CHP 24 Temmuz Pazar günü Balıkesir’de “Milletin Sesi” mitinglerinin üçüncüsünü gerçekleştirdi…
Tarihi bir miting olacağı konusunda çok iddialılardı…
Dedikleri gibi de oldu gerçekten görülmemiş bir kalabalıkla Balıkesir’de CHP tarihi bir miting gerçekleştirdi…
Her ne kadar siyaset bir iddia işi olsa da daha önceki tecrübelerden de biliyoruz ki mitinglere kitleleri çekmek sadece ortaya iddia koymakla olmuyor…
Çalışmak da gerekiyor…
Genel merkezin koordinesinde İl ve İlçe Yönetimleri, Gençlik ve Kadın Kolları, parti üyeleri ve Balıkesir’in üç milletvekili de olağanüstü çalıştılar…
Bir yerde başarı varsa ona herkes sahiplenirken, başarısızlığın olduğu yerde hiç kimse yoğurdum ekşi demez ve suçu başkalarına atar…
CHP tarihi bir miting olacağı konusunda ortaya iddia koyarken aynı zamanda bir riskte almış oldu…
İddianın uzağında yeterli kalabalığın çekilemediği bir mitingin gerçekleşmiş olması partiyi kurumsal olarak yıpratacağı gibi fatura da birilerine kesilecekti…
Bu durumda fatura ödetilecek kişi Balıkesir örgütünün başı Serkan Sarı ile birlikte milletvekilleri Ahmet Akın, Fikret Şahin ve Ensar Aytekin olacaktı…
Bu çember Belediye Başkanları ve İlçe Başkanları olarak da genişleyecekti elbette…
Çıkarılması gereken ders ise şu;
İl, İlçe kongrelerinde, danışma kurullarında ve benzer ortamlarda mikrofonun arkasına geçen birlik, beraberlik ve dayanışmadan bahseder…
Bu söylem hep hamasi söylem olarak kalmıştır. Kişisel hedefler daha önemli olmuş parti içi yarışlarda kara propagandalar benimsenmiş ve bu yüzden o birlik, beraberlik ve dayanışma bir türlü hayata geçememiştir…
Çıkar ilişkilerine dayalı birlik, beraberlik ve dayanışmalar ise kısa süre sonra çıkar çatışmasına dönüşmüştür…
Oysa partide görevi olsun olmasın her bir parti üyesinin tek bir görevi vardır. O da partiyi iktidara taşımak için elinden ne geliyorsa yapmaktır…
Ortak amaç bu olduğuna göre fakatsız amasız, hiç kimsenin hiç kimseyi ötekileştirmeden emeğini ortaya koyması gerekiyor…
Zira başka türlü birlik, beraberlik ve dayanışma sağlanamaz…
Mitingin başarılı olmasının anahtarı ise miting öncesi tamda ifade ettiğim gibi olması gerektiği şekilde birlik, beraberlik ve dayanışmanın sağlanmış olmasıdır…
Umarım herkes şapkasını önüne koyar ve bunun böyle devam etmesi için elinden geleni yapar…
Mitinge dönecek olursak…
Daha önceki mitinglerden de biliyoruz ki güvenlik duvarı stadın kapalı tribün girişinin tam karşısından ve birazda iç kesimden başlardı. Bu mitingde kontrol güvenlik noktaları Atatürk anıtına ve stat kavşağına kadar uzatılmıştı…
Su tedarikinden, seyyar tuvaletlere kadar gelenleri güneşten korumak için şapkaların dağıtılmasına kadar ses sistemi dahil alanın süslenmesi ile kusursuz bir organizasyon sergilendi…
Mitingin başlama saatinden bir saat öncesinde güvenlik noktasından geçip ilerlenemez duruma gelindi. Güvenlik noktalarından geçemeyen ve dışında kalan binlerce insan da vardı…
Milletin Sesi Mitingine ise damga vuran milletin sesi olarak kürsüye çıkan 68 yaşındaki çiftçi Ali Duman oldu. Yankılarıysa hala devam ediyor. Hayatın içerisinde mücadele eden, yaşadığı sıkıntılarla boğuşan biri olarak yaptığı güzel konuşma bir birini kusursuz bir şekilde tamamladı…
Ali dayıdan önce çıkan kadın konuşmacı heyecanına yenildi…
Ali dayıdan sonra ise daha yeni mezun olmuş, sağlık sisteminin yarattığı sıkıntıları yaşamaya aday, mesleğe başlamamış genç bir doktor iki dakikayı geçmeyen bir konuşma yaptı. Genç doktorun kendi fikri miydi yoksa ona rica ettikleri için mi bilmiyorum; kürsüye beyaz önlükle çıkması tiyatral bir şova bürünmesi açısından talihsizlikti…
Sonuç olarak başarılı tarihi bir miting yaşandı…
Yerel dinamikler dışında Genel Başkan Yardımcıları, elli civarında milletvekili, Parti Meclis Üyeleri günlerce Balıkesir il ölçeğinde girmedik yer, sıkmadık el bırakmadılar…
Özellikle iktidar kanadından mitinge burun kıvıranlar var…
Umuyorum ki en kısa sürede bunun rövanşını alacaklardır…
Vatandaşın da onları hasretle beklediklerini düşünüyorlarsa girmedik yer, sıkılmadık el bırakmasınlar miting nasıl yapılırmış cümle aleme göstersinler…