Büyükşehir ve ilçe belediyelerine bir öneri

Siz tek yumurta verin! 200 mililitrelik paketlerde süt meselâ.. Her gün bir adet! Meyveyi de dahil edelim… Mevsimine göre, her çocuk için günde bir meyve.. Bazen elma, bazen mandalina, bazen muz. Hani, sabahları serpme kahvaltı, öğlenleri bol kepçe etli kurufasulye, nohutlu pilav, ciğertava servisi yapın demiyoruz. Küçücük bedenlerinin sağlığı için bir yumurta, biraz süt, bir adet meyve hepi topu.

yumurta-önemli

 

EĞİTİM masraflarının aileler için yıkım olduğunun herkes ayırdında.

Her yeni eğitim öğretim dönemi öncesinde anne babaları bir düşünce alır; çocuklarının eğitimi için önemli bir kaynak ayırmak zorundadırlar.

Kırtasiyesi, çantası, kıyafeti, kitapları, servisi, yemeği derken, akıllara zarar rakamlar çıkıyor karşılarına.

Paranın pul olduğu günlerdeyiz. Enflasyonun ağır yükü altında ezik ezik eziliyoruz hepimiz.

Allah çocuk okutanlara güç kuvvet versin. Bizim de üniversitede okuyan bir çocuğumuz var; eğitim ve barınma masraflarının ağırlığı altında biz de eziliyoruz nitekim.

 

***

GELİŞMİŞ ülkelerin eğitim sistemlerine bakıyoruz; bilgiyle donatmanın ötesinde, sağlıklı bireyler olarak yetişmeleri için günlük almaları gereken kalori miktarının bile hesabını yapıyorlar.

Çocukların beden ve zihin gelişimi için gıda desteği veriyorlar.

Sosyal devlet, her bir çocuğun sağlığını, eğitimini, gelişimini takip etmekle mükellef.

Türkiye Yüzyılı – Maarif Modeli diyerek bir nesli kendi istediği şekilde biçimlendirmekten önce.. O neslin sağlıklı gelişimi için politika üretmesi gerekiyor ülkeyi yönetenlerin.

 

***

BUGÜNÜN ekonomik koşullarında anne babaların çocuklarının sağlıklı beslenmesi için ayırabilecekleri ekstra bir bütçeleri yok maalesef. Çocuğun beslenme çantasına fazladan bir yumurta, bir dilim peynir koymanın maliyeti ortada.

 

***

ÖNCEKİ yazıda, kent mutfağı, halk lokantası, öğrenci lokantası gibi yerel yönetim uygulamalarının yaygınlaşması gerektiğine dikkat çekmiştik.

Balıkesir’de de bunun örneklerini göreceğiz yakın zamanda. Büyükşehir Belediyesi , kent mutfağı ağı kurmaya çalışıyor. Ayvalık Belediyesi öğrenci lokantası açıyor. Büyükşehir’in kent mutfaklarında 50 liraya karnını doyurabilecek vatandaş. Ayvalık’ta açılacak öğrenci lokantalarında ise 30 lira karşılığında üç çeşit yemek ve meyve yiyebilecek öğrenciler.

Bu uygulamaların lokalde kalmaması, yaygınlaşması isteniyor. Balıkesir’in 20 ilçesinde, kent mutfakları, öğrenci lokantaları açılsın; yiyecekleri yemeğin maliyeti, ödenecek hesabın çok üstünde olabilir ama, bunu sübvanse edebilecek gücü var yerel yönetimlerin.

Bazı harcamalardan kısarak, dışarıdan destek alarak, kaynaklardan pay ayırarak yapabilirler.

 

***

ÖZELLİKLE ilkokul çağındaki çocukların sağlıklı beslenmelerine biraz kafa yormak gerekiyor.

Bu noktada, bazı önerilerimiz olacak yerel yönetimin yönetenlerine.

Balıkesir’deki ilkokullarda sabahları süt ve yumurta dağıtımı yapılabilir. Hani hep o Japon çocuklara zihinsel ve bedensel gelişimleri için günde altı yumurta yedirme örneğini koyarlar ya önümüze..

Siz tek yumurta verin!

200 mililitrelik paketlerde süt meselâ.. Her gün bir adet!

Meyveyi de dahil edelim…

Mevsimine göre, her çocuk için günde bir meyve.. Bazen elma, bazen mandalina, bazen muz.

Hani, sabahları serpme kahvaltı, öğlenleri bol kepçe etli kurufasulye, nohutlu pilav, ciğertava servisi yapın demiyoruz.

Küçücük bedenlerinin sağlığı için bir yumurta, biraz süt, bir adet meyve hepi topu.

 

***

SOSYAL devletin Milli Eğitim kurumu bunu yapmalı aslında. Ne ki, taşımalı sistemi bile tasarruf tedbirleri gerekçesiyle iptal edecekler neredeyse. Köyden köye, kırsaldan merkeze taşınan öğrenciye, “başının çaresine bak” diyecekler yakında.

Burada sorumluluk yerel yönetimlere düşüyor.

Büyükşehir Belediyesi, şu yumurta – süt- meyve önerisini ciddiye almalı. Bu konu üzerinde kafa yormalı. İlçe belediyeleriyle ortak bir proje geliştirebilirler. Tarımsal ürünler için alım garantisi veriyorlardı; bunun bir iki küçük örneğini gördük.

Üreticiden, ilk elden yumurtayı sütü, meyveyi satın alabilirler.

Uzun vadede kendi üretim çiftliklerini kurabilirler.

Mahallelerde belediyelere ait boş arazilerin imar planlarını değiştirip yüksek bedellerle satma politikasından önce, o arazileri meyve bahçelerine dönüştürmeleri de yeni ve akılcı bir politika olabilir.

Bunu hep önermişizdir; mahallelerde sırf yeşillik olsun diye manolya, palmiye, çam vesaire ağaçlar yerine, meyve ağaçları dikilebilir.

Bu ağaçların sorumluluğu, mahallenin çocuklarına verilebilir. Sulamasını onlar yapar; sorumluluk yüklenince gözleri gibi bakarlar o ağaçlara. Sonra, eriğini, kayısısını, şeftalisini, elmasını toplayıp yeme hakkı onların olur.

Çocukların sorumluluk bilincinin gelişimi için katkısı olur ayrıca.

 

 

 

 

Exit mobile version