Tarihi seçimin, tarihi sonuçları her açıdan ‘tartışılmaya, araştırılmaya, incelemeye’ muhtaçtır. Sonuçların ardından, ‘nasıl oldu da CHP seçimlerden birinci parti’ çıktı yazımızdan sonra bu konuda kim ne diyor diye baktığımızda CHP yönetimini, politikalarını ve adayların çalışmalarının takdir edildiği gibi, bu ‘bariz’ başarıyı, ‘küçümseyenlerin, siyasi konjonktüre bağlayanların olduğunu da görüyoruz.
Öncelikle CHP’nin bu sonucu almasının en önemli parametreleri bir; seçimler sonrası genel başkan ve kadro değişikliği, iki; kapsamlı aday değişiklikleri, üç; etki tepki, polemik siyaseti yerine çalışanın, esnafın, emeklinin, dar gelirlinin yani ezilenin sesini dile getirmek, dört; bilimsel yöntemlerle birlikte, sahayı iyi kullanmak, etkili iletişim yöntemi ve daha birçok etken sayılabilir…
Ama vay efendim siyasi konjonktür çok uygundu, vay efendim ekonomik sıkıntılar çok artmıştı, enflasyon çok yükselmişti gibi gerekçelerle başarıyı küçümsemek tek kelimeyle yeni CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve yönetimine, sahada mücadele veren adaylara haksızlıktır.
Hele hele 47 yıl sonra birinci olan, 22 yıllık AKP iktidarı karşısında ilk kez AKP’yi geride bırakıp birinci olan CHP kadrolarını, siyasetini, çalışmasını ‘küçümseyici’ bir şekilde harici sebeplere, konjonktüre bağlayan CHP’lileri anlamak gerçekten anlaşılabilir değildir.
Mesela CHP’de 13 yıl genel başkanlık yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir medya kuruluşuna yaptığı değerlendirmeler kamuoyunu şaşırtan açıklamalardır. CHP Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin seçim zaferini üç nedene bağlıyor;
‘’Birinci neden AKP’ye küskün olan seçmenin sandığa gitmemesi,
İkinci neden, seçim iki parti arasında geçti, AKP ve CHP. AKP’ye küskün olan seçmen DEVA, Gelecek, İYİ Parti ve Saadet’e oy vermek istemedi. Oylarını kazanma ihtimali olan partiden yana kullandılar.
Üçüncü neden ise Kürt seçmenin CHP’yi tercih etmesi.’
Bir gazeteciye söylediği iddia edilen ‘’CHP seçimleri kaybediyor, kaybetmenin sorumluluğunu üstlenemem’’ iddialarına hiç girmiyorum!
Kılıçdaroğlu’nun bu değerlendirmeleri hiç gerçekçi değildir. Yaşanan onca sıkıntıya rağmen 10 ay önce sandığa küsmeyen seçmen ne olmuştur da 10 ay sonra AKP’ye küserek sandığa gitmemiştir. 10 Ay önceki seçimde iki parti AKP ve CHP arasında geçmedi mi, kaldı ki adı sayılan partiler ittifak içindeydi neden o zaman kazanma ihtimali olan CHP-İttifak adayı Kılıçdaroğlu’na değil de AKP adayı Erdoğan’ı terci ettiler. Yine Kürt seçmenin CHP’yi tercih etti tezine gelince; HDP (DEM) 10 ay önce aday çıkarmadığı halde Kürt seçmen Kılıçdaroğlu’nu tercih etmedi mi, etmediyse neden etmedi?
Dolayısıyla bu değerlendirmeler çok gerçekçi durmuyor.
Aynı benzer değerlendirmeleri AKP cenahı da yapmaktadır. AKP cenahı da aslında sonucun CHP başarısından ziyade enflasyon, hayat pahalılığı, emekli ve dar gelirlilerin iktidara olan kızgınlığı sonucu CHP’yi tercih etti gibi değerlendirmeleri var. O zaman onlara da sorulması gereken bugün ekonomik zorluklar yaşadığı için sandığa gitmeyen, gidenlerinde CHP’yi terci ettiği iddia edilen kitle, 10 ay önce çok mu müreffeh bir yaşam içindeydi. Hayatlarından çok memnun oldukları, hiçbir yaşam gaileleri olmadığı için mi AKP’yi terci ettiler. 10 içinde mi ekonominin dengeleri altüst olduğu için tercih değişikliği yaptı.
Tabi ki hayır…
Eğer iktidar cenahı da seçim sonuçlarını böyle okursa bu seçim kaybı bir seçim sonra büyük çöküşle sonuçlanması kaçınılmazdır.
CHP genel başkanı, yönetimi ve İstanbul’u 25 yıl sonra kazandıktan, ikinci kez bütün iktidar güçleri ve muhalefetin ayrı aday çıkarmasına rağmen ezici bir çoğunlukla kazanan Ekrem İmamoğlu’nun başarısını küçümseyen, değersizleştirmek isteyen çevrelere gelince…
CHP’li bu çevreler seçim sürecinde Ekrem İmamoğlu’na yönelik karalamalarından bir sonuç alamamış olmalarına o kadar çok üzülmüşler olmalılar ki şimdi de düşen seçime katılım oranları üzerinden… 2019’un aksine ittifak içinde yer alan partilerin her binin ayrı aday çıkarmalarını dikkate almadan oransal değerler üzerinden değil sayısal rakamlar üzerinden İmamoğlu’nun aslında ‘başarılı olmadığını’ oy kaybettiği iddiasıyla İmamoğlu başarısız algısı oluşturmaya çalışmaları ise başından beri bambaşka hesapların oluğunun çok açık bir göstergesidir.
Evet, ey sözde CHP’li olduğunu iddia eden, CHP’li olamayanlar anlaşılıyor ki, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yönetimi ve Ekrem İmamoğlu bu gidişle sizi uzun süre üzeceğe benziyor…
Bir de aslında ‘’CHP kazanmadı, AKP kaybetti’’ algısı yapanlar, bu seçimde ‘’CHP bariz olarak kazandı, AKP bariz olarak kaybetti.’’
İyi bayramlar, bayramınız kutlu olsun.