ÜNİVERSİTE sınavına giren her öğrencinin gönlünde hem iyi bir üniversiteyi tutturmak, hem yaşadığından daha güzel bir şehirde okumak arzusu vardır.
Çok yüksek puanlarla öğrenci alan, ama bir türlü marka olamayan Balıkesir Üniversitesi pek tercih edilmez.
Sonuçta ‘Balıkesir Üniversitesi’dir yani.
Öyle ya; bir marka ve diploma değeri yüksek olanlar var.. Bir de yereller.
Bizimkine ‘yerel’ gözle bakılır.
Oraları buraları yazdıktan sonra, “haydi bir de Balıkesir’i yazayım” diye düşünen öğrenciyi en çok etkileyen şey, hiç görmedikleri Balıkesir’in ‘sahil kenti’ olduğu yanılgısı!
Türkiye’nin orasında burasında yaşayıp Balıkesir’i sadece haritada gören öğrenci için..
Hele bir de hiç deniz görmemişse..
Cezbedicidir yani.
***
TERCİH listesine yazılır, Balıkesir’de bir fakülte veya yüksek okul kazanılır.. Sonra hemen deniz kenarında okuma hayalleri kurulur. Sahil ilçelerindeki yüksek okulları tutturduysa ne ala.. Merkez veya kırsal ilçeler çıktıysa bahtına…
Kör talih!
***
AMA öyle demeyin; illâ ki su lazımsa, Kepsut deresi var, Susurluk çayı var. Merkezimizin medarı iftihar vesilesi Avlu Balıkesir’in içinde sazanların yüzdüğü su kanalı var.
Bir de ne var?
Balıkesir Üniversitesi Çağış Kampüsü’nün yağmur göleti var.
Yağmurlu havalarda küçük bir mavilik.. Yağışsız dönemlerde kurbağa bataklığı.
Şekilsiz mimarisi, çorak arazisiyle bizim kampüsü tanıtım broşürlerinde falan cazibe merkezi gibi göstermenin imkanı yok tabi.
Ama içi su doluyken çektiğin gölet resimlerini korsan broşüre..
Liseden yeni mezun delikanlıyı, genç kızı kendine çekmen mümkün.
“Aaa, bak baba; Balıkesir Üniversitesi’nin içinde göl var…”
Tabi tabi, göl manzalı ultra lüks yurt odalarında konaklayıp, kampüsün göl parkında ‘çimlere oturma fotoğrafı’ çektireceksin bol bol.
***
BAÜN Rektörü İlter Kuş bu yazdıklarımıza içerleyecek muhtemelen. “Bu kadar da gömme bizi yav” diyecek.
Gömmüyorum; somut gerçeğe dikkat çekiyorum.
Resimleri görüp, paleti şnorkeli oltayı çantaya koyma planları yapan çocukların daha ilk gün yaşayacakları hayal kırıklığını hafifletmeye çalışıyorum!
***
REKTÖR Bey, sosyal medyada ‘yeşil ve doğal kampüs’ paylaşımı yapmış.
Kampüs içinden ağaçlı, çimenli birkaç fotoğraf.
..ve elbette o yağmur göletinden bir kare!
Koymazsan olmaz; yirmi sekiz senede balta girmemiş ormanlık alana dönüştürülmesi mümkün bir kampüsü çimle çiçekle yeşillendirip “doğal kampüs” diye millete gazlamak olmaz.. Yemezler yani.
O halde n’aparsın; yağmur göletinden bir iki kare paylaşırsın.. Çekici olur.
Kızma İlter Bey; bu direkt senin sorumluluğun değil. Senden öncekilerden kalıt yani.
***
GELELİM Balıkesir’e deniz getirme işine!
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi de sosyal medyadan BAÜN’ü kazanan öğrencilere şu mesajı sarkıtıyor:
“Merkeze de denizi getirmeyi düşünmüyor değiliz. Güzel şehir Balıkesir’e hoşgeldiniz gençler…”
Merkezde rakım yüz otuz. Deniz seviyesinden bir hayli yüksekteyiz.
Eskiden yüz yirmi yazardı giriş çıkıştaki tabelalarda. Zaman içinde epey bir yükseldik…
Deniz yüz kilometre ötede. Vilayetin merkezi kırsalı kucaklıyor daha çok.
E n’apalım yani şimdi, merkezde deniz yok diye dövünecek miyiz?
“Merkeze deniz getirmeyi düşünmüyor değiliz” ezikliğiyle yaşanmaz ki?
***
BÜYÜKŞEHİR’in sosyal medyasını yöneten arkadaşlar, Balıkesir il merkezindeki bu kalıcı ezikliği, Başkan Yücel Yılmaz adına dışa vuruyorlar.
Yücel Yılmaz da aynı eziklikle kendi hesabında şu paylaşımı yapıyor:
“Doğasıyla, deniziyle Balıkesir’imizi siz de seveceksiniz…”
Ama merkezde okuyacak öğrencileri kırsal bir kader bekliyor!
***
ÇOCUKLARI kandırmayalım. Balıkesir’in merkezinde deniz falan yok.
Eski zaman politikacılarının “Balıkesir’e deniz getireceğiz” vaatleri ultra ütopikti.
Bu zamanın politikacıları da dillendiriyor; bu durum politik tavır ve toplumsal hafızanın pek değişmediğini de gösteriyor.
***
PEKİ ya bu çocuklara Balıkesir’i sevdirecek, burada okumanın övüncünü gururunu yaşatacak başka materyaliniz yok mu sizin?
Dört beş yıl burada yaşayıp sonra mezun olacak çocuklar Balıkesir’den giderken..
Onların yaşamında derin izler bırakacak malzemeniz yok mu gerçekten?
Bir olmayan deniz.. Bir de yağmur göleti öyle mi?
Hani iş bununla bitiyorsa eğer.. Yani çocukları deniz kenarında okutmaksa ana gaye..
Taşıyın kampüsü Edremit’e, Ayvalık’a falan.
Hem okusunlar, hem denizi seyretsinler okulun pencerelerinden.
***
BU satırları yazarken, Rektör’den bir mesaj düştü önümüze. Şöyle ki:
“2020-2021 YKS sonuçlarına göre Üniversite öğrenci kontenjanlarımızda doluluk oranı %97 olmuştur. 6 bin 543 yeni öğrencimiz Üniversitemize kayıt yaptırmayı hak kazanmıştır. Öğrencilerimizi bir kez daha tebrik ediyor, Üniversitemize ve Şehrimize hoş geldiniz diyorum.”
Eh madem denizden, göletten dem vurduk; kayıt için gelen öğrencilere birer şnorkel ve mayo hediye edin sevinsinler.