Edremit’in moloz, hafriyat ve bahçe atığı sorunu

Edremit’te pek çok değişik saha moloz-hafriyat dolgusu için kullanılıyor, bir süre sonra da acımasızca çöplüğe dönüşüyor.

edremit-moloz-hafriyat-sorunu

 

Edremit cennet gibi bir coğrafyada yer alıyor ama önemli altyapı sorunları da yaşıyor. Bunların bir kısmı, yılların ihmaliyle iyice büyümüş ve kronik hale gelmiş durumda. Önemli yatırım ve finansman gerekiyor. Fakat merkezi yönetimde ve Büyükşehir’deki iktidar çoğunluğu, yıllardır bütün Körfez’de ve Edremit’te bu konularda adım atmaya hiç istekli olmadı.

 

Şimdi Büyükşehir’de yönetim değişti, bakalım neler görebileceğiz önümüzdeki dönem? Temel ve kronik sorunlarımız için gerekli adımlar atılacak mı?

Tabii bir de, büyük yatırımlar gerektirmeyen ama özenli, planlı davranılarak aşılması mümkün olan başka sorunlarımız da var. Zeytin tarımı ve yaz turizmine dayalı bir ekonomisi olan Edremit’te, bunlara zararı dokunan tüm olumsuzluklara çözüm bulmak gerekiyor. Örneğin, Belediye’nin düzenli bir moloz-hafriyat döküm alanı ve sistemi olmaması da önemli bir sorun. Deniz, zeytin ve çam arasında, bu işe uygun bir saha bulmak oldukça zor elbette. O nedenle de, ya bölgesel bir çözüm bulunmalı, ya da rasyonel bir dizi çözüm yaratılmalı. Gelin bu konuya daha yakından bakalım.

 

***

Hatırlayın lütfen, şu günlerde Havran Tepeoba’daki eski molibden madeninin hemen dibinden taşınıp getirilerek kaya dolgusu yapılan Edremit Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (ETDİOSB) arazisine, 2020 yılında Balıkesir B. Belediyesi de dolgu yapmaya girişmişti. Büyükşehir’e ait Balıkesir Gayrimenkul Yatırım ve Gıda A.Ş. oraya bir konteyner koyup, sahaya parasını ödemek kaydıyla moloz ve hafriyat kabul etmeye başlayınca, buna en çok sevinen Edremit ve Burhaniye belediyeleri olmuştu. Zira ikisi de döküm sahası sıkıntısı çekiyordu. Fakat moloz-hafriyat dökümü ile sınırlı kalmadı iş, kalorifer artıkları, derelerin dip çamurları, budama atıkları ve çöpler de yığıldı oraya. Kaymakamlık duruma müdahil oldu sonunda, vahşi dolgu işine Temmuz 2021’de son verildi ama mülki amir de Ankara’ya gidiverdi. Şimdi işte orada, ETDİOSB altyapı ihalesini üstlenmiş olan Teori İnş. Altyapı San. Tic. Ltd. Şti’nin şantiyesi yer alıyor. Fakat belediyelerin yıllarca kullanmayı düşündükleri moloz-hafriyat sahası da kalmadı artık, kaya dolgu yapılıyor oraya.

 

***

Bu nedenle, Edremit’te pek çok değişik saha moloz-hafriyat dolgusu için kullanılıyor, bir süre sonra da acımasızca çöplüğe dönüşüyor. Geriye doğru hatırlarsak, mesela Altınkum’da önce Işık Yolu girişi, sonra da Zeytinli Atıksu Arıtma Tesisi’nin çevresi uzun yıllar boyunca moloz-hafriyat döküm sahası haline getirilmişti. Yaz döneminde inşaat-tamirat işleri artınca, “geçici” denilerek bu sahalar gösteriliyordu yüklenicilere, sonra belediyenin park ve bahçe budama atıkları buralara bırakılıyordu. Vatandaş da “belediye atarsa ben niye durayım?” deyip elinden geleni yapınca, zamanla kocaman bir çöplük oluşuyordu. Özellikle,

Akçay minibüsleri son durağının arkasından Zeytinli AAT’ne giden toprak yol kullanılarak, o saha tamamen atıkla dolduruluyor ve sıkça da yangınlar çıkıyordu. 2019 seçimlerinden sonra Temmuz ayında EDÇEP’in önerisiyle Büyükşehir ve Edremit belediyeleri ortak çalışıp o sahayı tümüyle temizledi, hatta hendek kazarak araç girişini de durdurdu.

