PANDEMİ tedbirleri kapsamında, caddeler, meydanlar, alışveriş merkezleri, pazar yerleri gibi kalabalığın çok olduğu yerlerde bulunabilecek kişi sayıları açıklandı.
Merkez ve ilçelerdeki caddeler, meydanlar, AVM’ler, pazar yerleri hepsi yazılmış.
Yüzölçümleri çıkarılmış.. Çarpılmış, toplanmış, bölünmüş, “şu kadar kişi bulunabilir” denilmiş.
Bu iş için hayli mesai yapılmış.
Ciddi bir çalışma.
Ama mevzudan makara çıkarmayalım mı yani?
***
ALİ Hikmet Paşa Meydanı’nda aynı anda 431 kişi bulunabilecek meselâ.
Dört yüz otuz ikinci kişiye giriş izni yok. Bir kişi çıkarsa, sırada bekleyene “geçebilirsin” diyecekler öyle mi?
***
YAYA halde Yeşilli tarafından geldin; Ziraat Bankası’nın önündesin.
Yeşilli’ye niye gittin?
Köfteci Zekai’de yarım ekmek köfte için.. Paket yaptırdın; caminin taş duvarının dibine çömelip yedin.
Tabi içeride yiyemezsin; yasak.. Sadece paket servise izin var.
Sokak ana baba günüdür gündüz vakti. Mesafe hak getire.
Aksıranı, tıksıranı, cigarayı dipleyip izmariti yere fırlatanı, cep telefonuyla konuşurken maskeyi çeneye sıyıranı.. Bir tanıdığını görüp ayak üstü iki beşlik bozanı.. Dilencisi, tırnakçısı, bilmem nesi.. Hepsi orada.
Köftecide oturup yersen korona var; ölürsün. Sokak daha güvenli!..
Neyse.
Yemeği yemek için çömeldin; tabure, sandalye falan yasak tabi.. Çömelince mesaneye baskı yaptı, çişin geldi haliyle. Yeşilli Caddesi’ndeki yeraltı tuvaletine girdin.. Yücel Yılmaz’ın yaptırdığı Paşa Cami tuvaletleri gibi ‘yüzyılın projesi’ değil ki; sidik kokusunun her zerresine sindiği kirli bir ortam.
Hacetini giderdin, şişin indi, rahatladın.
Yeni Çarşı tarafında dükkanın var; işine gideceksin yani.
Polis durduracak haliyle..
“Hoop hemşehrim; şu anda meydanda dört yüz otuz bir kişi var; bekleyeceksin…”
“Ama benim dükkan orada; işim gücüm var…”
“Bir kişi çıkış yaparsa, sen de giriş yaparsın.. Bekle…”
Diyelim ki Yeşilli’deki o kirli helâda yapmadın da, Yeni Çarşı’daki yeraltı tuvaletine bıraktın mevzuyu…
Haydi bekle bakalım…
***
ANAFARTALAR ve Millikuvvetler, şehrin merkezindeki iki ana cadde.
Birinde 788, diğerinde 304 kişinin bulunmasına izin var.
Bir fazlayı almayacaklar.
Haliyle birinin çıkış yapmasını bekleyeceksin.
Caddenin başında barikat, sonunda barikat mı olacak?
Barikatlar arası telsiz haberleşmesi falan…
“Barikat bir, barikat bir; üç kişi çıkış yaptı, tamam…”
Haydi vatandaşı sayıyla alacaksınız da.. Oradaki esnaf ne yapacak?
Güvenlik görevlisi, kim esnaf, kim gezici, kim satıcı, kim alıcı nereden bilecek?
Bu caddeler araç trafiğine açık. Mal tedariki giriş çıkış yapan kamyonu, kamyoneti olacak.
Bunların şoförleri sayıya dahil mi?!
İşyerlerinde çalışanlar meselâ.
Öyle ya, sadece düz ayak dükkanlar yok; ofisler falan da bulunuyor. Hayli kalabalık bir nüfus var yani.
Adam sabah ofisine gidecek; ama gidemiyor.. Caddenin kotası dolmuş, boşalmasını bekleyecek!
***
ORTAMI mobeselerden mi izleyeceksiniz, dron mu kullanacaksınız?
Öyle olacaksa yandık. Yani biz değil, o kameranın başındaki, dronu kullanan kişi, barikat nöbetindeki polis arkadaşlar; onlar yandı.
Sayıyı bir kaçırsa.. Dört yüz yirmi sekize kadar saydı; araya biri kaynak yaptı, ya da ne bileyim polisi lafa tuttu.. Adam sayıyı unuttu.
Zeki Alasya – Metin Akpınar’ın oynadığı ‘Köyden İndim Şehire’deki altın sayma sahnesi gibi…
Oradan biri, “Himmet abeeey” diye bağırıverdi; sayıyı unuttun.
Artık soruşturma mı açarlar, açığa mı alırlar, Dursunbey’e mi sürerler, bilemeyiz.
***
VATANDAŞ girenin çıkanın takibini yapamayacağına göre, bu işi güvenlik ekipleri üstlenecek.
Bu onlar için ekstra bir iş haliyle.. Günlük rutinin üstüne bir de bu adam sayma işini yükle.. Sonra gel, fazla mesaiden tabanları yarılmış o arkadaşlardan güler yüz, hoşgörü, iyi dilekler falan bekle.
Hele de muzip bir vatandaş espri olsun diye “dezefenktan sıkacak mısınız” diye soruverse…
***
TAMAM, her şey pandemiyle mücadele için. Hepimiz şu salgın illetinden bir an önce kurtulalım istiyoruz. O eski günlere geri dönelim; eşle dostla sarılıp öpüşelim. Maskesiz, mesafesiz yolumuza devam edelim.
..ve fakat caddeye, meydana, sokağa ‘sayıyla adam’ işine girdin mi..
Çıkamazsın yani.. Zor iş.
Pazar yerlerine çeki düzen vermeye benzemez. Alışveriş tezgahlarına mesafe koymaya benzemez.
Sıkıntı çıkar. Vatandaş zaten arıza çıkaracak yer arıyor; stres sinir ileri düzeyde.
Bir de giriş çıkışa sınırlama getiren bu genelge, bankaların yoğun olduğu alanlarda daha büyük sıkıntı yaratacak.
Adam çeyrek altına almayıversin, ne bileyim ayakkabı çanta, çekirdek fıstık için kalabalık yapmasın; tamam da.
Bankalar mevzubahis olunca.. Mesailer zaten pandemiye göre yeniden ayarlandı; banka şubelerine sınırlı sayıda müşteri alınıyor; bir de caddeye meydana barikat dedin mi…
Adam akşama kadar veznede sıra gelsin diye bekleyecek yani.
Başkaları da, onun bankadan çıkıp bölgeyi bir an önce terk etmesini bekleyecek haliyle.
***
BİR DE sorumuz var:
Caddeye, meydana, sokağa giriş yapan herkese HES kodu sorulacak mı?
HES kodu mühim…