Salih Tozan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen CHP Balıkesir İl Kadın Kolları Milli Kuvvetler Caddesi üzerinden Ali Hikmet Paşa Meydanına kadar yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Hürmüz Avcı, Milletvekili Serkan Sarı, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ve eşleri ile kadınlar katıldı. Yürüyüşe 20 ilçe kadın kolları da destek verdi.
“BUGÜN HAKLARIMIZA SAHİP ÇIKMA GÜNÜ”
Yürüyüşün ardından günün anlam ve önemine ilişkin konuşmayı CHP İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Pınar Yahşi yaptı. Yahşi konuşmasında şunlara yer verdi:
“Bugün Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak; 81 il, 973 ilçede eş zamanlı basın açıklaması yapıyor ve dünyanın bütün kadınlarıyla dayanışma içinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyoruz!. 8 Mart, sadece bir anma günü değil; İsyanın, Emeğin, Dayanışmanın ve Mücadelenin günüdür! Bugün haklarımıza daha güçlü sahip çıkma günüdür..
“CUMHURİYET KADIN VE ERKEKLERİN MÜCADELESİYLE KURULDU”
1857’de New York’ta hakları için direnirken katledilen 129 kadın işçiyi anıyor, onların yaktığı isyan ateşinin yolumuzu aydınlattığını bir kez daha haykırıyoruz. Bu ateş, tarihin her döneminde, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine ışık tuttu, tutmaya da devam ediyor. Cumhuriyet; erkeklerle birlikte kadınların da mücadelesiyle, emeğiyle kuruldu. Ancak bugün bu ülkeyi yönetenler, kadınları yeniden karanlığa mahkûm etmeye çalışıyor. Cumhuriyetin kuruluş taşlarını döşeyen özgür kadınları getirmek istedikleri nokta, dünden bugüne artmaya devam eden kadın katliamlarında net olarak görülüyor. Bu karanlık zihniyet, 22 yıllık iktidarlarında, kadınları kendi karanlıklarına mahkum etmek için çalışmaktan bir adım geri durmamıştır. İstanbul Sözleşmesi’ni feshederek kadın katillerine cesaret vermiş, Kadınların kazanılmış haklarına saldırarak, toplumsal yaşamdan dışlanmasını hedeflemiştir.
“BU İKTİDARDA KADIN CİNAYETELERİ ARTTI”
AKP iktidarı, kadına yönelik şiddetle mücadele edemediği gibi istatistikler, kadına yönelik şiddette ilk on yıllarında yüzde 1400 artış olduğunu söylüyor. 2021 yılından beri kadın cinayetleri yüzde 162, şüpheli kadın ölümleri neredeyse yüzde 100 artmıştır. 2024 yılı, en çok kadın ölümünün gerçekleştiği yıl olmuş, 2025’in ilk iki ayında ise 49 kadın cinayeti işlenmiş ve 53 şüpheli ölüm gerçekleşmiştir. Tüm bu şüpheli ölümler için etkin soruşturma yürütülmesini istiyoruz. 2025 yılını Aile Yılı ilan edenler, kadınların, en güvenli olması gereken yerlerde; evlerinde şiddet görüyor ya da öldürülüyor oldukları gerçeğini görmezden geliyor.. Şiddet mağduru kadınlar şikayet için gittikleri karakollardan, şiddet gördüğü evlerine gönderiliyor. Uzaklaştırma kararını ihlal eden erkekler karakollardan sırtı sıvazlanarak çıkıyor. 6 bin 284’ü daha fazla budamanıza, yaşam hakkımızı gasp etmenize asla izin vermeyeceğiz.
“KADINLAR İSTİHDAMIN DIŞINA İTİLİYOR”
En can yakıcı sorunlarımızdan biri şüphesiz kadın yoksulluğu ve kadınların istihdam dışına itilmesidir. Kadın istihdamına yönelik veriler, bir utanç tablosunu açıkça ortaya koymaktadır. Kadınlar, güvencesiz çalıştırılıyor, düşük ücretlere mahkûm ediliyor, sosyal güvenceden yoksun bırakılıyor. Kadın emekçiler, aynı işi yaptıkları erkek işçilerle eşit şartlarda çalıştırılmıyor ve sadece kadın oldukları için ayrımcılığa uğrayarak, erkek işçilerle eşit ücret alamıyor. Ayrımcılığın, şiddetin, sömürünün ve yok sayılmanın gölgesinde bırakılan kadınların emeği her gün biraz daha görünmez kılınıyor. Kadın yoksulluğunu bitirmek için sağlık, eğitim, güvenlik ve istihdam alanında eşit haklara ve imkanlara erişimi kritik önemde. Eşitlik yoksa adalet yok. Fakat TÜİK’in makyajlı verilerine göre bile; çalışma çağındaki 29 milyon kadının sadece yüzde 32’si istihdamda. Üniversite mezunu kadınların yüzde 32’si, lise mezunu kadınların yüzde 55’i istihdam dışındadır. Kadın emeği, sömürülüyor, görünmez kılınıyor, rakamlarla bile doğru ifade edilmiyor!
“KATLEDİLEN KADINLARIN SESİ OLACAĞIZ”
Bugün 81 ilde ve 973 ilçede bu basın açıklamasını sözlü saldırıya ve şiddete uğramış veya uğrama noktasına gelmiş, ancak doğruları söylemekten bir adım geri durmamış kadınlar ile birlikte eş zamanlı gerçekleştiriyoruz. Haklarımızı çalmaya çalışan, sesimizi kısmaya çalışan ve canımızı değersizleştirmeye çalışan herkes duysun ve bilsin ki; katledilen kadınların, emeği sömürülen işçilerin, aç bırakılan çocukların, yaşlı bedenleriyle çalışmaya mahkûm edilen kadınların sesi olacağız. Buradan ülkemizin tam yarısını oluşturan ve seçimlerde oy kullanacak olan kadınlara da sesleniyorum: Ya karanlığa sürükleneceğiz ya da Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında laik, demokratik, eşit ve özgür bir Türkiye’de yaşayacağız. Ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı uygulamalarınıza asla izin vermeyeceğiz.
“NE KORKAR NE DE SİNERİZ”
Biz kadınız; biz kadınlar, devrimlerin öncüsüyüz. Biz kadınlar, bu ülkenin aydınlığıyız. Fransız Devrimi’nden, Dünya Savaşlarına, Kurtuluş Savaşı’ndan Cumhuriyet Devrimine kadar kadınlar her zaman en ön safta mücadele ettik! Dün vardık, bugün varız, yarın da var olacağız. Unutmayın! Biz ne korkarız ne de sineriz. Biz kadınlar devrimin öncüsü olmaya, çaldığınız hayatların hesabını sormaya geliyoruz.”