Dünya Çevre Günü’nde Melih Pabuçcuoğlu’nu unutabilir miyiz?

Zeytinlik alanlara 3 kilometre mesafede zeytinyağı üretim tesisi dışında, çevreyi kirletecek etkide sanayi tesisi kurulamayacağına hükmeden kanun teklifine ilk imzayı atandı. Zeytin ağacını korumak, yaşatmak, zeytinliklerin katledilmesini önlemek için esaslı bir mücadele verdi.

MELİH-PABUÇCUOĞLU

TARIK SÜRMELİOĞLU

 

 Dünya Çevre Günü denince.. Yeşil gelir insanın aklına ilkin.. Dağ, tepe, orman.. Yemyeşil güzellikler.

Temiz deniz, tertemiz akan dereler.. Mis gibi hava! Verimli toprak falan.

Özünde herkesin içinde azıcık da loşa çevreci bir damar var.

Hâttâ çevre faktörünü zerre kadar umursamadıklarını ifşa eden bürokratik ve siyasi kararlara imza atanlar bile…

 

***

BENİM aklıma da bunlar gelir elbet. Ama bir şey daha gelir:

Melih Pabuçcuoğlu!

Doğup büyüdüğü, yaşayıp öldüğü toprağın zeytinle sarmal olduğu bir bölgede, ölmez ağacı korumak için tek başına mücadele eden bir politikacıydı Pabuçcuoğlu.

Burhaniyeliydi. Adını ilçede bir bulvara verdiler.

Aslında heykelini dikmek lazımdı.

Hukukçuydu. Toprak adamıydı. Zeytinin değerini bilenlerdendi.

Zeytinlik alanları sanayi tesislerine, yapılaşmaya açıp arazi ve imar rantı peşinde koşanlara inat, zeytini savundu milletin meclisinde!

Oturdu, Zeytincilik Kanunu’nu yazdı.

Zeytinlik alanlara 3 kilometre mesafede zeytinyağı üretim tesisi dışında, çevreyi kirletecek etkide sanayi tesisi kurulamayacağına hükmeden kanun teklifine ilk imzayı atandı. Zeytin ağacını korumak, yaşatmak, zeytinliklerin katledilmesini önlemek için esaslı bir mücadele verdi.

Yasa çıktığı günden beri zeytin kanununda değişiklik yapılması için kaç teşebbüs gördük; çok fazla ilerleyemediler.. Kamuoyu direnci sağlamdı çünkü.

Her teşebbüsten sonra geri adım atmak zorunda kaldılar.

 

***

MELİH PABUÇCUOĞLU, serbest piyasacı, liberal ekonomiyi savunan, kapitalist düzenin partisi Doğruyol’un Milletvekiliydi oysa.

Hani sol cenahtan, halkçı yaftalı partilerin seçilmişlerinden beklersiniz ya hep bu çevreci, korumacı, mücadeleci çıkışları.

Sağcıydı Pabuçcuoğlu. Demek ki havayı, suyu, toprağı, ağacı, kuşu, börtü böceği, canlıyı korumanın, gözetmenin, savunmanın partisi olmamalıydı. Melih Pabuçcuoğlu, birlikte siyaset yaptığı adamların ve kadınların her şey mübahçı tavrına direnç gösterebilen, karşılarına duvar gibi dikilen önemli bir siyasi karakterdi.

 

***

ÇEVRE bilincimizin gelişmesinde, mutlaka Pabuçcuoğlu’nun payı var.

Yalnızca zeytin değildi ki O’nun korumak istediği..

Meselâ vahşi madenciliğe de karşı çıktı hep.

Doksanlarda, Havran Küçükdere’de şantiye kurup altın sondajına başlayan Tüprag adlı maden şirketine açıkça savaş açtı. Siyanürlü altın madenciliğine direndi. Bu konuda önemli bir kamuoyu bilinci oluşturdu.

Tüprag’ın Havran’daki madencilik faaliyetlerinin Kazdağları ve bölgede yaratacağı tahribata dikkat çekti sürekli. Kazdağları’nın Ulusal Park alanına dönüştürülmesi için çabaladı.

Arama motorlarında Melih Pabuçcuoğlu yazınca çok fazla bir bilgiye ulaşamıyorsunuz. Meclis tutanakları falan çıkıyor karşınıza. Satır aralarında, verdiği mücadeleyi bulabilmek mümkün.

2009’un Haziran ayında yaşama veda etti Melih Pabuçcuoğlu.

O zaman Balıkesir’de etkili bir çevre örgütü olan Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) Başkanı Mehmet Akif Öznal, bakın cenaze töreninde neler söylemiş Pabuçcuoğlu’na dair:

“O bir siyasetçi olmaktan daha çok, Körfez’in Melih Bavbası idi. Kendisi de zeytin üreticisi olmasının yanı sıra iyi bir hukukçu, sıkı bir çevreciydi. Hazırladığı Zeytincilik Yasası’nın yanı sıra siyanürlü altın arayıcılarına karşı verdiği hukuk savaşı sayesinde Körfez’in zeytini zkurtarıldı. O üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Körfez’deki siyanürlü altın şirketlerine karşı verdiği mücadele ile örnek oldu, bayrak oldu. 1992 yılında Havran’a bağlı Küçükdere köyündeki Tüprag direnişinin kahramanı oldu. Şimdi biz O’nun izinde gidiyoruz. Işığı yolumuzu aydınlatsın.”

 

***

MELİH PABUÇCUOĞLU ile birkaç kez röportaj yaptım, gerek zeytin yasası, gerekse altın madenciliği konusunda. Ankara’dan Burhaniye’ye geçerken il merkezine uğrar, Doğruyol Partisi’nin yıkılan Sebze Hali’nin üzerindeki İl Başkanlığı binasına gelirdi. Orada çalışmalarıyla ilgili basın toplantıları da yapardı.

DYP o dönem tulum çıkarmıştı. Balıkesir’in şimdiki gibi 9 değil, 7 milletvekili vardı. Yedisi de Doğruyol Partiliydi.

Baki Ataç, Hüseyin Balyalı, Ekrem Ceyhun, Ömer Lütfü Coşkun, Melih Pabuçcuoğlu, Sami Sözat, Cemal Öztaylan.

Diğerlerinin çevre konusunda hassasiyet gösterdiklerini söyleyemem. Pabuçcuoğlu’nu bu anlamda ayrı tutmak gerekiyor.

 

***

ÖZETLERSEK.. Melih Pabuçcuoğlu’nu, Balıkesir’de çevre bilinci oluşumunun baş kahramanlarından biri olarak görüp değerlendirmek gerek. Bu anlamda, unutulmuş politikacılar listesinde değil, unutulmazlar arasında adını anmak gerek.

O’nun mücadelesi, bugün hızla artan çevresel sorunlara karşı beklenen direnci gösteremeyen politikacılara örnek olmalı.

Ruhu şad, mekanı cennet olsun.

Exit mobile version