BÜYÜKŞEHİR VE BANDIRMA BELEDİYESİ’NİN ARAZİ PAZARLIĞI

TUFAN DALGIÇ

Edincik merasının paylaştırma komisyonunca kazanılan davalara karşın hazineye devredilmesi Bandırma’nın bugünlerde en önemli gündemi. 6 bin 300 dönümlük bu meraya yalnızca Edincikliler değil, bu toprakları seven ve üreten bir ülkeden yana olan herkes sahip çıkmalı. Öyle ki merada 160 aile hayvancılık yaparak ekmeğini kazanıyor. Hatta bu alanı da Edincik halkı kendi paralarıyla alıp belediyeye bağışlamışlar. Dolayısıyla alanın Büyükşehir yasasına göre Bandırma’ya geçmesi gerekiyor. Ancak anlaşılan bu alan o kadar cazip geliyor ki, önce Büyükşehir’e ardından da Bandırma’nın davayı kazanması üzerine hazineye veriliyor. Anladığımız kadarıyla bu mera hazinede de kalmayacak, hazine de muhtemelen burayı Büyükşehir’e verecek. Alanın 65 ayrı noktasında zemin etüdü yapıldığı da gelen haberler arasında.  Ancak Bandırma halkı ve belediyesi yalnızca büyükşehirle ya da “oldubitti”ye getirilen kararlarla değil, aynı zamanda içeride “verelim gitsin” diyen CHP’li meclis üyeleriyle de uğraşmak zorunda.
Yazının bu bölümünü nelerle karşı karşıya kaldığımızı görmeniz için iyi okumanız gerekli. Edindiğim bilgi ve iddialara göre; Bandırma Belediye Başkanı Tolga Tosun’a, son katıldığı paylaştırma komisyonunda Yücel Yılmaz tarafından “alanı yüzde 50 yüzde 50 paylaşalım,bir de sahil bandını verelim” gibi bir teklif yapılıyor. Burada teklifin nasıl yapıldığı da önemli. Yılmaz, “Nasıl olsa hazineden biz alacağız, şimdi verin” diyerek “tehdit edercesine mi?” bu teklifi yaptı bilemiyoruz. Şunu da söylemek gerekli Tolga Tosun, o an elinde yetki varken bu teklifi kabul edebilirdi ama etmiyor ve meclis üyeleri ile konuyu tartışmaya açıyor. Tosun’un tavrı siyasi etiğe güzel bir örnek olarak halk tarafından bilinmeli.  Bu toplantıda Tolga Başkan yine alanın kazanılan davalar sonucunda Bandırma’nın yani Edincik halkının olduğunu belirterek ayrılıyor. Yılmaz’dan gelen teklifi Tolga Tosun, CHP meclis grubuna getiriyor. Amaç; tartışarak halk için doğru olanı yapmak.  Aralarında Adil Levent Coşkun, Selim Panç ve Yalçın Cömert’in olduğu 3 kişilik grup Yılmaz’ın teklifinin kabul edilmesini savunuyor. Düşünün CHP’den 3 isim CHP’nin, Bandırma’nın meclis üyesi değilmişçesine bu teklifi savunuyor. Tabii buna karşılık SOL ideolojiden gelen ve bu toprakların halkın olduğu bilincini taşıyan meclis üyeleriyle karşı karşıya geliyorlar. Bir grup meclis üyesi de konuda çekimser kalıyor. Büyük tartışmaların yaşandığı toplantıda Tolga Tosun, bugüne kadar dediği gibi “birlikte yönetme” anlayışı çerçevesinde meclis üyelerini dinleyerek alanın Büyükşehir’e verilemeyeceği yönünde karar alıyor. Perşembe akşamı meclis toplantısında bu kararını da açıkladı. “Hazineye devredildiğine dairyazı bize ulaştığında mahkemeye gideceğiz” dedi. İşte CHP’nin karşı karşıya kaldığı son günlerdeki en önemli sorun dışarıda değil, yukarıda yazdığım gibi içerde…
CHP YİNE TARAFSIZ KALMAYI BECEREMEDİ
Kent Konseyi seçimleri öncesi Adil Levent Coşkun ve Selim Panç’ın, Rotary Kulübünü temsilen Kent Konseyi Başkan Adayı olan Dr. Murat Ergöz’e destek için dernekleri arayarak “Tolga Tosun destekliyor, Belediyenin adayı” gibi konuşmalar yaptıklarını sizlere daha önce yazmıştım. Bu iddialarla ilgili her iki isim de cevap hakkını kullanmadı. Özellikle  söylememiz gerekli Murat Ergöz’ü istedikleri gibi destekleyebilirler ama “Tolga Tosun ve Belediye adını” kullanmazlar. Eğer böyle yapıyorlarsa da bunun bedelini siyaseten öderler. Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım yazının ardından yeni gelişmeler de yaşandı. Bir anda toplanan CHP İlçe Yönetimi, partiyi temsilen Barış Tütüncü’yü Murat Ergöz’ün yürütme kurulu adayları arasına yerleştirdi. Dolayısıyla CHP İlçe Başkanı Hüseyin Bahar ve yönetim kurulu üyeleri kent konseyi seçimlerinde taraf oldu. Yıllardır partiye “Eğitmen olarak” emek veren Nermin Mutlu’yu bir kenara iterek onun karşısında var olan bir başka adaya destek vermeye başladılar. CHP “vefasızlıklar” partisidir ama en azından “Siyaset üstü” dediğimiz kent konseyi seçimlerinde tarafsız kalabilme iradesini göstermeliydi. CHP’de kutuplaşmaların ve ayrışmaların bu kadar erken başlaması da demokrasi adına düşündürücü. Bu gibi durumların ilçe kongresinde yaşanması çok göze batmıyor ama partiye emek vermiş birinin karşısında her ne olursa olsun partili olmayan başka bir adayın desteklenmesi üyelerin kafasında ciddi bir soru işareti oluşturacaktır. Ayrıca eski seçilmiş yönetimden gelenleri bir kenara bırakırsak “atanmış yönetim” bu gibi durumlarda tarafsızlığını korumalı ki üyeler “ yönetimin meşruiyetini” sorgulamaya başlamasın. Anladığımız kadarıyla yine bazı meclis üyeleri devreye girerek “Tosun destekliyor, belediye destekliyor” anlayışını güçlendirmek için CHP’den bir yönetim kurulu üyesini yürütme kurulu adayı yaparak algı oluşturmaya, dizayn etmeye çabalıyor. Daha önce yazdım. Tolga Tosun kent konseyi seçimlerinde tarafsız kalma konusunda net ve adının kullanılarak yapılan işlerinde elbet bir gün hesabını soracaktır. Çünkü Tolga Tosun, bugün CHP’yi kimlerin dizayn etmeye çalıştığını ve kendi adını kullanarak ne işlerin yapıldığının farkında. Bugüne kadar demokratik bir biçimde “birlikte yöneteceğiz” diyen Tosun, kimsenin CHP’yi ya da kent konseyini dizayn etmesine izin vermeyecektir.
Exit mobile version