KAÇAK kazıdan yargılanıp 4 yıl hapis ve 8 bin lira para cezası alan Sındırgı Belediye Başkanı Ekrem Yavaş, “hakkımda çıkan haberler asılsız, mesnetsiz” demiş.
İHA’nın abonelerine servis ettiği habere göre, Başkan Yavaş “görevden alındı, siyasi yasak getirildi” gibi haberlere itibar edilmemesini istemiş.
Yerel mahkeme hükmü vermiş; itiraz edip etmemek Ekrem Yavaş’a kalmış.
Elbette itiraz etmiştir. Üst mahkeme ne karar verir bilinmez; oradan çıkacak karar Yavaş’ın akıbetini belirleyecek.
***
EKREM YAVAŞ, Sındırgı Belediye Meclisi’nde yargı kararıyla ilgili uzun uzun açıklamalar yaptı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun durumuyla aynı kefeye konmaması gerektiğini falan söyledi.
İmamoğlu hakaret iddiasıyla yargılandı, Yavaş kaçak kazı ve tarihi esere zarar vermekten.
Suç isnadı aynı değil, ama sonuçta yargı hükmü var ortada.
İmamoğlu için son sürat çalışan adalet, Ekrem Yavaş’ın soyadına mukabil çok yavaş mı işler, onu da göreceğiz ileride.
***
BAŞKAN Yavaş, kendini savunurken ikide bir ‘taş’ ifadesini kullanıyor.
Kayrak taşı, kilit parke taşı, kaldırım taşı değil bu; arkeolojik buluntu.
Doğanın kendi ürettiği bir parça değil, insan yapımı.. Siz deyin bin sene önce, ben diyeyim iki bin sene önce insan eliyle yapılmış, sonra toprak altında kalmış, Ekrem Yavaş ve Belediye’deki görevliler bulana kadar olduğu yerde kalmış bir tarihi eser!
“Taş” deyip küçümsenemez.
Ne olduğunu da bilmiyoruz aslında; lahit kapağı olduğu geçiyor tutanaklarda.
Hangi döneme ait, kimin mezarı, kimin lahidi, neden orada, başka arkeolojik parçalar da var mı, yok mu, bilgi sahibi değiliz.
Ama şunu biliyoruz; Ekrem Yavaş’ın ‘taş’ deyip herhangi bir taş parçasıyla aynı kefeye koyduğu şey, jeologların değil, arkeologların uzmanlık alanına giriyor.
***
TARİHİ eser vasfındaki arkeolojik buluntunun çıkarılma işleminden tutun da, izinsiz taşınmasına kadar tüm eylemler suç kapsamına giriyor.
“Ben Belediye Başkanıyım, buraların ağası da beyi de benim, ne dersem o olur” modunda, kepçeyle, kazıcıyla arkeolojik buluntuyu toprak altından çıkarıp Müzehan’a kadar taşıma rahatlığına sahip Ekrem Başkan.
Ama bu işlerin bir kuralı, bir prosedürü, bir yasası, yönetmeliği falan var.
Öyle önüne gelen, isterse Belediye Başkanı olsun, “kafama göre kazarım” olmaz.
Mahkeme tutanaklarına geçen ifadeye göre, kaçak kazı sırasında başka kültür varlıkları da zarar görmüş.
Lahit kapağı kırılmış meselâ.
Arkeologlar kazı alanlarında kepçeyle dozerle çalışmıyor.
Tek bir objenin toprak altından çıkarılması haftalar, aylar sürebiliyor. İğneyle kuyu kazmak gibi.
Sındırgı’daki olayda, tarihi ve kültürel varlığa iş makinalarıyla lambur lumbur dalıyorlar.
Yine tutanaklara göre, maddi zarar büyük.
***
SINDIRGI’nın Müzehan’ında sergilemek istediğini söylüyor Ekrem Başkan, “taş” dediği buluntuyu.
O işlerin öyle olmadığını kendisi bizden daha iyi bilir aslında.
“Buldum, getirdim, müzenin bahçesine koydum” olmaz…
Çok basit bir olaymış gibi göstermeye çalışıyor.
Mahkeme hakimini de itham eden, yargı ehline iş öğreten bir ifade takınıyor, Meclis’teki uzun konuşmasında.
Bu suç isnadının karşılığı iki yılmış da, hakim dört sene vermiş, bu olmazmış, hakim taraflı davranmış.
Mahkeme beraat deseydi, hakim dünya iyisi bir adalet mensubu mu olacaktı?
***
MECLİS’te Ekrem Başkan’ın uzun uzun anlatırken ağzından çıkan “yiğidin ardında it ürür” ifadesine, bir Meclis üyesi çok fena sinirleniyor. Aralarında çok sert bir diyalog geçiyor. Meclis üyesi o sinirle elindeki mikrofonu kürsüye fırlatıyor.
Bu olayı siyasi malzeme yapma hakkı var muhalefetin.
Mahkeme kararı da varsa bir de.. Muhalefet gereğini yapacak haliyle.
Ekrem Yavaş muhalefet sıralarında oturan bir Meclis üyesi olsa, “yiğidin ardında it ürür” ya da hepimizin bildiği şekliyle “it ürür kervan yürür” diye diklenen belediye başkanına çok daha sert karşılık verirdi herhalde.
Ekrem Yavaş’a selam ederim.
https://politikam.com/olay/sindirgi-belediye-baskani-ekrem-yavas-kacak-kazidan-hapis-cezasina-carptirildi.html
