Seçimlere önceki Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin gözlerindeki ışıltıyla girdik, zorla ikna edilerek göreve getirilen eski-yeni Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kazık zamlarıyla uyandık. Heterodoks politikalar hülyalara daldırırken, Ortodoks ekonomi politikalar kendimize gelmemizi sağladı!
Oysa ki iki ay önce 14-28 Mayıs tarihlerinde ‘uçuyorduk, kaçıyorduk!’ Almanya bize gıpta ile bakıyor, dünya bizi kıskanıyordu. Her gün bir yerlerde Gabar’da kuyudan direk pompaya girecek ‘petrol’ ve iki ay bedava kullandığımız Karadeniz’de ‘doğalgaz’ buluyorduk. Ekonomi süperdi, cari açık sorun değildi, ödemeler dengesi açığı yoktu, MB rezervleri ağzına kadar tamamdı. En düşük memur maaşları 22 bin olacak, en düşük emekli maaşı 7 bin beş yüz olmuştu.
Yerli ve milli gururumuz TOGG otomobiller sünnet çocukları gibi bizzat istifa etmeyen bakanlar tarafından il il görücüye çıkarılıyordu. İHA’lar, SİHA’lar gökyüzü semalarında süzülüyor düşmana korku salıyordu. Soğan ekmek önemli değildi, yeter ki ‘memleket elden gitmesindi!’ aç durulur memleket yine muhalefete teslim edilmezdi. Hem sonra muhalefet vaat ettiklerini nasıl yapacaktı, kaynağı nereden bulacaktı, kaynak denince en iyisini Erdoğan iktidarı yapardı!
HEM DE ÖYLE BİR YAPTI Kİ!
Yapacaktı yapmasına ama üçüncü kez seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önceki Cumhurbaşkanları Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetleri, dış güçlerin ve Kılıçdaroğlu’nun kumpasıyla Erdoğan’a tam bir ekonomik ENKAZ bırakmıştı.
E ne yapsın Erdoğan, bu ağır enkazı kaldırabilmek için önce yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Maliye Bakanı Şimşek’i Arap komşularından kaynak bulması için Arap ülkelerine göndermiş. Arap komşuların vereceği dövizlerin açıkları kapatmaya yeterli gelmeyeceği görülünce çaresiz başka arayışlara girilmiş.
Seçimler öncesi doğalgaz alacaklarını erteleyen, en yakın kanka olan dostum Putin beklemeye alınmış, PKK/YPG/PYD terör örgütlerine yataklık yaptığı iddia edilen, ben görevde olduğum sürece asla NATO’ya üye olamaz denilen İsveç’in üyeliğe kabul edilmesine biranda onay verilmek zorunda kalınmış. Yıllarca yok sayılan, unutulan AB’nin biranda yeniden gündeme alınmasıyla umutlar yani sıcak sermaye ve doğrudan yabancı yatırım umutları yeniden AB’ye bağlanmış.
Eh bunların gelmesi zaman alacağı için önceki Erdoğan iktidarının boşalttığı, tam takır kuru bakır bıraktığı hazineye kaynak ihtiyacı çaresiz vatandaş olarak görülmüş. E zaten vatandaş ‘aç kalmayı’ göze almamış mıydı, ülkeyi ‘muhalefete teslim etmem’ dememiş miydi!
Gıda, sağlık, hijyen ürünleri, kısaca tüm ürünlerde mal ve hizmetlerde uygulanan yüzde 18 KDV yüzde 20’ye, bazı mal ve hizmetlerde uygulanan yüzde 8 KDV 10 yapıldı. Sonra gece yarısı ansızın ÖTV’ye motorin ve benzinde 5 lira, LPG’de de 4 lira zam geldi. KDV ile birlikte benzin ve motorinin fiyatı 6 TL arttı. Benzinin litresi 34 lirayı aşarken motorin ise 32,60 liraya çıktı. Seçimler öncesi bir ay bedava tüketilen doğalgaz üzerinden alınan ÖTV ne oldu derseniz tam yüzde 224 oldu.
Bitti mi, biter mi! Zengin sınıfında sayılan otomobil sahipleri Ocak ve Temmuz’da ödedikleri MTV vergilerini bir kez daha ödeyecekler. Hukukçular istediği kadar alınan vergi tekrar alınamaz desin, iktidar emir buyurmuş; Hazine açıklarının kapatılması için araç sahipler bir kez daha MTV ödeyecek. Kim sorarsa gerekçe 11 ili kapsayan deprem…
Peki ülke iflas noktasına gelirken, seçimlerde her kesime bol keseden dağıtım yapan iktidarın karşısında ülkenin muhalefeti yok muydu, onlar bu yaşananları görmedi mi, gördü de anlatmadı mı?
Seçimler öncesi bol keseden dağıtan iktidar seçimleri aldıktan sonra artık önünde 5 yıl herhangi bir engel kalmayınca, sistem gereği kendisini zorlayacak bir durum da olmayınca. Vatandaşa acımasızca yükleniyor, şimdi acımasız yapılan zamlarla kasa-hazine bir miktar dolacak, yerel seçimlere az bir süre kala bir miktar indirimler yapılacak, fiyatları düşüren iktidar yine vatandaşını düşünmüş olacak.
Vatandaş acımasız, vahşi zamlarla ezilirken muhalefetten neden güçlü bir itiraz çıkmıyor deniyorsa öncelikle muhalefet ‘değişim ve kongre’ hesaplarının derdinde. Belki de vatandaş tercihinin bedeline katlansın diye düşünülüyor da olabilir!
Erdoğan iktidarının işi gerçekten çok zor çünkü kendisinden önceki Recep Tayyip Erdoğan iktidarı ülkeyi çok kötü yönetmiş, Erdoğan’a tam bir ENKAZ bırakmış!