYANDI- FERYADIMIZI DUYUN”

Yaz aylarında bile karnımızı zar zor doyururken, en ucuz gıda ürününe nasıl ulaşırım diye çabalarken, şimdi de elektrik doğalgaz faturalarıyla, odun kömür ödemeleriyle boğuşmaya başladık. Her şey ateş pahası. Sağlıklı beslenemiyoruz, yeterince ısınamıyoruz, bir kısmımız artık barınamıyoruz, sağlığımız tehlike altında, sağlık hizmetlerine vaktinde kavuşamıyoruz. Yıllardır feryat ediyoruz, duymuyorsunuz. Emekliye sağır olan kulaklarınız duysun diye bu yaşımızda yollara düşmekten başka çare bırakmadınız bize.  27 Kasım 2024’de başlayacağımız yürüyüşümüzü 30 Kasım 2024’de Ankara/ Tandoğan’a taşıyacağız.

 

“KİRACILIK LÜKS OLDU”

Dünyanın her yerinde mütevazı da olsa geliri olan her insan bütçesine uygun bir konutta kiracı olabilir. Çok değil dört beş yıl öncesine kadar bizde de böyleydi. İktidarınızda ne oldu da emekçiler bu kadar sefil duruma geriledi, aylıklar kiraya bile yetmez oldu? Çünkü TOKİ’yi asli görevinden uzaklaştırdınız.  Düşük gelirli yurttaşlara ferah, ulaşılabilir, uygun ödemeli konutlar üretmesini engellediniz. Bir de komşu devletlerin iç işlerine gereksiz yere müdahale ederek oralardan ülkemize milyonlarca göçmenin gelmesine yol açtınız. En ücra yerlerdeki en sağlıksız konutlar bile doldu taştı,  yurttaşın bütçesi barınmaya yetmez oldu.

 

“MUTFAKLARIMIZ YANIYOR”

2025 bütçesinde asgari ücret ve emekli maaş artışlarını TÜİK’in hileli çarpık oranlarına göre değil, mutfaklarımızdaki yanan ateşi söndürecek şekilde yapın. Dar gelirliler ile sermayedarlar arasındaki gelir uçurumunu giderin, herkese insanca yaşama koşullarını sağlayın. IMF-NATO politikalarına, serbest piyasacı vurgunculuğa hayır diyoruz, laik demokratik sosyal hukuk cumhuriyetinin gereklerini sağlamak için üstümüze düşeni yapmaya devam edeceğimizi emekçi halkımıza gururla duyuruyoruz. Orta vadeli programla halka kemer sıktırılmasına, emeklilerin yoksulluğa mahkum edilmesine; kaynaklarımızın rantiyeye, tefeciye, döviz milyarderlerine aktarılmasına hayır diyoruz. Vergide ve gelirde adalet diyenler olarak: “Herkesin karnı tok, sırtı pek, başı dik olsun, çocuklarımız ve torunlarımızla birlikte onurumuzla insanca yaşayalım” dileğimizi gerçekleştirmek için, emekli bilgeliği ve onuruyla mücadeleye devam edeceğimizi duyuruyoruz.

 

“TALEPLERİMİZ”

Aylık bağlama oranı yeniden yüzde 70’e çıkarılsın. Güncelleme kat sayısında milli gelir artışından pay verilsin. En düşük emekli kök maaşı, en düşük memur maaşına eşitlensin. Emekli aylıkları bağımsız kurumlarca açıklanan gerçek enflasyon oranına göre otomatik olarak güncellensin. Emekli, dul ve yetimlere Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere yılda dört kez asgari ücret düzeyinde ikramiye ödensin. Derhal tüm emekli, dul ve yetimlerin kök maaşlarına acilen 12 bin TL seyyanen zam ödensin. TBMM’de emekli sendikaları statü yasasının çıkarılsın. Toplu sözleşme yapma hakkımız anayasal güvence altına alınsın. İntibak Yasası acilen çıkarılarak, 2000 öncesi ve 2000 sonrası emekliler arasındaki maaş eşitsizliği giderilsin. Emekli maaşlarından kesilen muayene, ilaç vs. tüm sağlık kesintilerine son verilsin. Şehir içi tüm toplu taşıma araçlarından emeklilere ve eşlerine ücretsiz ulaşım hakkı sağlansın. Temel gıda maddeleri ile elektrik, su ve doğal gaz faturaları üzerinden alınan KDV kaldırılsın ve temel yaşama yetecek kadarı ücretsiz olsun. Banka promosyonu günün koşullarına göre değerlendirilsin, her yıl aylık artışına göre güncellensin. Konut sahibi olamayan emeklilere, TOKİ tarafından ucuz konut sağlansın. Emekliler konut sahibi olana kadar barınma yardımı yapılsın. Sosyal devletin gereği olarak dul ve yetim maaşı en düşük emekli aylığından az olmasın. Çalışan emeklilerden sosyal güvenlik destekleme primi adı altında yüzde 32’lik kesinti kaldırılsın. EYT sorununu  çözmek için SGK sistemi kökten bir reformla yeniden düzenlensin.”

 

 

Exit mobile version