Zeytinli Çayı kıyısında ise, eskiden Kuğulu Göl denilen bölge, hastane yapımından vazgeçildikten sonra 2019’da moloz-hafriyat sahası olarak kullanıldı. Kısa sürede bir çöp dağı oluştu orada da. “Başka yer yok” deniliyordu. Çok şikayet edilen o saha, nihayet 2024 yerel seçimlerine yaklaşırken Balıkesir B. Belediyesi tarafından kapatıldı ve rehabilitasyona alındı. Yine Edremit Terminal kavşağının karşısında, Çanakkale Otoyolu’nun batı kıyısındaki bölge de uzun süre moloz-hafriyat dolgu sahası olarak kullanıldı. Otoyoldan geçen herkes bu alanı şaşkınlıkla izliyordu. Orası da nihayet bu ay tamamen temizlendi, artık tekrar kirletilmemesini umuyor vatandaşlar. Gerçi ikaz tabelaları da konuldu o bölgeye ama zabıta denetimi ve ceza uygulaması da gerekiyor korumak için.

 

***

Bir turizm ilçesinde, özellikle ana yolların kıyısında çöplüğe dönüşmüş moloz-hafriyat sahalarının sergilenmesi yanlışına, bir daha düşülmemesi lazım. Gören şaşıyor ama ya o sahalara yakın yaşamak zorunda kalanların durumu nedir? Vatandaş Edremit’e geliyor, ciddi paralar ödeyip bir yazlık konut alıyor ama keyfini çıkartacağı zaman bakıyor ki,  evinin karşısında bir çöp yığını oluşmaya ve hatta büyümeye başlamış. Sadece görüntü kirliliği değil, pislik, toz, koku, sinek vb. de dert oluyor başına. Evini alırken hiç ortada olmayan ve olabileceğine dair bir uyarı da yapılmayan vatandaş, bu sıkıntıdan belediyeyi sorumlu tutuyor haklı olarak. Şikayetlerini de aktarıyor ama çoğu kez sonuç alamıyor. Çünkü belediye o durumu “sürekli kullanılan saha yok” veya “çok uzakta” diyerek savunuyor. Geçici olacağı da söyleniyor bu tür sahaların ama ne yazık ki yıllarca devam ediyor bu sıkıntılar.

 

***

Edremit yaklaşık 45 km. sahil şeridine ve dağ tarafında kırsal mahallere sahip bir kocaman ilçe. Alanı oldukça uzun, yeterli müdahale de olmayınca her tarafında kirlilik, saçılmış katı atıklar, yığılmış çöpler görülüyor. Tabii tepki de topluyor bu hal. Yoğun nüfus ve yerleşim olan yerler kadar, kırsal kesimdeki durum da berbat. Piknik alanı ve kırsal mahallelerin yollarında, araç girişi yapılabilen bütün zeytinliklere sürekli olarak moloz döken, katı atık boşaltan birileri var. Bu durumu Dereli yolu gibi, kapalı olan Eminkuyu eski çöplüğüne giden yol gibi, tenha hatlarda olduğu kadar, hareketli olan hatlarda da görmek mümkün. Mesela Altınoluk’a girişte, hem de Çanakkale Otoyolu kıyısındaki Antandros kazı yerinin yanı başında bulunan zeytinliklere giren toprak yollar bile moloz ve çöp dolu. Altınoluk çıkışındaki A. T. Kışlalı Stadyumu çevresinin de, “geçici depolama” yapıldığı söylenen ama kalıcı hale gelen bir moloz-hafriyat sahasıyla başı epeydir dertte.

