CHP Milletvekili Ensar Aytekin: Müftü intiharının sorumlusu Diyanet İşleri Başkanı’dır!

Balıkesir İl Vaizi, 51 yaşındaki Mehmet Deniz, evinde hayatını kaybetti. Yapılan otopsi sonucunda Deniz’in intihar ettiği tespit edildi. Mehmet Deniz, 2017-2021 yılları arasında Manisa Kırkağaç İlçe Müftüsü olarak görev yapmış ve daha sonra Balıkesir’e vaiz olarak atanmıştı. Evli ve 5 çocuk babası olan Deniz’in cenazesi, memleketi Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Beyce Mahallesinde defnedildi.

 

Mehmet Deniz’in intiharının arkasında, Diyanet İşleri’nin mobbing iddiaları olduğu ileri sürülüyor. Bu iddiayı ortaya atan CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, “tarikatların savaşı müftüyü öldürdü, intiharın sorumlusu Diyanet İşleri Başkanı’dır” dedi. 

 

(Kırkağaç Müftülüğü yaparken görevden alınan ve Balıkesir’e vaiz olarak tayin edilen Mehmet Deniz intihar etti)

 

CHP Balıkesir Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Ensar Aytekin, “Balıkesir’de vaiz olarak görevli müftü Mehmet Deniz’in cübbe giymemesi, bisiklet sürmesi, işe motosikletle gelmesi şikayet konusu olmuş ve Diyanet İşleri Başkanlığı Mehmet Deniz’i başlattığı soruşturma ile işten atmıştı. Mahkemece göreve iade kararı verilen Deniz için Diyanet İşleri Başkanlığı mahkeme kararını uygulamadı. Bunun üzerine Mehmet Deniz intihar etti. Tarikatların savaşı vaizlik yapan müftüyü öldürdü. Her kurumda olduğu gibi özellikle Diyanet İşlerinde de güç odaklı çatışmalar yaşanıyor. Kurumlar tarikatların elinde oyuncak ediliyor. FETÖ gitti, ne kadar tarikat varsa kurumları kendi aralarında paylaştı. Bu intihar sıradan bir olay değildir. Mahkemenin göreve iade kararını uygulamayan Diyanet İşleri Başkanlığı ve onun başındaki Ali Erbaş bu intiharın sorumlusudur” dedi.

 

Milletvekili Aytekin’in açıklaması şöyle:

 

“DİYANET, MAHKEME KARARINA RAĞMEN MÜFTÜYÜ GÖREVE İADE ETMEDİ”

“Balıkesir’de çok üzücü bir olay yaşandı. Diyanet İşleri Başkanlığınca Balıkesir’de vaiz olarak görevlendirilen müftü Mehmet Deniz, yaşam tarzı yüzünden, kurumun içindeki tarikat mensupları tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı’na şikayet edildi. Şikayet gerekçesine bakıyoruz, bisiklete binmek, motosikletle işe gelmek, sosyal bir hayatının olması, cübbe giymemesi yer alıyor. Normalde böyle bir dilekçe bir devlet kurumuna şikayet konusu olsa, evrakın anında iade edilmesi gerekir. Ama Diyanet İşleri tutuyor, şikayetler doğrultusunda işlem yapıyor ve kişiyi işten uzaklaştırıyor. Merhum Mehmet Deniz, İdare Mahkemesinde hakkını arıyor. Mahkeme kendisini haklı buluyor ve işlemi iptal edip işe iade edilmesine hükmediyor. Olay buradan sonra başlıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Mehmet Deniz’i göreve iade etmiyor ve mahkeme kararını tanımıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak ortağı Bahçeli her fırsatta mahkemelere ayar verince, devlet kurumlarının başındakiler de hukuksuzluğa doğal olarak devam ediyor. Bu yüzden göreve iade edilmeyen Mehmet Deniz hayatına son veriyor.

 

“BİSİKLETE BİNMEK, CÜBBE GİYMEMEK UYGUNSUZ HAYAT MI?”

Çok açık ve net söylüyorum, bu intiharın sorumlusu Diyanet İşleri Başkanı’dır. Diyanetin içinde tarikatların savaşında bir insan hayatını kaybetmiştir. Hakkı yenilen, adaleti arayan Mehmet Deniz’i el birliğiyle öldürmüşlerdir. Bisiklete binmek, cübbe giymemek uygunsuz hayat olacak ama son model zırhlı arabayla camiye gitmek, eşinin çantasını taşıttırmak, din görevlisi tartaklamak, beş yıldızlı otellerde toplantı düzenlemek normal uygun bir hayat olacak. Diyanet İşleri Başkanının normal şartlar altında görevi ihmalden ve ölüme sebebiyet vermekten yargılanması gerekirken, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmesinin izahatı yok.

 

“TARİKATLARIN TAMAMINDAN KURTULMADIKÇA DEVLET VE VATANDAŞLAR TEHDİT ALTINDADIR”

Tarikatlar savaşı tüm kurumlarda sürerken bir can göz göre gitti. Vebali başkanın boynundadır. Dün Emniyet Teşkilatı, Ankara’da 7 yıldır aranan FETÖ’cü emniyet müdürünü yakaladı. Müdür teslim olurken, boşuna uğraşıyorsunuz, biz geri döneceğiz dedi. Bu cüreti nereden buluyor, ne demek istiyor diye düşünürken yaşanan bu intihar görünümlü cinayet gösteriyor ki kurumlarda tarikat savaşı sürüyor. Bu tarikatların tamamından kurtulmadığımız sürece devlet tüm kurumlarıyla ve vatandaşlarıyla tehdit altındadır.”

Exit mobile version