 

***

Peki neden böyle? Edremit Belediyesi yetkilileri bu konu dile getirildiğinde, uzun bir ulaşım hattında ve özellikle de yaz döneminde moloz-hafriyat taşımanın mümkün olmadığını söyleyerek savunuyor kendisini. Mıhlı Çayı sınırı veya Altınoluk’tan moloz taşımak yerine, A. T. Kışlalı Stadı çevresinin depo gibi kullanıldığı söyleniyor. Fakat yazın o bölgede yaşayanlar durumdan çok şikayetçi. Zaten yıllardır tamamlanmayan eski bir kapalı spor salonu inşaatının kalıntıları var orada. Bir de budama atıkları, moloz ve hafriyat yığılınca, mevcut futbol sahasına gitmek için dahi yol kalmıyor. Üstelik neredeyse Kasım ayının sonuna gelindi ama “geçici depo alanı” hala olduğu gibi de duruyor. Bu uzunca ilçenin bir başındaki durum böyle. Gelelim diğer taraflara?

 

***

Malum, doğal gaz çalışmalarına tekrar başlandı Akçay tarafında. Edremit Belediyesi bu kez işi sıkı tutuyor anlaşılan. Yüklenici firmaya, Güre köy yolu üzerinde bir geçici moloz-hafriyat depo sahası göstermiş. Uygulamada ise, dar kanallar açılıp sokakların bozulmamasına özen gösterilmesi, çıkan hafriyat ve kırık taşların iyice azaltılması, sokakları yeni baştan yapmak yerine tamirle yetinilmesi, böylece belediyenin kaynak ve varlıklarının da kilit taşı imalatçısına akıtılmasının önlenmesi gerekiyor. Üstelik dere yamaçlarının bile bu molozlarla doldurulması gibi bir akıl dışı bir uygulamanın yeniden gündeme gelmesini de engellemek lazım. İstenirse her iş doğru ve tasarruflu şekilde yapılabilir elbette. Edremit doğal gaza kavuşacak diye, belediye varlıklarını çimento ve kilit taşı imalatçılarına gömmek gerekli değildir sanırım.

 

***

İlçenin uzun hattının sonunda ise Yaylaönü kırsal mahallesi yolundaki moloz-hafriyat döküm sahası var. Bir ucu Mıhlı kıyısında, diğer ucu Bostancı’da olan Edremit’in moloz-hafriyat sorununun ne kadar sorunlu bir iş olduğu ortada. Büyük kentlerde olduğu gibi, moloz ve inşaat atığını parasıyla alıp götüren bir organize sistem de yok.

Peki ne yapılacak bu durumda? Çare üretilecek elbette. Budama atıkları parçalanıp, doğaya serilip yeşil gübre yapılmalı. Zaten belediyenin böyle bir makinası da vardı, gerekirse sayısı arttırılmalı ve çiftçiye de hizmet vermeli. Bozulmuş kilit taşlarını öğüten ve geri dönüşüm sağlayan bir makinesi de vardı belediyenin, onu da verimli kullanmak mümkün.

Fakat hepsinden önemlisi, sadece budama atığı, moloz ve hafriyat için değil, bütün katı atıkları kapsayacak şekilde bir geri dönüşüm sistemi oluşturulmalı ve vatandaşın da buna destek vermesi sağlanmalı. Katı atıktan tasarruf ile geri dönüşüm bedelleri de doğrudan yerel yönetime kalmalı. O zaman, traktörle molozu taşıyıp depo sahasına değil de ortalık bir yere boşaltan da, yere çöp atan da, yağmur suyu giderine kirli yağ varilini döken de, çöp karıştırıp toplayan da önlenebilir. Kaynağından katı atık toplama sistemi çalışınca, halkın katılımı da sağlanır. Mesela belediye anons sisteminden günde üç kez vatandaşa çağrı yapılır, ceza uygulamaları da devreye girerse, sistemin kalıcılığı sağlanır. Belediyenin sonsuz geliri yok, sınırsız temizlik görevlisi de istihdam edemez. O zaman, belediye ile vatandaşı ortaklaştıran bir sistem kurulmalı ve bunu çalışır kılmak için de birlikte çaba gösterilmeli. Hiç kimse “vergi ödüyorum, ben kirleteyim, belediye temizlesin” dememeli. Belediye de “vergiler düşük, imkanım bu kadar” diye kenara çekilmemeli. Çare birlikte bulunursa, temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamanın da yolu açılacaktır.

Exit mobile version